Şırnak kent merkezinde 5 Şubat günü Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan Polis Kademe Merkezi’ne girmeye çalışırken çıkan çatışmada yapamını yitiren YPS savaşçısı Mehmet Saltan’ı (Koçer) ailesi anlattı. 1993 Şırnak merkez doğumlu olan Saltan, 23 yıllık yaşamına rağmen birçok direniş ve sistemden kaçış hikayesi bıraktı ardından. Zorla gittiği askerlikten firar ederek topraklarına dönen Saltan, tutuklanarak bir dönem zindanda kalır. Zindandayken hastaneye gittiği sırada yine zindandan kaçarak özgürlük tutkusunun vazgeçilmezliğini gösteren Saltan sürekli etrafına özgürlük dağlarından bahsederek gerillacağı günün sevinciyle yaşar.

Saltan'ı anlatan babası İbrahim Saltan, Mehmet’in küçük yaşlardan beri parti çalışmaları içerisinde olduğunu söyledi. Mehmet’in içinde hep dağa gitme isteği olduğunu anlatan baba Saltan, “Parti çalışmalarına sürekli katılıyordu. Bundan kaynaklı bir defa gözaltına alındı. Bir süre cezaevinde kaldı sonra çıktı, yine çalışmalara devam etti. Sürekli Besta tarafına gidip geliyordu. Gerillaya katılma isteği her geçen gün artıyordu” dedi.

Bu süre zarfı içerisinde askerlik kağıdının eve geldiğini ve kendilerinin zorlamasıyla Mehmet’in askere gittiğini söyleyen Saltan, “Gitti ama kendisi isteksizdi. Belirli bir süre kaldıktan sonra beni aradı orada yapamadığını bir şekilde kaçacağını söyledi. Zaten bu konuşmadan sonra askerlikten kaçtı Şırnak’a geldi. Kaçtığından dolayı bir süre sonra cezaevinde kaldı. Sonra kalan askerliğini orada tamamladı” şeklinde konuştu.

Besta tarafında tarlaları olduğunu ve Mehmet’in tarlaları sulamak için Balveren’e gittiği sırada gözaltına alınarak tutuklandığını söyleyen baba Saltan, “Şırnak Cezaevi’ne götürdüler. 6 aylık bir süre içinde cezaevinde kaldı. Görüşüne gidince cezaevinden kaçacağını söyledi. Bir gün hastaneye getirilince oradan kaçtı. Bana gelerek YPS güçlerine katılacağını söyledi. Onun o isteğinden kaynaklı çok mutlu olduk. Çünkü kendine şerefli bir yol seçmişti” dedi.

Saltan, arada oğlunu görmeye gittiğini ve onu YPS içerisinde gördüğünde çok mutlu olduğundan bahsederek şu anılarını anlattı: “Çünkü kısa dönemde kendini çok geliştirmişti. Arkadaşları tarafından da çok sevilen bir yapısı vardı. Onu görmeye gittiğimde şunu diyordu bana, 'en şerefli ve doğru yol YPS'ye katılarak kendi topraklarını savunmaktır. Benim açımdan gurur verici bir durum. Koçer kısa bir sürede şehit düştü ama büyük bir başarıyla şehitlik mertebesine ulaştı. Koçer benim oğlum değil Kürdistan halkının oğludur. Kürt halkının şehididir. Tüm halkımızın başı sağ olsun.” ‘

"Koçer'i büyük zorluklarla büyüttüm" diyerek söze başlıyor anne Gule Saltan oğlu Mehmet'i anlatırken. Mehmet'in küçüklüğünden bu yana herkes tarafından sevildiğini söylüyor anne Saltan, bunun için oğluyla gurur duyduğunu sözlerine ekleyerek. Güler yüzünden bahsediyor sonra Koçer'in. Koçer'in kendisini hiç düşünmediğini ama çevresi için hep bir uğraş içerisinde olduğunu anlatan anne Saltan, topraklarını koruduğu için oğlu gurur duyduğu oğlu Koçer'i şöyle anlatıyor: "Koçer'in içindeki gerilla aşkı YPS'ye katılımıyla dindi. Katılım yaptıktan sonra bir iki defa onu görmeye gittim. Hep onun güler yüzlülüğüyle karşılaşıyordum. Hiç olaylara negatif bir şekilde yaklaşmazdı. Bir anne için gurur verici bir durumdur oğlunun topraklarını koruması.” ‘Oğlumun mücadelesi gurur verici’ "Şehit düşmeden iki gün önce gördüm son olarak" diyor anne Saltan. Koçer'in eve geldiğini belirten anne Saltan, "Hepimiz birlikte çay içtik. Güldük eğlendik. Benle torunumun fotoğrafını çekti. Bilemezdim ki oğlumu son görüşümdür. Anne olarak tabi ki insanın içi yanıyor. Ama oğlumun mücadelesi gurur verici" diyerek Kürdistan halkına baş sağlığı diliyor gülerek ayrıldığı Koçer'i için.