90’lı yıllarda devletin zulmünden dolayı kendilerine dayatılan koruculuğu kabul etmeyerek Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı köylerinden göç edip Nusaybin’e yerleşen Mehmet Ergat ve Zeynep Adıl, göçertme politikalarına karşı özyönetimi yaşamsallaştıracaklarını belirterek, 90’lı yıllar gibi göçertilmek istendiklerini ancak bir daha asla göç etmeyeceklerini söyledi.
AKP hükümeti tarafından Kürdistan’ın bir çok yerinde uygulanan sıkıyönetim uygulamaları ile Kürt halkı üzerinde tekrar inkar ve imha politikalarını devreye konulurken, saldırılar karşısında topraklarına bağlı kalan halk topyekun savaşa karşı direnişlerini sürdürüyor. Nusaybin’de 6 defa “yasak” adı altında uygulamaya konulan soykırım saldırılarıyla halk göçertilmek istense de toprağına bağlılıklarını gösteren yurttaşlar kadın, çocuk, yaşlı direnişte ortaklaşmaya devam ediyor. Mehmet Ergat ve Zeynep Adıl isimli yurttaşlar da 90'lı yıllardaki koruculuk dayatması nedeniyle topraklarını terk edenlerden.
DEVLET ZULMÜNDEN KAÇTILAR
Ergat ve Adıl’ın 90’lı yıllarda yaşadıkları Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Deşta Dare köyü askerler tarafından yakılıp yıkılarak halk korucu olmaya zorlandı. Devletin zulmünü iliklerine kadar yaşayan Adıl ve Ergat yaşatılan zulmün ardından koruculuğu kabul etmeyerek aileleriyle birlikte yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Nusaybin’in Fırat Mahallesi’ne göç eden aileler burada kendilerine yeni bir yaşam kurmaya çalıştı. AKP hükümetinin başlattığı son savaş konseptine karşı özyönetimin ilan edildiği mahallede saldırılar ile birlikte ikinci bir göçe zorlanan Ergat ve Adıl ailesi, özyönetime dört elle sarılarak yerini yurdunu hiçbir şekilde terk etmedi. Saldırıların başından beri özyönetim etrafında kenetlenerek saldırılara karşı direnen yurttaşlar, göçertme politikalarına karşı özyönetimlerin yaşamsallaştırılması gerektiğini vurguladı.
‘BİR DAHA GÖÇ ETMEYECEĞİZ’
Devletin korucular ile birlikte evlerini ve köylerini yaktıklarını ifade eden Mehmet Ergat, evlerini yaktıkları zaman sadece üstlerini alabildiklerini söyledi. Kendilerine koruculuğun dayatıldığını dile getiren Ergat, “Köylerimizi ve buğday tarlalarımızı yaktılar. Sonra biz koruculuğu kabul etmediğimiz için mecburen göç edip buralara geldik. Onların zulmünden kaçtık topraklarımızı bıraktık buralara geldik. Yine de bizi rahat bırakmıyorlar. Yine bizi göç ettirmek istiyorlar. Ama biz kolay kolay direnişimizi bırakmayacağız. Çocuklarımızı, kadınlarımızı katletmek istiyorlar. 90’lı yılların beterini bize yaşatmak istiyorlar. Ama biz bir daha asla göç etmeyeceğiz. Asla direnişimizi bırakmayacağız” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZ İLE BİRLİKTE BARİKATLARIN ARKASINDAYIZ’
Daha önce devletin zulmünden kaçtıklarını hatırlatan Zeynep Adıl ise, “Yıllarca gurbette çalıştık. Alın teri döktük. Emeğimizle kendimize bu evleri yaptık. Şimdi bize her türlü silahla saldırıyorlar. Yasaklar bitiyor ama ablukaları bitmiyor. Her türlü psikolojik savaş içerisindeyiz. 90’lı yıllar gibi bizi sürmek istiyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz hiçbir şekilde gitmeyeceğiz. Kanımız evimizin önünde dökülsün başka topraklarda dökülmesin. Toprağımızı asla terk etmeyeceğiz. Çocuklarımızla birlikte barikatlarımızın arkasındayız. Sonuna kadar direneceğiz” diye konuştu.