Strasbourg’da 5 günlük açlık grevi sona erdi

Strasbourg'daki açlık grevinin sona ermesinin ardından yapılan basın açıklamasında, Öcalan'ın özgürlüğünün barış için şart olduğu vurgulandı.

Strasbourg'daki açlık grevinin sona ermesinin ardından yapılan basın açıklamasında, Öcalan'ın özgürlüğünün barış için şart olduğu vurgulandı. Halkların seslerini yükseltmeleri halinde Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşacağının belirtildiği açıklamada, 9 Ekim Uluslararası Komplo'ya karşı eylemlere de katılım çağrısı yapıldı.
Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi üyeleri ve Avrupa’da bulunan Kürt kurumları tarafından, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridi kınamak, Öcalan’ın özgürlüğü, Kürdistan’da yaşatılan savaş politikalarına karşı çıkmak amacıyla Avrupa Konseyi (AK) önünde başlatılan 5 günlük açlık grevi yapılan basın açıklaması ile sona erdi. 
Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi önünde yapılan açlık grevi, Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden 16 Kürdistanlının katılımıyla gerçekleşti. Eyleme daha önce gerçekleştirilen 52 günlük açlık grevine girmiş olan Fuat Kav, Roza Rubar, Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi'nden ve aynı zamanda Öcalan’ın avukatlarından Mahmut Şakar, Avrupa Ezidi Fedarasyonu temsilcilerinden Cahit Kaya, Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu'ndan (FEDA) Pir Mustafa Deprem, KCD-E temsilcilerinden Murat Ceylan, TJK-E temsilcilerinden Emel Gulo, Avustralya KNK üyelerinden İsmet Serhat, Mahmut Kahraman, Özer Coşkun ve Yusuf Bemal, 2012’de gerçekleşen 1. Uzun Yürüyüş'e katılan Vedat Kaya ve Havin Dersim, KNK Brüksel üyelerinden Şivan Zerdeşti, Ciwanen Azad üyelerinden Çektar Botan, Tev-Çand temsilcilerinden Amale Şengali ve sanatçı Bengi Agiri ile KONGRA GEL Eş Başkanı Remzi Kartal katıldı.
Öcalan’ın özgürlük talebini Avrupa Parlamentosu’na ve CPT gibi kurumlara ileten eylemciler kurumlarla gerçekleştirdikleri bir dizi temasta olumlu görüşmelerin yapıldığını dile getirdiler.

RUBAR: ÖCALAN’IN ÖZGÜRLEŞME SÜRECİNDEYİZ

Açlık grevine giren eylemciler adına basın açıklamasını Delal Rubar yaptı.  Rubar, şunları söyledi: "5 gündür sürdürmekte olduğumuz açlık grevi süresince AK ve CPT ile yaptığımız görüşmelerde taleplerimizi ilettik,  Sayin Öcalan’ın 6 ay boyunca ağır tecrit altında olduğunu ve hiç bir görüşmenin yapılamadığını ilettik.  Eğer bu tecrit devam ederse eylemlerimizi çok daha kapsamlı  gerçekleştireceğimizi ifade ettik. Taleplerimize olumlu cevaplar verildi ve tabii ki biz bunun takipçisi olacağız.  Kürt halkının mücadelesinin haklılığı ve Önderlik çizgisinin daha iyi anlaşılmaya başlandığına dair yanıtlar alındı. Bu nedenle Önderliğimizin özgürlüğünün sağlanabileceği bir süreci yaşamaktayız ve bu süreci doğru anlayıp değerlendirek mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Bu eylem süresince Avrupa ve Kürdistan’daki halkımızın yürekten bizimle olduğunu biliyoruzve hissediyoruz.  Eylemimizin amacına ulaştığına inaniyoruz."

KARTAL: SESİMİZİ YÜKSELTİRSEK ÖZGÜRLÜK YAKINDIR

KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, "AK ve CPT gibi kurumlara sunulan imzalar ve verilen sözlerin yerine getirilmesi için uyarı amacıyla yaptığımız bu açlık grevi esnasında görüşmeler olumlu geçti. Kürt halkını da uyarmak istiyoruz; Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt halkının özgürlüğü bizlerin mücadelesine bağlıdır. Bu nedenle Avrupa ve Kürdistan'da yaşayan halkımız topyekun seferberlik ruhuyla sesini ve mücadelesini yükseltirse özgürlük yakındır" dedi.

CEYLAN: ORTA DOĞU’NUN UMUDU ÖCALAN’DIR

KCD-E temsilcisi Murat Ceylan ise şunları ifade etti: "Sayın Öcalan’ın esareti devam ederken bu esaret kirli amaçlı, Kürt Halkına karşı  şantajvari bir tecritle sürdürülmektedir. Bugün Kürdistan’da tank, top ve her türlü silah kullanılarak katliamların yapılması bu tecritle bağlantılıdır. Nasıl ki halkımız özgürlüğünü Önderliğin özgürlüğünde görüyorsa Orta Doğu halkları da aynı şekilde kurtuluşunu Kürt halkının mücadelesinde görmektedir. Paris katliamı, Charli Hebdo katliamlarını gerçekleştiren zihniyetler Orta Doğu'da ayni zihniyetle katliamlarına devam etmektedir. Bu katliamları durdurabilecek, halkların birlikte yaşamasını sağlayacak perspektifleri sunan tek önder Sayin Öcalan’dır. Bu nedenle sadece Kürtlerin değil, Orta Doğu halkları da Öcalan’ın özgürleşmesini istiyor. Bu bilinçle Öcalan özgürleşmeden kendimizi özgür hissedemeyiz."
Ceylan, 9 Ekim de Cenevre ve Brüksel’de gerçekleştirilecek “insan zinciri” eylemlerine yüksek katılım çağrısı yaptı.

DERSİM: ÖNDERLİKSİZ YAŞAMA ALIŞMADIK, ALIŞMAYACAĞIZ

Uzun yürüyüş eylemcilerinden Havin Dersim ise şu açıklamalarda bulundu: "Uluslararası komploda yer alan güçleri kınıyor ve lanetliyorum. Gerçekleştirilen izolasyona göz yuman, tecride sessiz kalan ve gerekli yaklaşımları göstermesi gereken kurumları rollerini oynamadıkları için uyarı amacıyla bu eylemi gerçekleştirdik. Yine 17 yıldır Önderliksiz bir yaşamı bize alıştırmaya çalıştılar, alışmadık ve alışmayacağız.  9 Ekim komplosunun yıl dönümünde herkesi özellikle kadınları etkin ve aktif bir şekilde yapılacak eylemlere katılmaya çağırıyoruz."
Öcalan’ın avukatlarından Mahmut Şakar Türkiyedeki devrimci-demokrat çevrelerin gündemlerine Öcalan’in özgürlüğünü mutlaka almaları gerektiğinin altını çizerek, Öcalan’sız barışın olmayacağını vurguladı.

DEPREM: KERBELA RUHU ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜYLE TAÇLANMALI

FEDA Temsilcisi Pir Mustafa Deprem ise, bir Alevi olarak bu mücadeleyi kendi mücadelesi  olarak gördüğünü dile getirerek, şöyle konuştu: "Şu anda Türkiye’de verilen mücadele vicdanı cebinde olanlar ile vicdanı yüreğinde olanların  mücadelesidir. 17 yıldır esaret altında tutulan özgür bir halkın özgür iradesininde fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekmektedir. Bugün Kürdistan’ın her şehri ayrı bir Kerbela’dır. Kerbela ruhunun yaşatılması için  Kürt halkının Başkanı Öcalan’ın özgürlükle taçlandırılması lazım” dedi.
Basın açıklaması" Bıji Serok Apo", "Bê Serok Jiyan Nabe" sloganları, alkış ve zılgıtlarla sona erdi.