Katledilen Medeni Yıldırım davasının tek tutuksuz sanığı Adem Çifti, mahkemeye hala ifade dahi vermedi. Aile avukatı Reyhan Yalçındağ, davanın bir Türkiye klasiği olarak başladığını belirterek, “Hala sanığı görebilmiş değiliz” dedi.
Medeni Yıldırım (19), Amed’in Lice ilçesinde 28 Haziran’da kalekol yapımı protestoları sırasında, Bixi tipi sabit silahla askeri kulübeden açılan ateş sonucu yaşamını yitirmişti. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma adeta geçiştirilerek 5 dakika sürmüştü. Olay yeri incelemelerinde 200’ün üzerinde boş kovan bulunmuş ve toplam askeriyeye ait 26 silahın kullanıldığı tespit edilmişti.
Mahkemenin hazırladığı iddianamede, ‘Olası kastla adam öldürme’ suçundan yargılanmasını istediği Adem Çiftçi için talep ettiği 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezasında, eylemi haksız tahrik altında işlediği için 4’te 1’inden 4’te 3’üne kadar ceza indirimi uygulanması istenmişti. Tutuksuz yargılanan Çiftçi ise halen ifade dahi vermiş değil.
Yıldırım ailesinin avukatları sadece emri uygulayanın değil, emir komuta zinciri içindeki komutanların da yargılanmasını istiyor. İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan raporda “Ateş emrini ben verdim” itirafı yer alan Kayacık Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Üsteğmen Mustafa Öztürk ve diğer askeri yetkililer iddianamede sanık olarak yer almıyor.
Yıldırım ailesinin avukatlarından Reyhan Yalçındağ, davanın seyrine ilişkin ANF’ye bilgi verdi.
Reyhan Yalçındağ, davada tek sanık olan Adem Çiftçi’yi halen göremediklerini belirterek, “Mahkeme, Çiftçi’nin ifadesini almış değil henüz. Biz halen sanığa bir soru yöneltemedik. Kendi CMK ve ceza yasalarına bile aykırı bir yargılama sürüyor en başından beri” diye konuştu.
Güvenlik görevlileri tarafından öldürülme dosyalarında en büyük handikapın, delil toplama süreci olduğunu dile getiren Yalçındağ, “Fail eğer bir kolluksa, deliller karartılıyor, yok ediliyor ya da zamanın da elimize ulaşmıyor. Çünkü Türkiye’de bağımsız bir adli delil toplama kurumu yok. Tetiği çekenler aynı zamanda da delilleri toplayanlar oluyor. Buna rağmen çok fazla uzayan bir soruşturma süreci var. Özet bir Türkiye klasiği var bu yargılamada da” dedi.
‘DAVA ADİL YÜRÜMÜYOR’
Yargılamada halen sanığın yüzünü göremediklerini belirten Yalçındağ, şunları aktardı: “Sanık Adem Çiftçi’ye halen bir soru yöneltemedik. Çünkü mahkeme de hazır edilmiyor. Failler devlet görevlileriyse ayrı bir yargılama değilse ayrı bir yargılama sistematiğine tanıklık ediyoruz. Bu dosyada da gencecik bir insan öldürülmüş, yaşam hakkı ihlali var. Ama birinci celse de sanık gelmedi. Herhangi bir polis ya da er kendi kendine silah kullanma yetkisinin olmadığını biliyoruz. Dolaysıyla öldürülmüş bir insan var ve biz tek tanıklı bir dosyayla karşı karşıyayız. Tek sanık olan kişi de bir erdir. Dolayısıyla eksik bir yargılama şuanda söz konusu. Ateş eden diğer askerlerin tamamı dosyada tanık olarak yer alıyor. Kolluk kuvvetlerinde emir komuta zinciri vardır. O Askeri alanda üst rütbeli olan iki komutan bu dosyada nasıl tanık olur anlayamıyoruz. Bu bile davanın adil yürümediğine bir emaredir.”
Yıldırım ailesinin avukatları olarak mahkemeden yüz yüzelik ilkesinin uygulanmasını talep ettiklerini aktaran Yalçındağ, “Diğer tanık durumunda olan üst düzey iki tane komutan ile alakalı sözlü suç duyurusunda bulunduk. Tanık değil sanık olarak ek iddianamenin hazırlanmasını talep ettik. Medeni Yıldırım davası bir Türkiye klasiği olarak başladı, böyle sonuçlanmaması için elimizden geleni yapacağız” diye belirtti.