Korucular üzerine araştırma yapan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Seyman Önder, son alınacak olan 5 bin kişiyle birlikte toplam sayıları 83 bini bulacak olan korucuların silahlarının ve maaşlarının ellerinden bir anda alınması pek mümkün olmadığını belirtti.
Yaşanan çatışmalı süreçte en çok tartışılan kişiler olan korucular üzerine araştırma yapan Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölümü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Seyman Önder, korucuların dünü, bugünü ve Kürt sorununa bakışlarını ANF’ye değerlendirdi.
‘ÖNCE GEÇİCİ OLARAK PLANLANDI’
1985’te yılında değiştirilen yasada “geçici köy korucuları” ibaresi eklenmiş olduğunu ifade eden Önder, bu durumun da nedenini koruculuk sisteminin geçici olarak düşünülmesinden kaynaklandığını söyledi. O yıllarda bu öngörünün tutmaması Turgut Özal’ın PKK’yi ‘üç beş çapulcu’ olarak değerlendirmesinden kaynaklandığını dile getiren Önder, “Özal, PKK’nin böyle bir taban bulabileceğini öngörmediğinden bitirilmesinin de çok uzun sürmeyeceğini düşünmüştü. Bu yüzden de koruculuk sistemi geçici olarak planlanmıştı. Hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetleri penceresinden bakıldığında, çözümün nihayete erdirilmesinden önce sistemin kaldırılmasının mümkün görünmediği söylenebilir” diye belirtti.
‘O ZAMAN NEDEN HALA SİLAHSIZLANDIRILMALARI TARTIŞILMIYOR’
Çatışmalı süreç tekrar başlamadan önce en çok tartıştıkları konunun koruculuk sisteminin kaldırılması olduğunu belirten Önder şunları söyledi: “Bu elbette devlet yetkililerinin de gündeminde olan bir konuydu. Ayrıca çözümün nihayete ermesi durumunda devlet yetkililerinin, istesek de istemesek de bu sorunu düşünmesi gerekiyordu. Çünkü koruculuk sisteminin hem ekonomik ve hem de sosyal anlamda yüksek bir maliyeti vardır. ‘O zaman neden hala silahsızlandırılmaları tartışılmıyor’ sorusuna verilecek cevap biraz da hangi pencereden baktığınızla ilgilidir. Koruculara silah bıraktırılması konusunda PKK’nin ve Kürt hareketinin penceresinden baktığımızda hem Kürt halkı içerisindeki toplumsal bölünmenin önüne geçilmiş olacak, hem de PKK’nin silahlı mücadelesinin önündeki en önemli bariyer ortadan kaldırılmış olacaktır.”
‘KÜRT SORUNUNA YAKLAŞIMDA FARKLILAŞMA GÖSTERİYORLAR’
Korucuların Kürt sorununa dair yaklaşımları ise farklılaşma gösterdiğini anlatan Önder, “Bunlar Kürt sorunun kabul edenler ve reddedenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Kabul edenler zaten, güncel tartışmalara katılmaktadırlar. Bazı kültürel ve kimliksel hakların verilmesi gerektiği fikrindedirler. Reddedenler ise üç farklı bakış açısına sahiptirler. Kürt sorununu, ‘terör sorunu’ olarak ifade edenler, ‘dış güçlerin oyunudur’ diyenler ve işsizlik sorunu ya da ekonomik sorun olarak değerlendirenler mevcuttur. Ancak Kürt sorununu reddedenlerin önemli bir bölümü, reddettiği halde anadilde eğitimin ya da özerkliği tartışılabileceğini söylemiştir” şeklinde konuştu.
‘SİLAHSIZLANMALARI BİR ANDA MÜMKÜN DEĞİL’
Çözüm sürecinin tamamlanmasından sonra koruculuk sistemi kaldırılması gerektiğine işaret eden Önder şöyle devam etti: “Ancak son alınacak olan 5 bin kişiyle birlikte toplam sayıları 83 bini bulacak olan korucuların silahlarının ve maaşlarının ellerinden bir anda alınması pek mümkün değildir. İlk olarak PKK ile husumeti olan aşiretlere bağlı korucular, maaşlarından vazgeçmeye razı gelse de, PKK’den ya da PKK tabanından gelecek olan tehlikelere karşı kendilerini güvene almak isteyeceklerdir. Böyle bir durumda PKK ve PKK’nin tabanı ile barış yaptıktan sonra silah bırakacaklardır. Ayrıca, sadece PKK ile husumeti olanlar değil, başka aşiretlerle daha önceden kalma husumetleri olanlar da silah bırakmak istemeyecektir. Yine aşiretler arası husumetlerin bitirilmesi ve barışın sağlanması gerekmektedir.”