Ýki saatte Serêkaniyê'den girip Dêrik'ten çıkacaklardı!- Ýzlenim-

Ýki saatte Serêkaniyê'den girip Dêrik'ten çıkacaklardı!- Ýzlenim-

Batı Kürdistan'ın Serêkaniyê kentinde olaylar durdu. Geride ise tutmayan planlar, oyunlar kaldı. Çeteler daha ilk gün YPG'lilere "Zaten 2 saate kadar Dêrikê'deyiz" diyordu. Aynı şekilde bazı 'kravatlılar' ise YPG'lilere "Özgür Ordu'ya katılın" çaðrısı yapıyordu. Bunu söyleyenler ise soluðu Ýstanbul'da aldı, bunlara yakın gençler de YPG'ye katıldı.

Silahlı çete gruplar, Serêkaniyê merkezine girdiklerinde "Kürtlerle ve sivil halkla bir sorunumuz yok" iddiasında bulunmuşlardı. Ancak tam bunun tersi oldu; rejime baðlı güçler şehirden tamamen çekilince, halkın arasına girdiler, evleri talan etmeye başladılar. Şüphesiz halkın buna öfkesi sert oldu. Kürt parti ve örgütler bu grupların şehri terk etmelerini isterken, gerçek ise görünenden farklıydı; Serêkaniyê'de birçok devlet ile grubun senaristliðinde bir oyun sahnelenmek isteniyordu.

Serêkaniyê aslında 26 ve 30 Ekim'de Halep ve Efrin'de Kürtlere karşı tezgahlanan oyunun parçasıydı. Zaten Türkiye'nin yardım ve yataklıðında Guraba El Şam, Ehfad El Resul, Cebet El Nasra gibi gruplar Halep ve Efrin'de sahnelenen “oyunun” piyonlarıydı. Bu çetelere yakın bazı kesimlerin Serêkaniyê'de, silahlı çeteleri karşılaması bunlara ait bayrak ve sembolleri çıkartması artık şaşırtıcı deðildi.

Bunların uzantısı küçük gruplar da Kobanê'de Kürtlük adına yürüyüşe geçtiler. Daha da ileri giderek PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in evini taşladılar. Dirbêsiyê ve Qamişlo'da ise halkı zorla göçe zorluyorlardı. Türkiye'nin aynı bu dönemde Dirbêsiyê kapısını açması oyundaki hamleleri tamamlıyordu. Fakat bu kentlerdeki halk bu kirli tezgaha düşmedi, üstelik rejimin son kalıntılarını da kendi arasından temizleyerek işgal planlarını boşa çıkarttı.

SERÊKANÝYÊ'DE OLAYLARIN PATLAK VERDÝÐÝ GÜN...

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, 17 Kasım'da Yüksek Kürt Konseyi'nden bir heyet Serêkaniyê'ye gelmişti. Heyet bombalanan yerleri incelerken, Halk Meclisi Başkanı Abid Xelîl'in önerisiyle 19 Kasım'da kentte bir yürüyüşün yapılması planlandı. Yürüyüşün gerçekleşeceði sabah ise Qamişlo, Amudê ve Dirbêsiyê halkı Serêkaniyê'ye doðru yola çıktı. Daha kitle yoldayken silahlı gruplar Serêkaniyê girişinde asayiş noktasına saldırırdı, Yüksek Kürt Konseyi'nin bayraðını yaktı.

Bunun üzerine Halk Meclisi Başkanı bazı vatandaşları yanına alarak bu gruplarla konuşmak için olay yerine gitti. Ancak başkan Abid Xelil kurşunların hedefi oldu. Saldırıda Xelil ile bir genç yaşamını yitirirken, Asayiş üyesi 5 kişi de yaralandı.

"BÝZÝMLE ÇATIŞMAYIN 2 SAATTE DÊRÝKÊ'DEYÝZ"

Olayların en önemli tanıðı YPG'nin Şehit Erdal Taburu Komutanı Cemşîd Osman ise 19 Kasım'a kadar söz konusu silahlı gruplarla diyalog içinde olduklarını söylüyor. Bu grupların en büyüðü olan ve Şêx Omer olarak tanınan El Şam grubu ve Hesekê Askeri Meclisi ile özellikle kent ile sivillerin savunması konusuna ilişkin görüşmeler yaptıklarını hatırlatan YPG komutanı Osman her gruptan farklı sesler çıktıðını belirtiyor.

Bu dönemde Türkiye'nin desteðiyle kentteki çetelerin Mehetê mahallesinde bir toplantı gerçekleştirdiðine dikkat çeken YPG komutanı Cemşîd Osman "Bu gruplar Türkiye'ye 'Kürt renklerini kentte çıkartacaðız' sözü verdiler. Hatta o kadar kendilerine güveniyorlardı ki bize 'bizimle çok çatışmayın, zaten 2 saate kadar Dêrik'e ulaşacaðız' diyorlardı" diye konuşuyor.

Cemşîd Osman, devamla çatışmaların alevlenmesine neden olan Asayiş noktasına yapılan saldırı anını ise şöyle anlatıyor; "Cehbet El Nasra grubuna baðlı bazı silahlı çeteler kent girişinde bulunan asayiş noktasına gelip arkadaşlarımıza hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Asayiş’ten arkadaşlar YPG yetkililerine 'bunlar size baðlı gruplar mı?' diye soruyor ve 'hayır' yanıtı alıyorlar. Kısa bir süre sonra ise 15 araç dolusu silahlı çete mensupları Sinea bölgesinde bulunan YPG noktasına saldırdı. Olayların büyümesi üzerine Halk Meclis Başkanı Abid Xelil olay yerine giderek bu gruplarla görüşmek istedi, fakat kurşunların hedefi oldu."

Çeteler saldırı için hazırlıklıydı ve çatışmalar öncesinde civardaki binalarda konumlanmışlardı. YPG'liler ise savunmasız olmalarına raðmen büyük bir direniş sergilediler. Akşam saatlerinde büyük darbe alan Cebhet El Nasra grubu ateşkes teklifinde bulunmak zorunda kaldı. YPG'liler "Türkiye'nin oyunlarına gelmeyin" şartıyla ateşkesi kabul ederken, Dirbêsiye, Qamişlo ve Girkê Legê kentlerindeki halk sokaklara çıkarak tepkisini gösterdi.

Bu grubun ardından Hawarna mahallesinde bu kez El Şam grubu saldırmaya başladı. Ancak onlar da büyük kayıplar verdi. Akşam saatlerinde mevzilerini terk etmek zorunda kalan bu çetelerin Kuzey Kürdistan sınırına doðru kaçmaları bu oyunda 'piyon'dan başka bir şey olmadıkları, asıl planlayıcının Türkiye olduðunun en açık göstergesi.

YPG komutanı Cemşîd Osman devamla anlatıyor; "Çatışmaların yaşandıðı aynı gün uluslararası savaş kurallarının gereði olarak 18 cenazeyi kentin ileri gelenlerine teslim ederek, birlikte hareket ettikleri gruplara ulaştırdık. Üstelik grupların 'Cenazelerin görüntülerini basına vermeyin' talebini de kabul ettik."

Halk Meclisi Başkanı Abid Xelîl dışında o gün asayiş üyesi; Xalid Umer Hemo, Halk Meclisi Üyesi Selah Eyo Şêxo, YPG üyeleri; Ehmed Sîno Qewas ve Silêman Mehemed Sîno hayatını kaybetti. Üstelik çeteler esir aldıkları Xalid Umer ve Selah Eyo Şêxo'yu vahşice katlettiler.

YPG komutanı Cemşîd Osman bir başka önemli ayrıntıyı veriyor; Çatışmaların yaşandıðı sırada 'durumdan vazife çıkartan' şahsiyetlerden birisi kendisini arayarak 'silahlarınızla birlikte Özgür Ordu'ya katılın, sizi kurtaracaðız' teklifinde bulunmuş.

21 Kasım'da ise çeteler bu kez 7 tank ve 50 araçla saldırıya geçtiler. Ne gariptir bu tanklar ve araçlar Halep'e baðlı Cerablus ve Bab ilçeleri üzerinde Türkiye'den yola çıkmıştı. TEV-DEM ise aynı gün saldırıyı "Türkiye'nin Batı Kürdistan'ı işgal planı" olarak nitelendirdi, sert tepki gösterdi. 22 Kasım'da da çatışmalar sürdü. Ýki günün bilançosu aðırdı; 25 saldırgan ölürken, 20'si de yaralandı. Aynı çatışmalarda YPG üyesi Evdilhemîd Misto yaşamını yitirdi.

GRUBUN GENÇ ÜYELERÝ YPG'YE KATILDI

Çatışmalar sürerken başta Xiraba mahallesinde olmak üzere kentteki Kürt gençleri YPG saflarında yer alarak, çetelere karşı mücadelede yer aldı. Bu gençler, "Encümeni Niştimanî Kurd" (Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi-ENKS) grubunda yer alıyorlardı. YPG komutanı Cemşîd Osman 2 gencin bizzat kendisine şunları söylediðini aktarıyor; "Biz Özgür Ordu'da yer alıyorduk, bugün şeref ve namus günü, biz kardeşlerimizle savaşmak için silahlanmadık."

YPG'li Osman, gençlerin kendilerine katılmasını anlamlı bulurken, diðer taraftan bir başka kesimin niyetine dikkat çekiyor. Azadi Partisi'ne yakın bazı Kürt siyasetçiler YPG'lilere "Özgür Ordu'ya katılın" çaðrısı yapıyordu. Bu kesimleri 'kravatlılar' olarak nitelendiren YPG komutanı "Onlar kaçtı, gençler ise onurlu bir davranışta bulunarak halkın savunması için YPG'ye katıldı. Aynı şekilde bazı Arap sakinleri de bize güveniyor, bizim onları korumamızı istedi" diyor. YPG'ye katılan gençlerin artması üzerine Serêkaniyê'de YPG Şehit Abid Tugayı kurdu.

24 Kasım sabahı gruplar yeniden saldırmaya niyetlendiler, fakat YPG'nin sert direnişiyle karşılaştılar ve ateşkes talebinde bulundular. YPG ise 2 gün içinde bütün silahlı grupların Serêkaniyê'yi terk etmesi, kentin yönetimi için Kürt, Arap, Asuri ve Ermenilerden oluşacak bir meclisin kurulması şartıyla ateşkesi kabul etti.

Yarın: Ekonomik, sosyal ve saðlık alanlarında kentin son durumu...