Kürdistan Demokratik Suriye Partisi (PDKS) Merkez Komite Üyesi Fethillah Hiso, Kuzey Kürdistan'daki devlet terörü ve halk direnişini ANF'ye değerlendirdi...
'TÜM BÖLGE HALKLARI İÇİN BARIŞ VE BİRLİKTE YAŞAM PROJESİ'
Öz savunmanın Kürt halkının doğal ve meşru hakkı olmasına rağmen Türk devletinin her türlü yöntemlerle saldırı gerçekleştirdiğine dikkat çeken Hiso, "Erdoğan ve AKP hiçbir zaman barış ve demokrasi istemiyor" dedi. Hiso, Türk devletinin her türlü teknik ve silahla Kuzey Kürdistan şehirlerini ablukaya alarak insanları katlettiğine vurgu yaparak şöyle devam etti: "Türk hükümeti vicdansızca Kürtlere saldırılarda bulunuyor. Kuzey'deki birçok şehrimizi ablukaya almış bulunuyorlar. Kuzey Kürdistan’da 20 milyondan fazla Kürt yaşıyor. Halkımız Kuzey Kürdistan’da demokratik özerklik yönetimlerini ilan ettiler. Bu proje sadece halkımız için değil, tüm bölge ve Türkiye halklarının barış ve birlikte yaşam projesidir. İzlediğimiz kadarıyla Erdoğan rejimi hiçbir yerde Kürtlere ait bir özgürlüğün gelişmesini istemiyor. Bu yaklaşımı Türkiye ve Kürdistan’ın tümünde uyguluyor. Hiçbir zaman barışı ne proje ne de bir tutum olarak istiyor, benimsiyor. Burada sadece Türk hükümeti ve yönetimini ele alıyoruz. Türk halkı olarak ele almıyor, eleştirilerimizi hükümet ve yönetimine yapıyoruz. Şunu iyi bilmeleri gerekir ki, Kürdistanlı 20 milyondan fazla insanın hak ve hukuk vardır."
'TÜRK DEVLETİ LOZAN'I FARKLI BİR ŞEKİLDE GELİŞTİRMEK İSTİYOR!'
Yüz yıl önce Türk hükümetinin Lozan’da Kürt halkının haklarını elde edilmemesi için hile ve yalanlarla tasfiyeye başvurduğuna vurgu yapan Hiso, şunları ifade etti: "O zaman nasıl ki, Türk devletinin eli bu komploda varsa, şimdi de farklı bir şekilde bu komplo hikâyelerini devam ettirmek istiyorlar” diye ekledi. Hiso, "Birkaç şehrimizi ablukaya alarak elinden gelen tüm teknik ve silahlarla saldırıyorlar. Kuzey Kürdistan’da ilan ettiği demokratik özerklik yönetimi tamamen halklar arası barış ve birlikte yaşam projesidir ve en doğal hakkımızdır. Biz PDKS olarak tavrımızı açıklıyoruz. bugün bölge ve dünyada değişimler yaşanıyor. Hatırlarsak, yüz yıl önce 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması'nda Kürtler üzerinde komplo gerçekleştirilmiş. Kürt halkı olarak her halkın hakkını savunuyor ve her yerde demokrasinin yayılmasını istiyoruz. Erdoğan yanlış beyanat ve içi boş kavramlar altında bölgede çok kirli bir siyaset yürütüyor. Erdoğan ve AKP’nin desteği ve yardımı, DAİŞ çetelerinin hem Suriye, hem de bölgede yayılmasına ve katliamlar yapmasına neden oldu. Demokratik özerk yönetim projesinin gelişmesini ve başarı kazanmasını isteyen Erdoğan ve AKP’ni hoşuna gitmedi. Türkiye yöneticileri bir barış kapısının açıldığını gördüler. Farklı yol yöntemlerle halklar arası gelişen bu demokratik özerk yönetimi yok etmeye çalıştılar. Bölge ve Kürdistan’a verilen bunca zararın sebebi dile getirdiğimiz gibi Erdoğan ve AKP'nin direkt çetelere verdiği destek ile gerçekleşti. Görüldü ki, uluslararası güçler Kürtlere ve demokratik özerklik yönetimine farklı bakıyor. Gördüğümüz kadarıyla Türk devleti Kürt halkının demokratik, barış yöntemleri ile hakkını almasını istemiyor; Türkiye’nin tümünde barış ve demokrasi gelişmesini istemiyor."
'HERKES DESTEK VERMELİ'
Parti olarak Türk devletinin Kürt halkına karşı gerçekleştirdiği şiddet ve terörü kınadıklarını ifade eden Hiso, herkesin öz yönetim ilanlarına ve öz savunmaya destek vermesi gerektiğini söyledi. PDKS Merkez Komite Üyesi Fethillah Hiso, şunları da belirtti: "Türk hükümeti demokrasi ve barış istediğini belirtiyor. Ama 20 milyon Kürdün hakkını kabul etmiyor. Türk yöneticilerinin barış ve demokrasi söylemlerinin ne kadar içinin boş olduğu burada ortaya çıkıyor. Her zaman biz parti ve Rojava halkı olarak Kuzey Kürdistan halkımızın yanındayız, mücadelelerini destekliyoruz. Kuzey Kürdistan’daki halkımız haklarını elde edinceye kadar omuz omuza yanlarındayız ve mücadelelerini her koşulda destekliyoruz. Umut ediyoruz ki, bu projeye inanan tüm Kürtler ve Türk halkı birbirlerine destek sunsun ve bu zulme karşı birlikte direniş içinde olsun; Türk devleti ve Erdoğan’ın bu zulmüne karşı dursun."