Tecrit: Savaştır-Besê Hozat

Tecrit unutulmaz. Tecrit: Savaştır, katliamdır, soykırımdır. Tecrit durumunun devam etmesi iç savaşı tetikler. Kürt Halk Önderi ailesi ile 7 aydır görüştürülmüyor. Avukatları ile 27 Temmuz 2011’den bu yana tek bir görüşme yapmış değildir.

Beklendiği gibi 1 Kasım seçimlerinden sonra AKP savaşı tırmandırdı. Açıktan Önder Apo’ya saldırmaya, Kürt kentlerinde katliamları yoğunlaştırmaya başladı. Özellikle son günlerde özel savaş medyası çok yoğun bir biçimde Önder Apo’ya yönelik karalama kampanyası yürütüyor. Önder Apo’nun adına konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor ve yalan-yanlış haberler yapılıyor. AKP’nin buna neden ihtiyaç duyduğu açıktır. 

AKP, Önder Apo’ya ve PKK’ye karşı yürüttüğü özel-kirli savaşı meşrulaştırmak için bu tür çirkin yöntemlere başvuruyor. Toplumda, ‘Devlet Öcalan ile görüşüyor’ algısını geliştirerek tecriti sürdürmenin zeminini yaratmaya ve tecridi unutturmaya çalışıyor. Tecrit unutulmaz. Tecrit: Savaştır, katliamdır, soykırımdır. Tecrit durumunun devam etmesi iç savaşı tetikler. Kürt Halk Önderi ailesi ile 7 aydır görüştürülmüyor. Avukatları ile 27 Temmuz 2011’den bu yana tek bir görüşme yapmış değildir. 

AKP hangi hukuk ve yasaya dayanarak bu savaş uygulamalarını geliştiriyor? Bunun hesabının sorulması lazım. AKP, TC hukukunu ve uluslararası hukuku tamamen ayaklar altına almıştır. Türkiye’ye karşı AB, AK, AİHM ve CPT gibi uluslararası kurumlar çok ikiyüzlü bir duruş içerisindedir. Demokratik hukuk devleti olmakla övünen Avrupa ülkeleri, Türkiye’ye tek bir söz söyleyemiyor, bir halkın büyük insanlık davasını kendi soğuk çıkarlarına kurban etmekten çekinmiyor. Söz konusu Kürtler olunca Avrupa, kurtların sessizliğini oynamaktan geri durmuyor. 9 Kasım günü Yunanistan’da görüşülmeye başlanan Komplo davası bu duruma çok somut bir örnektir. Davaya müdahale edildiği açıktır. Evet, davaya müdahale edildi ve dava 22 Şubat 2016 tarihine ertelendi. 

Kürt halkı, dostları, kadınlar ve demokratik kamuoyu bu zalimce uygulamaları artık hiçbir biçimde kabul edemez. Bu büyük zulme sessiz kalamaz. Bu hukuksuzluğa ve zulme karşı başkaldırmak, kıyameti koparmak ahlaki, vicdani, insani bir görev ve tarihi bir sorumluluktur. Önder Apo 17 yılı aşkın bir süredir her türlü hukukun yerle bir edildiği, sadece soğuk çıkar siyasetinin işlediği uluslararası özel bir konseptin rehinesidir. Bu alçakça uygulama normal bir durummuş gibi halkımıza ve halklarımıza dayatılamaz.   

Kürt halkı özellikle 5 Nisan 2015’ten itibaren Önder Apo ile görüşmelerin kesilmesi ve uygulanan ağır tecrit ile birlikte AKP’nin katliam politikalarıyla karşı karşıya kalmıştır. AKP, Önder Apo’ya tecrit uygulayarak Kürtlere karşı soykırım savaşı başlatmıştır. Önder Apo’nun görüşlerinin dışarı yansımaması için her türlü hukuku çiğneyerek aile görüşmesini dahi yasaklamıştır. Nereden ve hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu büyük bir suçtur, yargılamayı, hesap vermeyi gerektiren bir durumdur. AKP şu an her gün "Öcalan ile devlet görüşüyor. Öcalan şunları söylüyor" tarzında haberler yayarak toplum üzerinde psikolojik özel savaş yürütüyor ve tecridi örtbas etmeye çalışıyor. Bunun Önder Apo’ya karşı büyük bir saldırı ve savaş anlamına geldiği açıktır. 

Kürdistan kentlerinde saldırıların artması, askeri operasyonların yoğunluk kazanması, siyasi soykırım operasyonlarının katlanarak sürmesi, Önder Apo’ya karşı geliştirilen saldırı konseptinin birer parçasıdır. AKP’nin başlattığı savaşın niteliğini Önder Apo’ya yapılan uygulamalardan görmek mümkündür. AKP’nin Silvan, Sur ve Cizre gibi birçok Kürt kentinde yaptığı katliamlar İmralı’ya uygulanan konseptin birer ayağıdır. Bugün Silvan’da sokağa çıkma yasağı 8. günündedir ve sarayın keskin nişancıları insan avındadır. Bu katliam uygulamaları İmralı tecrit politikasından asla bağımsız ele alınamaz. Aksine tecritle doğrudan bağı vardır.

Açık ki Kürt halkı saldırıların düzeyi ne olursa olsun geri adım atmayacak ve en görkemli bir biçimde direnecektir, mücadele edecektir. Önder Apo’ya Özgürlük, Kürdistan’a Demokratik Özerklik mücadelesini zafere kadar yüksek bir kararlılıkla sürdürecektir. Bugün Silvan’da, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Colemêrg’de taktire şayan destansı bir direniş gelişiyor ve bu direnişler tüm Kürdistan ve Türkiye geneline yayılarak süreceğe benziyor. 

AKP, Önder Apo’ya saldırarak, Kürtlere katliam uygulayarak, demokrasi güçlerini bastırarak, Türkiye toplumunu korkutup sindirerek iktidarda kalamaz. Hiç şüphe yok ki faşizm uygulamalarıyla ayakta durmaya çalışan AKP’ye hak ettiği biçimde haddi bildirilecektir. 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA