Tüm aileyi sırasıyla katletmek istediler
Silopi'de sürdürülen soykırım saldırılarından katledilen ve cenazesi günlerce sokakta bekletilen İnan'ı kurtarmaya çalışan aile fertleri, Türk devlet güçlerinin aileyi sırayla katletmek istediğini belirtti.
Silopi'de sürdürülen soykırım saldırılarından katledilen ve cenazesi günlerce sokakta bekletilen İnan'ı kurtarmaya çalışan aile fertleri, Türk devlet güçlerinin aileyi sırayla katletmek istediğini belirtti.
Devlet saldırılarının 37 gün sürdüğü Silopi'de adeta bir savaş tablos kendini gösterirken, bu zulmün en çarpıcı fotoğrafı ise 57 yaşındaki 11 çocuk annesi Taybet İnan'ın katlediliş biçimiydi. Cenazesi tam 7 gün sokakta bekletilen İnan'ı almaya çalışan aile fertleri de özel hareket polisleri ve panzerler tarafından tarandı. Aile fertlerinin emniyet ve ilgili kurumlar ile görüştükten sonra da cenazesini almaya çalıştıkları anda tarandıklarını kaydetti. Bu taramalar sonucu Taybet İnan'ın cenazesini almaya çalışan Yusuf İnan da katledildi.
Vurulduktan sonra sokakta bekletilen Taybet ananın cenazesine hayvanlar zarar vermesin diye ailesi 1 hafta boyunca nöbet tuttu. Sokağa çıkan herkesin kurşunlara hedef olması nedeniyle aile kancalı iple cenazeyi almaya çalışmıştı. Üzerinden haftalar geçmesine rağmen Taybat ananın cenazesini almak için kullanılan ip hala sokak ortasında duruyor.
İnan'ın komşularından olan Ahmet Kozay, İnan'ın o gün yoğun saldırılardan dolayı aralarında 5 metre mesafe bulunan evlerinin bodrumuna sığınıdı aktardı. Yapılan yoğun ateş sonucu evinin alev aldığını ve evi kontrol etmek için dışarıya çıktığını belirten Kozay, ne yaptılarsa İnan'ı durduramadıklarını ifade etti. İnan'ın kendilerine 'Ben sivilim, yaşlıyım beni vurmazlar' diyerek, eve gitmeye çalıştığını aktaran Kozay, İnan'ın sokağa çıktığı sırada dışarından iki kere silah sesinin duyduklarını kaydetti. Kozay, dışarıya bahçeden baktıklarında İnan'ın cenazesinin yol ortasında gördüklerini dile getirdi.
Eşinin karşı komşularından evlerine gelmeye çalıştığını sırada vurulduğunu hatırlatan Halit İnan, karşıda yaklaşık 50 metre uzaklıkta bulunan keskin nişancılar ve panzerler tarafından vurulduğunu ifade etti. Yardımına koşmaya çalıştıklarını ancak özel hareket polislerinin kendilerini de taradığını kaydeden İnan, "Ardından kardeşim Yusuf İnan da yardıma geldi. onu da vurdular. O da öldürüldü. Taybet'in cenazesi orada 7 gün boyunca yerde kaldı. Hiç bir şeklide almamıza izin vermediler. Kiminle görüştüysek bir çözüm olmadı. Emniyet ile görüştük. 'adresin verin' dediler. Haberleri olmasına rağmen tekrar bizi taradılar. Evimize bu sefer bomba attılar. Beyaz bayraklarla almaya geldiğimizde de bizi taradılar. Aslında bütün ailemizin oraya toplayıp öldürmek istiyorlardı" dedi.
Eltisinin saldırlardan dolayı komşularına sığındığını belirten Aycan İnan ise, İnan'ı vuran keskin nişancıların yaklaşık 50 metre ötede bulunan iki katlı bir binadan ateş ettiklerini kaydetti. İnan'ı vuran özel harek polisini gördüklerini belirten İnan, eltisinin cenazesini beyaz bayraklarla almaya çalıştıklarını ancak bu sefer de tarandıklarını ve bu tarama sonucu eşi Yusuf İnan'ın da katlediliğine değinen İnan şunları söyledi: "Biz onlarla görüştüğümüzde 'biz cenazeyi alın' diyorlardı.Biz oraya gidince de bizi tarıyorlardı. Beyaz bayraklarla almaya çalıştık ama olmadı. Sokağın karşısında bulunan iki katlı evde keskin nişancılar bulunuyordu. Evden çıktığımız gibi bize ateş ediyorlardı. Dolayısıyla çıkamıyorduk. Bu zulmün peşini bırakmayacağız. Hesabını soracağız."
Hem eşi Yusuf için hem de eltisi için ambulans istediklerini fakat gelen ambulansların panzerler tarafından engellediğine dikkat çeken İnan son olarak şunları dile getirdi: "Benim eşim Yusuf da Taybet'in cenazesini alabilmek için evin önünde vuruldu. Eşiminde dışarıya çıkmasına izin vermediler. Akşam 7 gibi eşimi vurdular sabah 7 kadar yaralı bir şekilde kaldı. Hastaneye kaldırılmayınca yaşamını yitirdi. Hem Taybet hem de eşim için ambulans istediğimiz zaman gelen ambulanslar panzerin arkasında bekletiliyordu. Biz oraya gitmeye çalıştığımızda ise bizi tarıyorlardı."