Saruxan: Tarihte ilk defa özerk yönetimi ile Kürtler kendini yönetiyor

Özerk Yönetimi Cizîr Kantonu Savunma Konseyi Başkanı Abdulkerim Saruxan, “Rojava öz savunma ile topraklarını çetelerden temizleyebildi, kurum ve kuruluşlarını inşa ve etti" dedi.

Yoğun saldırılar altında kimsenin Kürtlerin kendi kendisine yönetmesine şans vermediği bir süreçte Rojava’daki 5 yıllık devrim ve 2 yıllık demokratik özerk yönetim tecrübesi oluştuğuna dikkat çeken Demokratik Özerk Yönetimi Cizîr Kantonu Savunma Konseyi Başkanı Abdulkerim Saruxan, “Kürtler kendi tarihlerinde ilk defa kendi kendini yönetiyor” dedi.

Rojava halklarının kimsenin yardımına dayanmadan 2 yıllık demokratik özerklik tecrübesi ile kendi kendini yönetebilme kapasite ve gücüne ulaştığını ifade eden Saruxan, “Rojava öz savunma ile topraklarını çetelerden temizleyebildi, kurum ve kuruluşlarını inşa ve etti ve oluşturduğu demokratik sistem ile diğer halkların umut kaynağını oluşturmaya başladı” dedi.

Cizîr Kantonu Savunma konseyi Başkanı Abdulkerim Saruxan, sorularımız yanıtladı.

Demokratik özerk yönetiminizin 2. yılını kutluyoruz. Buradaki katılım ve yıl sonucuna baktığınızda nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?

Demokratik özerk yönetimimiz 2. yılını tamamlayarak 3. yılına giriyor. Bu yıl oldukça çatışmalı, bir o kadar da başarıları fazla olan bir yıldı. Bu başarılar ışığında 3. yılına giriyoruz. Kürt halkı tarihinde ilk defa kendi kendini yönetiyor. Bu kutsal ve anlamlı bir durumdur. Bugünün başka bir anlamı vardır. Tarihte 11 ay gibi kısa bir süre kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyetin ilanın da yıl dönümü. Biz her türlü saldırıya karşı 5 yıldır Rojava devrini 2 yıldır da demokratik özerk yönetimini koruduk. Ve başarılı bir dönemi geride bıraktık.

Halkımız kimsenin yardımına dayanmadan bu süreçte her konuda kendi kendini yönetebildi. Öz savunmasını yaptı, topraklarını çetelerden temizleyebildi, kurum ve kuruluşlarını inşa ve etti ve oluşturduğu demokratik sistem ile diğer halkların umut kaynağını oluşturmaya başladı.

Kürt ve Rojava üzerindeki düşmanlar ‘bu halkın kendi kendisini yönetemez, sürekli birileri onun başı üzerinde durmalı’ dediği bir süreçte bu halk kendi kendini yönetebileceğini diğer halklar ile ortak demokratik sistem oluşturarak örnek bir sistem inşa edebileceğini göstermiş oldu.

ORTADOĞU’DA EN DOĞRU SİYASET ROJAVA’DIR!

Bunun dışında siyasal alanda da tanınmaya başlandı. Çelişki ve çatışmaların yoğun olduğu Ortadoğu coğrafyasında halkları kucaklayan, demokratik ve barış içinde yaşamasını sağlayan siyaset Rojava siyaseti oldu. Halkların baharının geliştiği Tunus’tan Suriye kadar ki alanda en sonuç alan ve gerçekte halkları bir arada tutan, demokratik değerleri yükselten tek yer var oda Rojava’dır. Biz Rojava derken Kürt, Arap, Süryani-Asuri, Çeçen ve diğer halkların tümünü kast ediyoruz.

Yıl içinde bir çatışmaya yaşadınız büyük askeri hamleler gelişti. Yine toplumda kendini savunma zihniyeti ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendirmek gerekir?

Biz demokratik yönetim olarak halkın temel ihtiyaçlarına göre kanun oluşturmaya çalışıyoruz. Toplumumuzun kendini savunmaya ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaca cevap verebilecek bir kanun çıkardık. Halkımız üzerinde çok büyük imha tehditleri, yine Rojava üzerinde komplo ve planlar yapılıyor. Komşu devletlerin düşmanlıkları sürüyor ve uluslararası alanda birçok güç Suriye içinde yer almak istiyor. Böylesi bir hengamede tek kalan, arada ayaklar altında kalacak olan tek güç Rojava halklarıdır. Bunun için özellikle savunma alanında Rojava halkları kendisini güçlendirmek zorundadır. Bu tehdit ve katliamlara karşı kendisini güçlendirmez ise, çözüm projelerini ve ayakları üzerinde duramaz.

Rojava’da varlığı ve yokluğu üzerinde tehdit edilen bir halk gerçeği vardır. Kuzey Kürdistan’daki halkımızın durumu gözler önündedir. Cizre, Silopi, Sur ve Nusaybin’de, diğer yerlerde yapılan katliamlar ortadadır. Bu saldırılar Kürdistan’ın dört parçasındaki halkına yönelik bir mesajdır. Kürt halkının imhasını önüne hedef koyan bir düşman vardır. Bunun için yüz yıl için konulan planlarda eğer kendimizi savunma, yönetim, diplomasi ve siyasi düzeyinde güçlü kılmaz isek, hazırlanan proje içinde yersiz kalacağız. Bunun için her yönlü kendimizi güçlü kılmalıyız. En önemli nokta da öz savunma alanındaki güçlü olmamızdır. Öz savunmayı güçlü kılmamız halinde diğer şeyleri kurabiliriz.

Toplum bu sürece nasıl katıldı, sizin karar ve çalışmalarınız içinde kendisini nasıl buldu?

Devrimimiz yönetimimiz bir halk devrimidir. Biz tüm karar ve planlarımızı bir şekilde toplum ile birlikte oluşturuyoruz. Bu devrimin her alanında toplumun tüm katmanlarından halk yer alıyor. Dolayısıyla söz konusu toplumun savunmasıdır. Halk oldukça olumlu yaklaşıyor. Ve her alanda gelişmesi için güç destek veriyor.

Halk öz savunma güçlerine her alanda katılım sağlıyor. Şimdi binlerce genç öz savunma içinde yer alıyor. Türkiye, Avrupa, Güney Kürdistan ve diğer yerlerden yüzlerce genç gelip savunma içinde yer almaya çalışıyor. Şimdi öz savunma merkezlerine başvurular ve öz savunma defterleri halkın ne kadar öz savunmaya duyarlı olduğunu gösteriyor.

Bunun dışında Ortadoğu toplumu tarihinde ilk defa bir kanun yasalaşmadan önce tartışılması, görüş ve önerilerin alınması için halk ile görüş alış verişinde bulunuluyor. Toplum kanun üzerinde tartışıyor, önerilerini siteler aracılığı ile yasama meclisine gönderiyor. Bu görüşler göz önünde bulunduktan sonra yasal hale geliyor. Toplum bu kanunun oluşmasına ortaktır. Çünkü toplum görüş ve önerileri ile katılım sağladı.

Demokratik özerk yönetimin 3. yılında neler planlanıyor. Neyi hedefliyorsunuz?

Önümüzde demokratik yönetimin 3. yılı ve onu takip eden uzun yıllar olacaktır. Daha çok önümüzdeki en temel sorun mücadeleyi yükseltmektir. Bunu sadece askeri alanda değil, yaşamın tüm alanlarında mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Üzerimizdeki tehditler büyük olduğu için mücadelemizde büyük olacaktır. Savunma ve güvenliğin oluşması için de güçlerimizin eğitim teknik donanımından tutalım, nicel büyümeye kadar bir dizi çalışma içinde olacağız.

İkinci ve önemsediğimiz bir konu, geride bıraktığımız yıl hangi eksiklikleri yaptık. Bunları gözden geçiren, yeniden düzenleyen ve tekrarlamayan bir çalışmaya esas alacağız. Toplumu her alanda daha fazla örgütleyen ve hizmet alanında daha plan ve projelerimiz var, bunlar üzerinde çalışacağız.

Halktan beklentiniz nedir, halk bu sürece katılmasını bekliyorsunuz?

Demokratik özerk yönetimimizin 3. yılı için projelerimiz açıktır. Çalışmaları çok yönlü yürüteceğiz. Yaptığımız çalışmaları ve geleceğe yönelik çalışmalarımızı halk ile birlikte yürütüyoruz. Bundan sonrada halkımız her alanda katmaya, katkı sunmaya davet ediyoruz. Bizde halktan biri olarak bu çalışmalara katılıyoruz. Halkımız her alanda bize yardımcı oluyor.

Savunma alanındaki büyük fedakarlığı halk yapıyor. Öz savunma projelerinin desteğini bu halk yapıyor. Halk demokratik yönetimini ne kadar destekleyip, mücadelenin büyütülmesinde rol alsa geleceğine yönelik daha fazla garanti altına almış olur. Bundan dolayı halkımızı bu güne kadar ki, fedakarlığının devam etmesini ve birlikte daha güzel günlere kavuşmayı umut ediyoruz. Kendimize güveniyoruz, başardığımız işler çok olsa da halen yürütecek çok şeyin olduğunu da biliyoruz.