Nusaybin: 7'den 70'e direnişi paylaşıyorlar!-Ferhat Aslan

Nusaybin'de öz yönetim ilanı ile mahallelerde yaşamın rengi tümden değişti. Buradaki insanların gözü-kulağı bir yandan da Cizre'den gelen haberlerde.

Nusaybin'de öz yönetim ilanı ile mahallelerde yaşamın rengi tümden  değişti. Buradaki insanların gözü-kulağı bir yandan da Cizre'den gelen haberlerde. 
Beş ayrı mahallede hendek ve barikatlarla 'öz savunma' pozisyonuna giren YPS güçleri ile görüşmek istiyoruz. Gittiğimiz Alika Mahallesi'nde elimizdeki fotoğraf makinesinin dikkat çekmesiyle, 'Kimsiniz', 'Nereden geldiniz ve kimin evine gidiyorsunuz' sorularıyla karşılaşıyoruz. 

HEM PARKE TAŞI DÖŞÜYOR, HEM DE ESPRİ YAPIYOR

Mahallede yediden yetmişe, barikat, hendek ve günlük yaşam için görev almayan neredeyse yok gibi. Esnaf ve emekçiler günlük işlerini sürdürürken, işsiz olanlar için 'işsizliği tümden bitirdik' diyen Halk Meclisi üyelerinin kimileri toplumsal sorunları çözme komisyonlarında, kimisi teknik sorunlar veya hendek ve barikat işleri ile uğraşıyor. Hendeklerin kazılmasına gösterilen 'en büyük tepki'yi, yaşlı bir amcadan, esprili diliyle işitiyoruz: 'Belediye yıllarca modern mahallelere hizmet götürdü, ilk kez mahallelerimizde parke taşı döşedi ancak YPS, yolumuzu bozdu!' Kurulan hendekte hem taşları döşeyen hem de yaptığı işi mizahi bir dille anlatan 70'li yaşlarındaki amcanın iki torunu da hendeğin arkasında.
Abluka altında olan Nusaybin'in doğusuna düşen mahallelerde erzak sıkıntısı olsa da kentte komün yaşam kendi doğallığında gelişti. Saldırılar karşısında halkın duyarlılığının açığa çıktığını görmek de mümkün. 
Nusaybin'de 'sokağa çıkma yasağı' yıkılan evlerde yaşayan insanların nereye yerleştiğini mahallelilere soruyoruz. İlginç bir cevap ile karşılaşıyoruz: 'Bu yıkılan evlerin sahibi evlerini terk ettiği için, özel timler kimseyi evde bulamayınca balyozlarla duvarları yıkmaya başlıyordu.'

'EVİMİZİ TERK ETMEYECEĞİZ'

Fırat Mahallesi'nde (Taxa Koçera) evine misafir olduğumuz Abdullah Dursun adındaki kişi, şunları söylüyor: "Biz evimizi terk etmeyeceğiz. Devletin açıklamalarını görüyoruz, bunların tek amacı mahallelerimizi bilinçli bir şekilde yıkarak TOKİ yapmak istiyorlar. Bu hükümet, dağları delerek tüneller yaptılar ve inanılmaz paralar kazandılar, AK Parti aslında inşaat sektörü partisidir! Tüm kentlerde TOKİ eliyle yeni şehirler kurdular. Şimdi ev satacak kimse bırakmadılar. Bence bunlar mahallelerimizi yıkarak TOKİ eliyle kendilerine yeni inşaat sektöründe alanlar açacaklar. Bize de bir daire vererek 20 yıl boyunca kendilerine borçlu bırakacaklar. Önceleri köylerde ağalar köylüye borç vererek sürekli kendisine kölelik yapmaya zorluyordu şimdi AKP bunu farklı yöntemlerle yapıyor. Biz de evimizi terk etmeyeceğiz. Evimizi yıkarlarsa da bizi öldürsünler öyle yıkarlar."
Nusaybin'de asimilasyon kurumlarının, öz yönetimin ilan edildiği diğer illerde olduğu gibi 6 aydır devre dışı bırakıldığını öğreniyoruz. İlçede, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi fikri ön plana çıksa da, siyasi operasyonlar sonucu artık tek bir gencin tutuklanmasına dahi tahammüllerinin kalmadığı da vurgulanıyor.

SIZMA GİRİŞİMİNİ HİSSEDEN KÖPEKLER

Tekrardan mahallelerde fotoğraf çekmeye çıktığımızda, baba-kızın birlikte öz yönetimde aktif rol aldığına tanıklık ediyoruz. Kobanê savaşında baba ve çocukların aynı cephede yerini alması gibi. Barikatların olduğu her sokakta eğitimli köpekler dikkatimizi çekiyor. YPS'li gençlerin bulup getirdiği bazı köpekler de yavrulamış. 'Bu köpekler nedir' diye sorduğumuzda, 'Hendek ve barikat başlarında onlar yanımızda nöbet tutuyorlar. Mahalleye olası bir sızma girişimi ilk hissedecek olan köpeklerdir ve biz de aylardır yanımızda tutuyoruz' diyorlar. köpeklere de 'Barikat, 'Kanas', 'Doçka', 'Hendek' gibi isimler verilmiş.

NÖBETÇİLERE ÇAY SERVİSİ

Aç ve susuzluktan daha zor olanı da, gece eksi 10 derecede hendek ve sokak başlarında nöbet tutmak olmalı. Nöbet tutan YPS'lilere, geceden sabahın erken saatlerine kadar, mahallede yaşayan kadınlar çay servisleri yapıyor. Kimi kadının erkek çocuğu, kimisinin de kız çocuğu savunma nöbetinde ve annelerin yüreği, 'sıcak yatakta yatmaya' razı gelmiyor. Bir anne, "Hendek başlarında nöbet tutanların hepsi benim çocuğumdur" diyor.

SES QAMİŞLO'DA YANKILANIYOR

Egemenlerin ortadan böldüğü Nusaybin ve Qamışlo kentleri, 20-30 metre genişliğinde bir mayınlı arazi dışında birbirinden ayrı değil. Aynı kültürden, aynı topraktan hatta aynı kan bağından gelen ikiye bölünen bir halk... Qamışlo'da DAİŞ çetelerinin yer yer intihar saldırısı yaptığı sırada Nusaybin'de yaşayan herkesin kulağında yankılanır o ses. 4 yıldır Qamişlo'da devam eden 'Özgürlük Hamlesi' sırasında gelişen her saldırı karşısında Nusaybinliler, ayaklanarak sınırın yolunu tuttular. Şimdilerde ise, abluka altında bulunan Nusaybin'de patlayan her bomba, yaşamını yitiren her canın Qamişlo'da sızısı var. Sınıra rağmen geliş-gidişler söz konusu ve evlilikler, yaslar, hüzünler, sevinçler ortaklaşıyor. Nusaybin ve Qamişlo halklarının kaderi de ortak.
 

...