Temelli: İktidara karşı yan yana gelmeliyiz

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Demokrasi ittifakı çatısı altında yan yana gelmeliyiz, HDP bu sürecin öncüsüdür" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Ağrı İl Kongresine katıldı.

PARİS KATLİAMI

Temelli'nin kongredeki konuşmasının satır başları şöyle:
"Sözlerime tam 7 yıl önce Paris’te katledilen kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Leyla ve Fidan’ı anarak başlamak istiyorum. Bu iktidar dönemi boyunca çok siyasetçiyi katletti, katledilen siyasetçilere karşı sessiz kaldı, faillerinin yakalanmaması için adeta bir sis perdesini bizatihi kendisi yarattı. Evet, bugün Paris’te katledilmiş olan siyasetçilerin failleri hala ortada yoktur. Katil vardır, katil cezaevinde hayatını kaybetmiştir ama gerçek failler ortaya çıkmamıştır. Tıpkı diğer katledilen siyasetçiler gibi. Çünkü biz Paris’te katledilen siyasetçileri andığımız bu günde aynı zamanda hafızamızda 2013-2015 dönemini canlandırıyoruz. 2013-2015 döneminin başında yani bütün iyi niyetlerimizle, bütün kararlılığımızla bir çözüm süreci örme arayışımızın karşısında bu katliam gerçekleşmişti. Sayın Öcalan'ın Kürt meselesinin çözümüne dair aslında 2013-2015 döneminde ortaya çıkan bütün çalışmalar hafızamızda hâlâ canlılığını koruyor.

'TECRİT SİSTEMİ'

AKP, Çözüm Süreci akamete uğrasın diye elinden geleni ardına koymadı.
2013-2015 döneminde meselenin çözümüne dair atılan bütün adımlara karşı - sadece siyasi katliamlar söz konusu olmadı - darbe mekaniği bir şekliyle çalıştırıldı 2014’te çöktürme planları hazırlandı. Buna bağlı olarak da 5 Nisan 2015’te mutlak tecrit başladı. Tecritten mutlak tecride geçiş aslında bir sistem değişikliğinin de habercisiydi. Daha fazla otoriterleşme Kürt meselesinin çözümsüzlüğü, Kürt düşmanlığı, savaş ve işte sonunda geldiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.
Bugün içinde yaşadığımız bu sistem uydurma bir sistem. Otoriter rejimlerini kamufle etmek için uydurdukları bir sistem. Bugün yaşadığımız zulmün, şiddetin, savaşaın müsebbibi bu iktidar, bu iktidarın zihniyetidir.

'TESLİM OLURSAK YAŞAMIMIZI DA ELİMİZDEN ALIR!'

Eğer bu sisteme teslim olursak bu sistem sadece haklarımızı gasp etmekle kalmayacak yaşamlarımızı da ellerimizden alacak. O yüzden direnmek yaşamaktır diyoruz. Bugün ortaya koymuş oldukları aslında sistemin adı bir tecrit sistemidir, mutlak tecrit sistemidir.
Bu tecrit sisteminin sonucu olarak kendi hukuklarını yarattılar hukuk devletini askıya aldılar, anayasal devleti yok saydılar. Anayasayı her gün ihlal ettiler. Bu, tecritten başka bir şey değildir. Bütün bir ülkeyi tecrit girdabına sıkıştırdılar. Bununla da yetinmediler, siyasi darbeleri bizzat hayata geçirdiler. Binlerce HDP’li içeride ve sürgünde, bizler dışarıda direnmeye devam ediyoruz.

'ORTADOĞU'DA HALKLAR KUŞATMADA'

Bugün Orta Doğu’ya baktığımızda adeta 3’üncü Dünya Savaşı yaşanmaktadır. Vekalet savaşları dediğimiz savaşlardan çok daha ötesinden taşınmış bir savaş coğrafyasıdır. Orta Doğu otoriter rejimler tarafından çepeçevre kuşatılmıştır. Orta Doğu halkları otoriter rejimler tarafından kuşatılmıştır. Türkiyesiyle, İran’ıyla Suriye rejimiyle, İsrail’iyle, ABD'siyle, Rusya’sıyla Orta Doğu halkları, başta da Kürt halkı kuşatma altındadır.
Kürt meselesi küresel bir meseledir. Orta Doğu’da halklar lehine gelişecek bir çözüm dünya sistemi açısından da bir değişim dönüşüm ifade etmektedir. İşte bu değişim dönüşümden kaçanlar, emperyal hevesli ülkeler Orta Doğu'daki çözüme karşı büyük bir ittifak ortaya koyuyorlar. Birbirleriyle savaşırken de birbirleriyle masada buluştuklarında da aslında teşhir olan şey ittifaklarıdır.
Çünkü orada demokratik bir Orta Doğu hayata geçmesin diye siyasi çözümlerin önü açılmasın diye halklar kendi geleceklerine karar vermesin diye konfederalist bir çözümün yolu açılmasın diye Orta Doğu işgal altındadır. Orta Doğu bir kan deryasıdır. Kendi borsalarında kazançlarına kazanç katmak uğruna enerji rantlarını paylaşmak uğruna, silah sanayilerini geliştirmek uğruna, kendi borsalarına kazanç katarken, Orta Doğu’yu bir kan borsasına çevirmektedirler. Çözüm nettir. Kürt meselesinin çözümü aynı zamanda Orta Doğu halklarının meselesinin çözümüdür. O yüzden demokratik bir Orta Doğu için demokratik bir Türkiye diyoruz.

ULUSAL BİRLİK

Tabii Orta Doğu’ya baktığımızda küresel Kürt meselesi dediğimizde, Kürtlere de önemli sorumluluklar düşüyor. Birlik çalışmaları bu yüzden büyük önem taşımaktadır. Evet, farklılıklar olacak. Koskoca bir Kürt dünyasından bahsediyoruz. Sadece Orta Doğu'da yaşayan 50 milyon Kürt'ten bahsediyoruz. Tabii ki inanç farklılıkları da siyasi farklılıklar da olacak. Ama bunların hiçbiri yan yana gelmeye engel değil.

'IŞİD ARTIKLARIYLA DİPLOMASİ!'

Bu iktidardan umut yoktur. Bu iktidardan kurtulmak Orta Doğu halklarının, hatta Libya'nın da hayrınadır. Cumhurbaşkanı çıkmış diyor ki 'diplomasi şart'. Sanki Suriye'de askeri çözümler peşinde koşan, militarizm peşinde koşan kendileri değilmiş gibi, sanki Libya'ya asker gönderen kendileri değilmiş gibi Rojava, Serêkaniyê, Efrîn'i unutmuş gibi, Pençe Harekatlarından başka Irak'la bir ilişkisi kalmamış bir iktidar, utanmadan sıkılmadan 'diplomasi şart' diyor. Sizin o IŞİD artığı ÖSO'cularınız diplomat mı?

'KÜRT İLLERİNDEKİ YOKSULLUĞUN NEDENİ İKTİDAR'

Bütün Kürt illerinde bu denli yoksulluğun nedeni bu iktidardır. Bu iktidar bu kamu projelerini kendi hayrına, müteahhitlerinin hayrına yapıyor. Bir kamu hizmeti ihtiyacından yapmıyor. Kamunu, topumun ihtiyaçlarını görmeyen bu iktidar bütün kaynakları çarçur etti. Şimdi de Kanal İstanbul diyor. Bu Kanal İstanbul hayata geçerse bugünden çok daha fazla bir yoksulluk bekliyor bizi.

'YAN YANA GELMELİYİZ'

Geleceğimize, irademize sahip çıkmanın yolu bu siyasetin karşısına geçmekten geçer. Siyasetimizi var etmekten geçer. HDP bir siyaset var ediyor. Toplumun, halkların iradesiyle bir siyaset var ediyor. Bu faşist anlayışa karşı bir Üçüncü Yol var ediyor.
Demokrasi ittifakı çatısı altında yan yana gelmeliyiz, HDP bu sürecin öncüsüdür.
Buradan bir kez daha 'erken seçim' diyoruz, 'hodri meydan' diyoruz."