Sarıyıldız'dan Davutoğlu'na yanıt

HDP Milletvekili Sarıyıldız, 'vahşet bodrumu'ndaki yaralılar için 'Nerede bu yaralılar' diyen Başbakan Davutoğlu'na yanıt verdi.

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre'deki bodrum katında bulunan yaralılar için 'Nerede bu yaralılar' diye soran Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yanıt verdi.
Yazılı açıklama yapan Sarıyıldız, "Bu yaralılar 30 Ocak günü saat 12:31’e kadar sizin 52 gündür abluka altına aldığınız, 100 bine yakın insanı göçerttiğiniz, kolluk güçlerinizin açtığı ateş sonucu 80’i aşkın kişinin yaşamını yitirdiği Cizre’nin Cudi Mahallesi Bostancı Sokağı No: 23 adresindeydi. Hastaneye kaldırılmayı beklerken, bir yok etme baskınına maruz kalan yaralılardan yaklaşık 130 saati aşkındır kimse haber alamamaktadır. Biz size soruyoruz. Sayın Başbakan, Sahi ‘Nerede bu yaralılar" ifadelerini kullandı.

'BODRUMA SIĞINMAK ZORUNDA KALDILAR'

Sarıyıldız, Davutoğlu'na yanıtında, olayla ilgili süreci de şöyle aktardı:
"22 Ocak günü top ve tank mermileri ile vurduğunuz Cudi Mahallesi’nde çoğunluğu yaralılardan oluşan 31 insan ertesi gün bir bodruma sığınmak zorunda kaldı. Yaralılar ve eve sığınmak zorunda kalan siviller, kendileri ile kurduğum irtibatta, bulundukları adresin emin olmamak ile birlikte “Caferi Sadık No:5, 6 ya da 7” olabileceğini belirtti.  25 Ocak’a kadar hem 112’ye hem de basına ve de resmi Twitter hesabımdan yaralıların Caferi Sadık No:5, 6 ya da 7 olabileceği tarafımca aktarıldı. 25 Ocak günü gündüz saat 13:51’de Cizre Kaymakamı’na şu mesajı attım: 'Kaymakam Bey, şu an Cizre, Cudi Mahallesi Caferi Sadık Sokak No:5-6-7 adresinde 5 katlı kırmızı bina, bodrumunda bulunan çoğu yaralı 30’a yakın insanın üzerine yıkılıyor. Bir toplu katliam olmadan derhal müdahale edin.'

'112'DE KAYITLARIMIZ MEVCUT'

Telefonla katıldığım televizyon programlarında yaralıların olduğu tarif edilen evin kendisine ait olduğunu ifade eden bir yurttaş, adresin Bostancı Sokak No: 23 olduğunu iletti. Bodrumda bulunan yaralılar da ev içerisinde Halit Acar adına ruhsatlı bir av tüfeğinin olduğunu belirtti.  Bunun üzerine ev sahibini arayarak, 'Evde Halit Acar adına bir av tüfeği var. Bu size mi ait?' diye sordum. Ev sahibinin av tüfeği ruhsatının kendilerine ait olduğunu ifade etmesiyle ev adresinin Bostancı Caddesi No: 23 olduğunu kesinleştirmiş oldum. Hiç vakit kaybetmeden gerçek adres 112’ye bildirdim. Bu 112 kayıtlarında da mevuttur. Aynı gün, yani 25 Ocak Pazartesi günü Cizre Kaymakamı’na adresi kesinleştirdikten sonra ikinci kez mesaj attım. Mesajda olduğu gibi şunu yazdım: 'Yaralıların olduğu tarif edilen evin kendisine ait olduğunu ifade eden bir yurttaş, adresin Bostancı Sokak No: 23 olduğunu iletti.'
Cizre’de uyguladığınız sıkı ablukadan ötürü adresi kesin olarak teyit ettirme gibi bir imkanımız olmadı. Ayrıca söz konusu mahalle emrinizdeki kolluk güçlerinin saldırıları ve insanları zorla yerlerinden ettirilmeleri etmeleri nedeni ile boşaldı. Cizre’deki abluka nedeni ile mahalleler arasındaki irtibat tümden koptu.  

'YARALILARIN BULUNDUĞU EV VE ÇEVRESİNE SALDIRILDI'

Gerçek adresin iletildiği 25 Ocak tarihinden itibaren de sürekli 112’den ambulans talebinde bulunduk. 112’ye bağlı ambulans sürekli olarak 155 Polis imdattan onay çıkması durumunda yaralıların bulunduğu eve intikal edebileceklerini tarafıma bizzat iletti. Ancak her seferinde 'güvenlik' gerekçesi ile bu talebimiz reddedildi. 155 polis, yaralıların ambulans ile alınması için 112’ye bazen yaralıların bulunduğu evden yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta olan Dörtyol mevkiinden, bazen de eve 400 metre uzaklıkta olan Abdulcelil Petrol Ofisi’nden alınmasına izin verebileceklerini aktarmıştır. Ancak bahsedilen alan yaralılar için oldukça zor ve uzak bir mesafede. Aralarında can çekişen yaralıların da olduğu yaralıların bu mesafede sırtlanması taşınması hem zor hem de sağlık açısından risk teşkil etmekteydi. Öte yandan yaralıların bulunduğu ev ve çevresindeki alan havan topları, bomba atarlar ve diğer ağır silahlar ile günlerce vuruldu. Yapılan bu saldırılar nedeni ile daha önce sağlam olan evin büyük ölçüde yıkıldığı bilgisi bodrumda bulunan yaralılar tarafından bizzat tarafıma iletildi. Sürekli ateş hattında olan bir mıntıkadan bahsedilen noktalara yürüyerek, ulaşmak oldukça risk teşkile etmekteydi. Yaralılar da doğal olarak ateşin kesilmesi durumunda kendileri açısından çok zor da olsa yürüyebileceklerini sürekli ifade ediyordu. Ancak, emrinizdeki kolluk güçlerine ateşin kesilmesi yönündeki tüm talebimiz sürekli olarak “çatışma” var iddiasıyla ret edilmiştir. 155 Polisin sürekli verdiği bu yanıtlara karşı bu yaklaşımın insanları ölüme terk etmek olduğunu ifade ettim."

'TÜM ÖNERİLERİMİZ REDDEDİLDİ'

Sarıyıldız, "155’e ve 112’ye de bina ile ana cadde arasında sadece 300-400 metre olduğunu, ateşin kesilmesi durumunda yaralıların ya kendi çabaları ile gelebileceğini ya da dışarıdan göndereceğimiz belediyeye ait sağlık ekipleri veyahut yaralıların ailelerinin yaralıları ambulansa taşıyabileceği önerisi de tarafımca defalarca iletildi" diyerek, şunları ekledi: "Söz konusu diyaloglar kayıtlarda da mevcuttur. Bu öneri aynı zamanda Ankara’da Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken’in de bulunduğu milletvekili heyeti tarafından Hükümet yetkililerine iletildi .Ama bu önerilerin tümü de 'güvenlik' gerekçesi ile kabul edilmedi."
Sarıyıldız, 30 0cak günü bodrumda bulunan yaralılara yapılan saldırının ardından tam 130 saati aşkındır yaralılardan haber alınamadığına dikkat çekti.

'KEBELA'YA ÇEVİRMEK!'

HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, açıklamasının sonunda, "Yaralılardan öç almak hangi kutsal kitapta yazar? Bir bodrum katında bulunan yaralıları günlerce aç ve susuz bıraktınız. Yaralarına merhem olmak isteyenleri engellediniz. 20 metrekarelik bir bodrumu Kerbela’ya çevirmenin 'muzafferi' oldunuz" diye kaydetti.