Sur'da neler gizleniyor?
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Ali Şimşek ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Yöneticisi, Avukat Muhterem Süren konuyu ANF'ye değerlendirdi...
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Ali Şimşek ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Yöneticisi, Avukat Muhterem Süren konuyu ANF'ye değerlendirdi...
DBP İl Eşbaşkanı Şimşek, Sur’da hedefteki mahallelerde çok sayıda sivil bulunduğunu aktarırken, evlerini terk etmeyen bu sivillerin bombardıman altında hayatta kalmaya çalıştığını söyledi. Şimşek, "Önümüzdeki süreçte toplu bir katliamın ortaya çıkmasından endişe duyuyoruz" derken, İHD Yöneticisi Süren de hastaneye kaldırılamadığından kangren olanların bulunduğunu belirtti.
Devlet ablukasının 78. gününe girdiği Sur’da gazetecilerin yasak olmayan mahallelere dahi girişinin engellenmesi “Sur’da neler gizleniyor” sorusunu gündeme getirdi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Ali Şimşek ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Yöneticisi, Avukat Muhterem Süren konuyu ANF'ye değerlendirdi...
ŞİMŞEK: YARGILANMAKTAN KAÇAMAYACAKLAR!
Şimşek, devlet tarafından algı yöntemi üzerinden toplumun yanlış bilgilendirilmesine dönük bir çaba içinde olunduğuna vurgu yaparak, ailelerin kendi çocuklarının cenazelerini bile alamadığı hatırlattı. Bu durumun yaşanan savaşın kirli, ölçüsüz, sınır tanımayan ve ahlak dışı olduğunu göstermeye yettiğinin altını çizen Şimşek, özellikle muhalif basına yapılan baskı ve engellenin bu gerçeklerin örtbas etmeye dönük olduğunu belirtti. Şimşek, “Yandaş medya devletin panzerleri sokak sokak dolaştırılırken, muhalif basına uygulanan bu keyfi engel işlenen ağır suçlar pratiğini örtbas etme çabasıdır ki, bu pratik Cizre‘de 150 civarında insanın göz göre göre katledilmesine neden olmuştur “ dedi. Şimşek, bu ağır suçlar ne kadar gizlenirse gizlensin, sorumluların uluslararası platformda yargılanmaktan kaçamayacağını kaydetti.
'TOPLU BİR KATLİAMIN ORTAYA ÇIKMASINDAN ENDİŞELİYİZ!'
Sur’da hedefteki mahallelerde hala çok sayıda sivil bulunduğunu aktaran Şimşek, evlerini terk etmeyen bu sivillerin bombardıman altında, susuz, elektriksiz bir şekilde hayatta kalmaya çalıştığını dile getirdi. DBP olarak devlet ablukasının kaldırılması, cenazelerin alınması ve insanların can güvenliğinin sağlanması için gerek bakanlıklar gerekse uluslararası kurumlar düzeyindeki girişimlerinin ve çabaların devam ettiğini ancak bu girişimlerin hiçbir sonuç vermediğini belirtti. Şimşek, Sur’da iki gencin cenazesinin 35 gün boyunca karlar içinde bekletilmesinin devletin bakış açısının çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı. “Önümüzdeki süreçte toplu bir katliamın ortaya çıkmasından endişe duyuyoruz” diyen Şimşek, “ Gidişat o yönde... Umarız, bir katliam yaşanmaz çünkü Diyarbakır’da böyle bir şey yaşanırsa bunun sonuçları farklı olur. Halk bunu asla kabul etmez ve tepkisini en yüksek düzeyde verir ” dedi.
'300’E DAYANMIŞ SİVİL ÖLÜM SAYISI VAR'
İHD Amed Şubesi Yöneticisi, Avukat Muhterem Süren, basın mensuplarının ve bağımsız heyetlerinin girişinin engellemesinin kolluğun işlediği suçları gizlemeye dönük olduğunu ifade etti. Sokağa çıkma yasaklarının ilanıyla birlikte hükümetin ve kolluk kuvvetlerin topyekun saldırgan bir tutum içinde girdiğini kaydeden Süren, şunları aktardı: “Birçok kez gözlerimizin önünde ağır insanlık suçları işlendi, ağır insan hakları ihlalleri yaşandı. Özellikle Ağustos ayından itibaren birçok kez siviller kolluğun hedefi oldu. Artık 300’e dayanmış bir sivil ölüm sayısı var. Bu korkunç bir rakam. Bu rakam yaşanan çatışmalı süreçte kolluğun ne kadar fütursuzca hareket ettiğini ortaya koyuyor."
Basın mensuplarının, bağımsız heyetlerinin, insan hakları savunucuların Sur ‘a girişin engellenmesinin bu kapsamda değerlendirmek gerektiğini belirten Süren, “Kolluk işledikleri suçların kimsenin görmesini, duymasını istemiyorlar. Basını engelleyerek işledikleri suçların delilerini ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar ” dedi. Durum böyleyken hükümete yakın basın kuruluşlarının elini kollunu sallayarak Sur’da gezdiklerini hatırlatan Süren, bu süreçte inanılmaz manipülatif haber ağı oluşturulduğunu hatırlattı. Süren, “Kolluk tarafından işlenmiş olduğu tespit edilen bir suç dahi çatışan tarafa yıkmaya çalışılıyor ve bu şekilde manşetlere taşıyarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Ama bu boş bir çabadır. Gün gelecek insanlığa karşı işledikleri bu savaş suçlarının hesabını ödeyecekler” diye konuştu.
'KANGREN OLAN DEDE YARDIM BEKLİYOR'
Sur’daki son durumu da aktaran Süren, 'sokağa çıkma yasağının sürdüğü Hasırlı Mahallesi'nde halen sivillerin bulunduğunu söyledi. 6 Şubat 2016 tarihinde İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) yapılan bir başvuruda yaralıların evlerde mahsur kaldığının bilgisini aldıklarına dikkati çeken Süren, “Derneğimize başvuran Vedat Kesen isimli kişi, 85 yaşındaki dedesi Hasan Tekdemir’in evine isabet eden patlayıcı sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırılamadığı için kangren olduğunu bize görüntüler eşliğinde iletti. Hasan Tekdemir’in yaşam hakkının korunmasına için tedbir kararı talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduk ancak AİHM böyle vahim bir durumda bu talebimizi reddetti. AİHM böylece Cizre ‘de olduğu gibi işlenen bu suçlara maalesef ortak oldu ” dedi.
Kürt meselesinin askeri operasyonlarla çözülemeyeceğini vurgulayan Süren, insan hakları savunucuları olarak şiddet ortamının son bulması için mücadele etmeye devam edeceklerini bildirdi.