‘Roboski ve bütün katliamların hesabı sorulacaktır’
Roboskî katliamının ardından birçok Roboskîli genç gerilla saflarına katıldı. O gençlerden Brusk ve Cesur Roboskî, yeni katliamların yaşanmaması ve Kürt halkının özgürlüğü için gerilla saflarına katıldıklarını belirtti.
JİYAN AMARGİ
BEHDİNAN / ANF
Pazartesi, 28 Aralık 2015, 09:30
Roboskî köyünde 35 sivil insan AKP hükümetinin Kürt inkar ve imha politikası sonucu 28 Aralık 2011 yılında Türk savaş uçakları tarafından vahşice katledildi. Roboskî katliamının ardından birçok Roboskîli genç gerilla saflarına katıldı. O gençlerden Brusk ve Cesur Roboskî, yeni katliamların yaşanmaması ve Kürt halkının özgürlüğü için gerilla saflarına katıldıklarını belirtti.
Şırnak’ın Qilaban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde sınır ticareti yapan 34 sivil insan, AKP hükümetinin Kürt katliamı politikaları çerçevesinde Türk ordusuna ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını yitirdi. Katliamın üzerinden tam 4 yıl geçti. Failler belli olmasına rağmen hiç kimse cezalandırılmadı. Bir özrü bile çok gören devlet yetkilileri, yaptıkları açıklamada 'yanlışlık oldu' ifadesini kullanarak yapılan vahşetin üstünü örtmek istiyor. Türk devletinin bu yaklaşımına karşı aileler de katillerin cezalandırılması için bir mücadele yürütüyorlar. Devletin, ailelerin susması için de "Roboskî'de yitirilen her can başına 30 bin TL ödenecektir" açıklamaları ailelerde büyük bir öfkeye neden olmuştu.
Türk devleti ve AKP hükümetinin Roboskî katliamını meşrulaştıran ve katliamları adeta Kürtlere revaymış gibi içine girdiği politikalar Roboskîlilerde büyük bir tepkiye neden oldu. Devletin tüm inkarcı yaklaşımlarına karşı Roboskîli gençler yeni katliamların yaşanmaması ve kendi öz savunmaları için gerilla saflarına katıldı. Medya Savunma Alanlarında karşılaştığımız Brusk ve Cesur Roboskî neden gerillaya katıldıklarını ajansımıza anlattılar.
‘YAŞAMAK İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALIYORDUK’
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde dünyaya gelen ve 2014 yılında kendi köyünde öğretmenlik yaparken gerilla saflarına katılan Brusk Roboskî; “Çocukluğum köyde geçti. Köy yaşamının, kendince zorlukları var elbette. Evin en büyüğü olduğum için sorumluluklarım vardı. Aileme bakmak zorundaydım. Roboskî halkı ekonomik yönden yoksuldur. Köyde tarım ve hayvancılık eskisi gibi rağbet görmüyordu. Bu nedenle herkes sınır ticareti yapardı. Ailem okuyup bir meslek edinmemi istiyordu. Ben de hem okuyordum hem de sınır ticareti yapıyordum. Tabi sınır ticaretinin kendince zorlu yanları vardı. Resmen ölümü göze alıyorsun. Bizler de geçimimizi sağlamak ve kimsenin eline bakmamak için sınır ticareti yapıyorduk.
Daha sonra Harran Üniversitesinde sınıf öğretmenliği bölümünü kazandım. Okulu bitirdikten sonra kendi köyümde öğretmenlik yaptım. Orası ilkokulu okuduğum okuldu.”
‘KATLİAM AKP’NİN PLANIYDI’
Yurtsever Roboskî halkını bastırmak, direnişlerini kırmak için AKP hükümetinin katliamı önceden planladığını anlatan Brusk Roboskî, “Köyümüz küçüktür, bu nedenle herkes birbirini tanır. Çoğu da akrabadır zaten. Yaşanan o acı günü unutmam imkansızdır. 34 can, ekmek parası için sınırı geçerken vahşice katledildi. Katledilenler arasında akrabalarım, arkadaşlarım vardı. Hayallerimiz, umutlarımız birdi. Bana çok ağır geldi. Halen öfkesini içimde taşıyorum. Hükümet bilinçlice yapılan bir şey değil, diyor. Kesinlikle yalandır. Türk devleti Roboskî köyünü boşaltmak için çok uğraştı. Devlet direnen Roboskî halkının direnişini kırmak için yoğun bir baskı ve şiddet uyguladı. Ama Roboskî halkı, aksine her geçen gün daha fazla direnişçi bir ruh ortaya çıkardı. O nedenle böylesi bir katliam gerçekleştirdiler" dedi.
‘TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKTÜLER’
Katliamın ardından Roboskîli ailelerle görüşen ve timsah gözyaşları döküp “ben sonuna kadar sizinleyim bu benim de davamdır” diyen Emine Erdoğan'ın sözlerini hatırlatan gerilla Brusk, “Emine Erdoğan’ın ve diğerlerinin verdikleri sözler nerede kaldı. Hepsi de aslında kapıdan çıktıkları gibi verdiği tüm sözleri unuttular. Eğer biraz vicdan olsaydı sözlerinin arkasında dururlardı. Halkın onlardan yana bir umudu yok. Sadece kanlı ellerini Kürdistan'dan çeksinler yeterdir” dedi.
‘KATLİAMLARLA KÜRT HALIKIN YOK EDEMEZLER’
Kürt halkına yönelik yapılan katliamların bir birinden bağımsız olmadığını ve Türk devletinin katliamlarla Kürt halkını yok edemeyeceğine dikkat çeken Brusk Roboskî, “Roboskî katliamı Kürt tarihinde ne ilk ne de son katliam oldu. Kürt halkı Dersim, Paris, Urfa, Amed, Ankara, Sivas, Çorum, Maraş ve daha birçok katliamdan geçirildi. Katliamları birbirinden bağımsız düşünemeyiz. Bu katliamlarla Kürt halkını yok etmek istediler. Ama katliamlarla hiçbir zaman amaçlarına ulaşamadılar. Kürt halkı onca katliama rağmen her zamankinden daha büyük bir direniş gösterdi ve bu direnişler bu gün halen devam ediyor.”
‘ROBOSKÎ’DE İNSANLIK KATLEDİLDİ’
7 Haziran 2015 seçimlerini kaybeden AKP hükümetinin tekrar iktidara geçmek için Kürt halkına karşı savaş başlattığını ve faşist politikalarıyla yeni katlamalara kapı açtığını ifade eden gerilla Brusk; “Roboskî katliamı tüm insanlığa yapılmış bir katliamdır. Orada tüm insanlık katledilmiştir. Bugün herkesin hem Roboskî hem de diğer katliamların hesabını sorması gerekir. Kürdistan’da birçok katliam gerçekleştirildi. Bu katliamların intikamının alınması gerekir” dedi.
‘DİRENİŞ GÖSTEREN HALKI SELAMLIYORUM’
Kürdistan'da halkın direnişlerine dikkat çeken Brusk Roboskî; “Devlet Kürdistan halkına her gün tanklarla saldırıyor. Halkın kendini savunmasını kutsal buluyor ve selamlıyorum. Bu direnişler özgürlüğü elinden alınan bir halkın direnişidir. Herkesin bu direnişleri sahiplenmesi ve destek olması gerekir. Özyönetimler kendi varlığını kabul ettirmektir. Sadece gençlik değil, anaların, babaların, genç, yaşlı kadın herkesin bu direnişte rol oynaması gerekir. Çünkü bu onurluca bir direniştir. Halkımız kendini savunmasız hissetmesin. Bilsinler ki PKK gerillası var olduğu müddetçe halkı koruyacaktır. Halkımız eğer özgürce bir yaşam istiyorsa şehirdeki direnişlerde herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir” dedi.
‘ROBOSKÎ DEVLETE BOYUN EĞMEDİ’
Mayıs 2014 yılında gerilla saflarına katılan Cesur Roboskî, Şırnak Qıleban ilçesinin Roboskî köyünde dünyaya geldi. Köyde başka bir iş imkanı olmadığı için tüm köylünün sınır ticareti yaptığını belirten Roboskî; “Doksanlarda köy boşaltmaları döneminde TC devletinin köy halkı üzerinde çok kötü uygulamaları oldu. Bu dönemde koruculuğu tercih edenler, köylerini terk edenler oldu. Ama Roboskî halkı köyünden vazgeçmedi. Ne koruyuculuk yaptı ne de topraklarından vazgeçti. Köyde temel geçim kaynağı sınır ticaretidir. Uzun yıllardır yapılan sınır ticareti köy halkının mesleği haline gelmiş. Köyde yaşlı, genç, çocuk herkes sınır ticareti yapar. Ben de iki yıl boyunca sınır ticareti yaptım. TC devletinin açlıkla terbiye etme politikaları, Roboskî halkını yoksulluk içerisinde bıraktı. Evimize bir kuru ekmek bile girmediği anları hatırlarım. Kimseye muhtaç olmamak için bizler de sınır ticareti yapıyorduk.”
‘TÜRK ASKERİ ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN ZULMEDERDİ’
Sınır ticareti yapanların geçtikleri güzergâhları bildikleri halde Türk askerlerinin keyfi olarak köylülere silah sıktıklarını ifade eden gerilla Cesur; “Sınır ticareti zor bir iştir ve herkes yapamaz. Bizler kışın bin bir zorlukla o yolları geçerek ekmek paramızı çıkarırdık. Askerler bazen dönüşte tüm paramızı alırdı. Bin bir zorlukla kazanılan paranın hepsini aldıkları için günlerce aç kaldığımız zamanlar oldu.
Sınır ticareti yapan birçok insan sınırı geçerken Türk askerlerinin döşediği mayınlara bastığı için yaralanmış veya yaşamını yitirmişti. Başka geçim kaynağı olmadığı için köylüler sınır ticareti yapamaya devam ederlerdi. Türk askeri çoluk çocuk demeden sınır ticareti yapanlara zulüm ederdi. Bir keresinde sınırı geçmek üzere yola çıktığımızda, askerler bir arkadaşımızı başından yaraladı. Bizler arkadaşımız için kalkan olduk ve arkadaşımızı zor bela askerlerin ellerinden aldık. Hastaneye zor bela yetiştirdik. Saldırırken küçük büyük tanımazlardı. Savunmasız olduğumuzu bildikleri halde sanki silahlıymışız gibi davranıp, saldırır ve zulüm ederlerdi.”
‘VAHŞETİN BU KADARINA AKIL ERDİREMEDİK’
AKP hükümetinin Roboskî katliamını planlı bir şekilde yaptığına dikkat çeken gerilla Cesur, “Devlet kaçakçıların oradan geçtiklerini biliyordu. Ona rağmen Türk savaş uçakları köylüyü bombardımana tuttu. Sık sık geçtiğimiz o yollardan devletin her türlü kötü muamelesiyle karşı karşıya kalmıştık. Ama vahşetin bu kadarını akıl erdiremedik” dedi.
O gece katledilen 35 sivil canın haberini, sabah annelerin haykırışlarıyla duyduğunu anlatan Cesur, "Sınıra gittiğimizde yerdeki paramparça olmuş bedenleri gördük. Hayvan ve insan bedenleri birbirine karışmıştı. Ayırt etmek bile zordu. İnsan parçaları her yana dağılmıştı. Parçalanan bedenleriyle yerde bulunan okul arkadaşlarımı, akrabalarım tanıyamıyordum. Tam anlamıyla vahşetti. Görüntüler insanın içini yakıyordu” şeklinde ifade etti.
‘ROBOSKÎ’NİN İNTİKAMINI ALMAK İÇİN PKK’YE KATILDIM’
Roboskî katliamından sonra Cesur adında bir akrabasının PKK saflarına katılıp mücadele saflarında şehit düşmesi sonucu kendisinin de Cesur adını aldığını belirten Roboskî, “Cesur, Roboskî katliamının intikamını almak için gerilla saflarına katılmıştı. Şahadetinden sonra ben de mücadelesini bıraktığı yerden devam ettirmek için PKK saflarına katıldım. Türk devletinin Kürt halkının varlığına tahammülü yoktur. Daha taziyelerimiz yerdeyken saldırıları devam etti. Ailelerin kınamak için yaptığı eylemlere şiddetle karşılık verdiler. Ben de bir Kürt genci olarak devletin bu vahşetine karşı Roboskî halkının intikamını almak ve özgür bir Kürdistan için saflara katıldım. Roboskî, Paris, Gever Amed, Urfa, Ankara katliamları bir zincir gibi birbirini izledi ve halen de devam etmektedir. Bugün de sadece Kürdistan'da değil özgürlük isteyen her yerde bu katliamlar yapılıyor. Yapılan haksızlıkların intikamı alınmalıdır. Bunun için de bu devlet faşizmine karşı herkes ayaklanmalıdır.
Bizler de gerilla olarak halkımızın özgürlük mücadelesini zaferle taçlandırana kadar mücadelemizi yürüteceğiz. Bu sözle yola çıktık ve sözümüzü tutacağız” dedi.