Soykırım saldırıları kapsamında devlet güçlerinin Cizre ve Silopi’de son 17 günde katlettiği onlarca sivilden, aralarında bebek ve kadınlarında bulunduğu 16 kişinin cenazeleri Şırnak Devlet Hastanesi Morgu'nda bekletiliyor. Kapasitesi altı cenaze ile sınırlı olan morga sığmayan cenazeler hastanenin yemekhane deposunda saklanıyor. Uygun olmayan ısı ortamında bekletilmeleri nedeniyle çürümeye başlayan cenazelerin, HDP ve sivil toplum kuruluşları tarafından morg bahçesine getirilen uygun ısı ortamına sahip konteynıra taşınması devlet yetkilileri tarafından engelleniyor. Hastanenin yemekhane deposunda bekletilen cenazeler arasında üç aylık Miray bebek, cenazesi devlet güçleri engellediği için günlerce vurulduğu yerde bekletilen 58 yaşındaki Taybet İnan ve anne karnında katledilen bebekte bulunuyor. Şırnak'ta bulunan demokratik kitle örgütü temsilcileri devletin canezelere yönelik uygulamalarını, "vahşet" olarak değerlendirerek tepki gösterdi.
Şırnak KESK Dönem Sözcüsü Serhat Uğur, Hükümetin toplumu sindirmek ve özyönetim talebinden vaz geçirmek amacıyla bu saldırılara başladığını belirterek, "Öğretmenlerini çekerek savaşların ağır olacağını söylediler. Cenazelere bile savaş uygulanıyor. Diz çöktürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Halkın talebini direnişini kırmak için ve taleplerden vazgeçilmesi için bile bile yapıyorlar. Cenazelere her türlü savaşta bile saygı duyulur. Çanakkale savaşında bile cenazelerin alınması için savaşa ara verildi. Bunlarda böyle bir kültür üzerinde ilerlediklerini söylüyorlar. Şu an Kürdistan’da gerçekleştirdikleri vahşet büyük bir kopuşa sebep olacaktır" dedi.
İHD Şırnak Şube Başkanı Emirhan Uysal da, 14 Aralıktan bu yana başlatılan savaşın sadece sivil halkı hedef aldığını hatırlattı. İnsanların evlerinde vurulduğunun altını çizen Uysal şunları kaydetti: "Anne karnında bekelerin bile rahat bırakılmadığı, katledildiği bir savaş yürütülüyor devlet tarafından. Taybet İnan, annemiz 7 gün boyunca sokakta bırakıldı ve cenazesinin alınmasına izin verilmedi. Hastaneye getirilen cenazeler morgun kapasitesini aştığı için yemekhane deposuna bırakılmış. Soğuk hava deposu getirildiği halde cenazelerin nakledilmesine izin verilmiyor. Cenazelere uygulanan bu zulme karşı bütün insan hakları savunucularının ayağa kalkması lazım." "Cenazelere uygulanan tam insanlık dışı bir vahşettir" diyen Şırnak SES Şubesi Eş Başkanı Lezgin Gölek, vahşetin aynı zamanda halk sağlığı açısından da büyük bir tehdit yarattığını kaydetti.
Şırnak MEYA-DER Temsilcisi Mele Halit Gülgen, yasağın derhal kaldırılmasını istedi. Cenazelere yapılanan ne insan ne İslami olduğunu vurgulayan Gülgen, "Kadınlara, çocuklara ait cenazelere yönelik bu uygulamalar kabul edilemez. Dini olarak bir kişi yaşamını yitirdiğinde ne olursa olsun uygun şekilde defnedilmesi gerekiyor. Cizre ve Silopi’de devlet çeteleri insanların katledilmesi için görevlendirmiş ve katledilenlerin defnedilmesine izin verilmiyor" diye konuştu. Gülgen, herkesin işlenen bu günahın son bulması için herkesi ayağa kalkmaya ve bu vahşete tepki göstermeye çağırdı.