Maçin: Kayyumlar AKP'nin son hamlesidir

Belediye gasplarını AKP-MHP iktidarının son hamlesi olarak değerlendiren, HDP Milletvekili Nusrettin Maçin, "Türkiye’nin en önemli ve büyük metropollerinde kaybeden AKP tekrar Kürdistan’da kayyumları devreye sokmuştur" dedi.

AKP-MHP rejiminin 19 Ağustos günü HDP'li 3 büyükşehir belediyesini gasp etmesinin ardından başlayan tepkiler devam ediyor. Amed, Van ve Mardin'de yaşayan Kürtler, her gün alanlara çıkarak irade gaspını protesto ediyor. Urfa HDP Milletvekili Nusrettin Maçin, belediyelerin işgal edilmesine ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu. Kayyumların belediyeleri gasp ettikleri ilk gün Urfa’da olduğunu belirten Maçin, Urfa’daki ilçe teşkilatları ile birlikte toplu bir şekilde kayyumlara karşı bir basın açıklaması yaptığını söyledi.

Daha sonra 1 hafta boyunca Amed'de kayyumlara karşı yapılan eylemlerde bulunduğunu ifade eden Maçin, "Orada çok ciddi bir direniş ağı örüldü. Biz milletvekilleri dahil, tüm direnenlere karşı polis devleti kitlenin üzerine acımasızca işkenceyi sokaklara taşıdı. Vekil arkadaşlarımız polisler tarafından darp edildi" diye konuştu.

Bu sürecin 7 Haziran 2015’te başladığının altını çizen Maçin, AKP iktidarının çözüm süreci adı altında Kürtleri aldattığını söyledi. Bu aldatma politikasının tutmadığını, Rojava’daki gelişmelerin de kendi istediği gibi olmaması üzerine AKP’nin daha da tutarsızlaştığını söyleyen Maçin, çözüm sürecinin bu şekilde sonlandığını hatırlattı. O günden bu yana şiddeti daha da artan bir savaş politikasını işleme koyan AKP’nin ilerleyen günlerde de açık bir şekilde bunu devam ettirdiğini söyleyen Maçin, "Bu savaşın ilk fişeği Diyarbakır mitinginde atıldı diyebiliriz. Bunu Suruç ve Ankara’daki patlamalar da izledi" diye konuştu.

KAYYUMLARIN TALANI ORTADA

AKP’nin Ortadoğu’da dini gruplar ile iş tutarak hem Rojava’da hem de Bakur'da Kürdistan halkları ile bir savaş içerisinde olduğunu belirten Maçın konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "1 Kasım’da da MHP ile girdiği ortaklıkta da Kürtlere karşı savaşı daha da kirli bir noktaya taşıdı. Bu ittifak 4 yıldır devam ediyor. Daha önce de Kürdistan kentlerine kayyum atandı. Bu kayyumların gerekçeleri kesinlikle kamuoyu ile paylaşıldığı gibi değildir. Bizler mecliste de Sayıştay’ın hiçbir raporunda belediyelerimiz için söylenilen yolsuzluklar yer almamıştır. Ama tam tersine AKP ve kayyumun yönettiği belediyelerde ise o korkunç talan ve yağmanın yaşandığını gördük.

31 Mart seçimlerinde hem Kürt halkı hem de Türkiye demokrasi güçleri yan yana gelerek, bu faşist bloğa karşı birçok belediyemizi kayyumlardan geri almıştır. Türkiye’nin en önemli ve büyük metropollerinde kaybeden AKP tekrar Kürdistan’da kayyumları devreye sokmuştur. Bu da yanlış bir politikadır ama henüz farkında değiller. 3 büyükşehrimiz şahsında Kürt halkının iradesini gasp etmeye çalışan bu faşist blok, şunu görmüyor; bu halkın bu darbe geleneklerine karşı uzun yıllardır bir mücadele geçmişi vardır.

Kürtlerin son yıllarda demokratik mücadele yöntemlerin içinde olduğunu unutan AKP, süreci de iyi okuyamadı. Bizler bu süreçte tüm Kürt halkının, kendilerine yönelen bu darbeyi de boşa çıkaracaktır. Bu kayyumları Türkiye’de AKP-MHP bloğunun son hamlesi olarak değerlendiriyoruz. Kendi içlerinde de derin çatırdamaları artık herkes görüyor."