Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), Halep’in Eşrefiye ve Şeyh Meqsud mahalleleri ile Efrin ve Serêkaniyê kentlerinde Kürtleri hedef alan saldırılarda yer alan Azadi Partisi’nin “ulusal ihanet” içinde olduðunu belirtti. Bu partiyi “halkına karşı düşmanlıktan” vazgeçmeye çaðıran TEV-DEM, “Bu yolda devam ederse payına düşen yıkım olacaktır” dedi.

Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Batı Kürdistan’daki gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklamada bulundu. TEV-DEM Yürütme Konseyi tarafından yapılan açıklamada, Halep’te Kürtlere saldırarak katliam yapan Selahaddin Tugayı ile işbirliði içerisinde olduklarını bizzat başkanı tarafından itiraf edilen Azadi Partisi’ne sert tepkide bulundu. TEV-DEM, bu partiye “Halkına karşı düşmanlıktan vazgeç” çaðrısında bulundu.

“Kürdistan mücadele tarihinde her zaman Kürt halkı arasında işgalci güçlere göre hareket eden küçük gruplar ortaya çıkmıştır” denilen açıklamada, Batı Kürdistan’da da, özellikle 19 Temmuz’da Kobani’de başlayan mücadele ardından Azadi adlı grubun halkın yarattıðı deðerleri ve kazanımlarına saldırıda bulunduðu ifade edildi.

Batı Kürdistan halkının imha ve katliamlara karşı onurlu bir mücadele verdiðini ifade eden TEV-DEM, “Bu mücadele halkımızın özgür iradesini açıða çıkardı. Ancak bu kutsal mücadele karşısında, Kürdistan’ın düşmanlarıyla işbirliði de ortaya çıktı” dedi.

Suriye’deki özgürlük mücadelesinin başından itibaren Azadi adlı grubun sürekli Kürt halkı karşıtı planlar geliştirdiði ve süreç içerisinde Batı Kürdistan halkının çıkarlarına karşı düşmanlıðının açıða çıktıðını kaydeden TEV-DEM şöyle devam etti:

“Küçük bir güç olmasına karşın, Azadi Partisi adlı grup, halkımızın mücadele kazanımlarının yıkılması için Truva atı rolüne büründü. Bu halkımızın davasına ihanet eden grup, Halep’in Eşrefiye ve Şeyh Maqsud mahallelerinde, Efrin’de ve son olarak da Serêkaniyê’de Kürt halkı karşıtlıðını gözler önüne serdi. Böylelikle, bu grubun, bu tarihi dönemeçte ulusal ihanetin temsilini yaptıðı açıða çıktı.

Biz Demokratik Toplum Hareketi olarak, halkımızın ulusal ihanete karşı tutum sahibi olacaðına ve onuruna sahip çıkacaðına inanıyoruz. Yine, biz bu gruba halkına karşı düşmanlıktan vazgeçmeye çaðırıyor, aksi durumda, bu yolda devam ederse payına düşenin yıkım olacaðını belirtiyoruz.”

AZADÝ PARTÝSÝ LÝDERÝNÝN ÝTÝRAFLARI

Kasım ayında Milliyet gazetesinden Hasan Cemal’e konuşan Azadi Partisi lideri Mustafa Cuma, Halep’te katliam yaparak 13 Kürt sivili öldüren Selahaddin Tugayı için ‘Bize yakınlar’ diyerek bu grupla ilişkilerini itiraf etmişti. Cuma, Kürtlere karşı bir çok saldırıda yer alan bu grupla ilişkilerini şöyle izah etmişti: “Silahlı bir grup. Bize yakın, PYD’ye uzak. Bazen Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte hareket ediyor. Halep ve Afrin bölgesindeler...”

SELAHADDÝN EYYUBÝ TUGAYI’NIN KÜRTLERÝ HEDEF ALAN SALDIRILARI

Bir kısmı Suriye ordusundan firar eden Kürtlerden oluştuðu belirtilen ve aralarında tek motivasyonları PKK düşmanlıðı olan bazı kişiler ile aşırı dincilerin de bulunduðu Selahaddin Tugayı adı ilk kez 3 Temmuz 2012’de duyuldu. Efrin’de o gün Komalen Ciwan yöneticisi Çekdar Amed’in kaçırılarak vahşice katledildiði cinayette bu örgütün üyeleri yer almıştı.

27 Eylül’de bu kez Efrin’e baðlı Ýskan köyünde Batı Kürdistan Asayiş güçleri üyelerinin evlerine bu çete tarafından saldırı düzenlendi 33 yaşındaki Asayiş üyesi Eli Ýbrahim Mamo hayatını kaybetti. 26 Ekim günü Halep’in Eşrefiye mahallesinde 13 Kürt sivilin katledildiði saldırıda da bu grubun parmaðı vardı. Öldürülen saldırganlar arasında Selahattin Eyyubi Tugayı olarak adlandırılan çetenin üyeleri bulunuyordu. Katliamdan bir gün sonra Batı Kürdistan Halk Savunma Birlikleri (YPG) Merkez Karargah Komutanı Sipan Hemo, Eşrefi’ye de aynı gün yaptıkları müdahale sonucu çıkan çatışmada, katliamda yer alan Azadi Partisi üyesi Dilgeş adlı kişinin öldürüldüðünü duyurdu. Kürtleri hedef alan bir çok saldırıda parmaðı olan bu grubun baðlı olduðu Azadi Partisi’nin lideri Mustafa Cuma ise Güney Kürdistan’da bulunuyor.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, 3 Kasım günü yaptıðı bir açıklamada, Selahaddin Eyyubi Tugayı’na Türkiye’nin para ve silah saðladıðını belirtmişti.