Komutan Dalaho: Gençler silah alıp direnişe katılmalı

Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi Komutanlarından Siyabend Dalaho, Türk devletinin hezimete uğradığını vurguladı. Dalaho, Kürt halkı ve gençlerini eylemleri büyütmeye çağırdı.

Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi Komutanlarından Siyabend Dalaho, Türk devletinin işgal saldırıları ve KDP ihanetine dair değerlendirmelerde bulundu.

Dalaho, Türk devletinin bütün teknikleri kullanmasına rağmen püskürtüldüğüne dikkat çekerken, KDP’nin rolüne de tepki gösterdi ve “Tahammülümüzün sonundayız” uyarısında bulundu. Dalaho, Kürt halkını daha güçlü eylemler düzenlemeye çağırırken, “Kürt gençliği silahını eline alıp bu saflarda yerini almalıdır” dedi.

‘GECE GÜNDÜZ UÇAKLARLA SALDIRIYORLAR’

Siyabend Dalaho’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Operasyonun başından itibaren şehit düşen Şaristan, Viyan, Agir, Fedekar, Şervan arkadaşların şahsında toprağa düşen bütün arkadaşlarımızın, bütün yoldaşlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum, onların mücadelesini sonuna kadar götüreceğimizin sözünü tekrardan veriyorum.

Bilindiği gibi 17 Nisan'dan itibaren gündeme girmiş olan bir operasyon bulunmakta. Bu operasyonun ideolojik, siyasi, felsefi boyutlarını parti yönetimi çeşitli biçimlerde değerlendirdi, kamuoyuyla paylaştı. Bizim açımızdan askeri boyutunu değerlendirmek çok daha yerinde olacaktır. Mevcut durumda sahada iki savaş çizgisi mücadele etmektedir. Birincisi, ağırlıklı olarak NATO olmak üzere dışa dayalı modern teknoloji ile donanmış, kısmi olarak da bir devlet ordusu çizgisi. İkincisi ise insan gücüne dayalı, mevcut tekniklerle de kendini donatmış bir halk savunma gücü çizgisi. Son yıllarda bizim de adlandırdığımız biçimiyle demokratik modernite çizgisi. Aslında bu iki çizgi 40 yıldır kıran kırana bir mücadele yürütmekte, belki de insanlık tarihinin savaş boyutu açısından çok önemli verilerini de barındırmakta. Ancak özellikle 2015'ten beri çok daha derinlikli, geniş alana da yayılarak etkin biçimde sürmekte. Bizim eyaletimiz açısından da Zap eyaleti olarak da sürekli bu savaş çok yönlü olarak hep gündemde oldu. 

Bizimle düşman arasında kısa süreli, uzun süreli, bizim eylemlerimiz açısından, düşmanın operasyonları açısından olsun, çeşitli zaman aralıklarında bu savaş kendisini sıcağı sıcağına hissettirdi.

Özellikle 2017'den beri çok daha derinlikli oldu. 2021'de düşmanın geliştirmek istediği operasyonda eyaletimizin de bir kısmı o kapsam içerisindeydi. 2022 yılının çok daha farklı olacağını, düşman yöneliminin eyaletimizi daha çok kapsayacağını genel hareket olarak, eyalet olarak öngörüyorduk. Bu anlamda çeşitli değerlendirme, toplantı, hazırlıklar vardı. Aşağı yukarı mevcut operasyon çerçevesini tahmin etmiştik, bu yönlü bir yönelim olacağı çok değişik verilerle destekleniyordu. Bu anlamda hem öngörülebilir hem de hazırlığı da yapılabilir operasyon içerisine girdik.Tabii kamuoyu 17 Nisan olarak biliyor ama esas olarak 14 Nisan’dan itibaren başladı. 50’nin üzerinde uçakla, üç gün geceli gündüzlü, Avaşîn dahil Zap’ın bütün bölgelerini kapsayacak şekilde savaş, keşif uçaklarıyla, obüslerle bütün alanlarımız vuruldu. 

Esas operasyon başlangıç tarihini böyle belirlemek daha doğru. Düşman bunu böyle ilan etmeyerek gizli tutmaya çalıştı operasyonu. Biz de savaş pozisyonunu almıştık. Çünkü düşmanın yönelimi hemen akabinde karadan askerlerle, havadan indirmelerle operasyonun boyutunu belli etti. O üç gün için verilen bilanço var, fakat bunu çok daha yüksek düzeyde olduğunu, verilen rakamların çok daha üzerinde savaş uçaklarının geliştiğini söylemek yerindedir. Neredeyse bütün bölgelerimiz savaş uçaklarıyla vuruldu, tabii o süreçte hiçbir kaybımız olmadı.

‘HER SEFERİNDE PÜSKÜRTÜLDÜLER’

17 Nisan akşamıyla beraber bütün bölgelere savaş uçakları ve saldırı helikopterleri eşliğinde düşman askerleri indirme yaptı, işgal operasyonu başlatılmış oldu. Öncesinden bütün güçlerimiz mevcut pozisyonunu aldı. Geçmişe dönük hazırlıkların da önemli oranda belli düzeye geldiğini bildiğimiz için operasyonun ilk başlangıcını karşılamak zor olmadı ve ilk andan itibaren tuttuğumuz tüm tepelerde, bölgelerde temas başladı. Bir tek Skorsky bulunduğumuz hiçbir tepeye, alana indirme yapamadı. Kobralar altında defalarca Skorskyler indirme çabasında oldu ama her seferinde arkadaşlarımız tarafından püskürtüldü. 

Savaş uçakları uçurtularak arkadaşlarımızın mevcut tekniklerini kullanmamaları için, caydırma temelinde denendi ama başarılı olamadılar. İlk günlerde hiçbir indirme başarılı olamadı. Anladığım kadarıyla düşman da bunu bir şekilde yansıtıyor. Ancak özellikle Şeladizê üzerinden Kurojahro hattında eyaletimize karadan giriş yapıldı. Mevcut durumda KDP’nin hakim olduğu bölgeden Türk askeri karadan yaya olarak Kurojahro silsilesine giriş yaptı. Burada da arazideki timlerimiz bütün askeri birlikleri karşıladı ve ilk etapta etkili vurarak püskürtüldü. Mevcut durumda bugün 11. gün; düşman ilk girişim yaptığı yerdedir. Halen aynı yerlerde kendini konumlandırmaya çalışıyor. Savaş tünellerimize yaklaşmaya çalışıyor. Arkadaşlarımızın püskürttüğü alanlara dönme arayışında. Yoğun teknik kullanılıyor bunun için. Bu anlamda arazide arkadaşların olduğu yerler de vurularak, atış üstünlüğünü sağlayarak hareket imkanı yaratmaya çalışıyor. Yer yer hareketlilik yarattıysa da bütün bölgelerimizde düşman arkadaşlarımızın direnci ve bununla beraber arkadaşlarımızın saldırısı ile karşılaşıyor. Bu anlamda düşman basınında  ‘birinci aşama başarıyla tamamlandı’ şeklinde bir ifade gözlemledik. Tersten okumak daha doğru. 

‘HİÇBİR TÜNELİMİZİ ELE GEÇİREMEDİLER’

Belli ki planları ilk etapta tutmadı. Eyalet olarak birinci planımız tutmuştur. Düşman operasyonu istediğimiz biçimde karşılanmış ve pozisyon alınarak bu savaşın devamlılığın sağlanması gerçekleştirilmiştir. Bu anlamda düşmanın bu açıklamasını tersten okumak yerindedir. Şu an Kurojahro hattında Ertuş hattında neredeyse sürekli çatışmalar olmakta, büyük çoğunluğu arkadaşlarımızın inisiyatifi ile gerçekleşmekte. Kimi tepelere, savaş tünellerine düşman yaklaşmıştır. Düşman hiçbir savaş tünelimizi  ele geçirmiş değildir, tam tersine tünellerimize yakın olan yerlerde kendi cenazelerini almak için binbir çaba sarf etmektedir. Bu anlamda partimizin, Halk Savunma Merkezimizin belirlemiş olduğu iki yönlü taktik; tünel ve arazi savaşı hem doğruluğunu ispatlamış hem de mevcut pratikte başarı çizgisi yakalamıştır. Bunu tekrar eden bir kazanım. 2021'in devamı olarak tespit etmek doğru olacaktır. 

Bu savaş kolay bir savaş değil. Yine kamuoyunun, halkımızın, dostlarımızın bunu bilmesi gerekir. Kıran kırana bir mücadele yürümektedir. Düşman işgalde ısrarlıdır. Bu anlamda zorlayacağı da ortadadır. Var gücüyle kendini seferber ettiği anlaşılmaktadır. Bunun karşılığında Apocu fedai ruhun özgürlük adına savaşa girişmesi haliyle büyük bir savaş anlamına gelmektedir. Sahadaki durum budur.

Bugüne kadarki savaşı 11 günle ifade edersek, çok üst düzey bir durumdur. Bu da PKK gerillasının açığa çıkardığı üstün fedai ruh, askeri performans, özgürlük aşkıyla ifade edilebilir. Bu anlamda kimi yerlerde düşman tekniğine karşı, sırf indirme yapmasın, birkaç askerini aşağı indirip bizim topraklarımızda kirli nefesleri solumasın diye göğüs göğüse çatışmaya girmiştir yoldaşlarımız. Kimi dönemlerde arkadaşlarımız sonuna kadar savaşmış, kendi tünellerini korumuştur.  Örnek olarak bundan birkaç gün önce Çiyareş bölgesinde arkadaşlarımız 7 cenazenin üstüne gitmiştir. Yine diğer yandan Kurojahro’da kadın yoldaşlarımız alana girmek isteyen düşman güçlerine saldırmış, defalarca püskürtmüştür. Tabii ağır savaştır, bunun bedelleri vardır. Başta da isimlerini saydığım gibi birçok arkadaşımız şehit düşmüştür ama sonunda zaferi görmekteyiz. Mevcut stratejimizin, yine belirlenmiş taktiklerimizin gün itibarıyla doğruluğu açığa çıkmıştır. Gelecek açısından da başarının ipuçlarını vermektedir. Savaşlar sonuçlarıyla ifade edilir. Genel stratejilere ne kadar hizmet ettiğiyle anlaşılır. Mevcut savaş pratiğinin özgürlük hareketimizin belirlediği stratejik zaferi adım adım sağladığı ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı, eyalet olarak da düşmanın tüm yönelimlerine karşı gereklerini yapacağımızı ilan ediyoruz. Bunun gücünü Önderliğimizden, şehitlerimizden ve şimdi mevzi başında, tünellerde, arazide büyük coşku ve inançla düşman karşısında direnen, üzerine üzerine giden, saldırı gerçekleştiren genç yoldaşlarımızdan almaktayız. Bunun gururunu yaşamaktayız.

‘KDP’YE KARŞI TAHAMMÜLÜMÜZÜN SONUNDAYIZ’

Diğer taraftan bu savaşın bir parçası da KDP oluyor. Tabii somut ifadesiyle yaya bir şekilde araziye giren, bulunduğumuz tepeden Güney halkımızın bulunduğu evlerin arasından arabalarla ya da yaya olarak Türk askerlerinin alanlarımıza girdiğini gördük. KDP’nin mevcut savaşın nasıl parçası olduğunun işareti. Bizim bu konudaki tutumumuz bellidir. Bütün kadrolar, parti savaşçıları olarak hareketimizin genel politikalarına bağlıyız elbette. Yine partimizin ulusal birlik çabaları vardır, bunun sonuçlanması açısından günlük politikalarını ortaya koymaktadır. Kadrolar olarak her tür fedakarlığı gerçekleştiririz ancak bilinmeli ki Kürt gerillalar, Apocu fedailer olarak tahammülümüzün sonundayız. Bu anlamda tavsiyem, bizi fazla karşılarına almasınlar. Sanırım şimdi zaten Kurojahro, Şeladizê vs. canlı canlı izlemekte nasıl savaş yürüttüğümüzü. Ne denli destanlarla, başarılarla dolu olduğumuz herkesin bilgisi dahilindedir. Eğer böyle bir birliktelik varsa Türk devletiyle, faşist güruhla, başkalarının arkasında değil bizzat savaş cephesinde yer alsınlar. Ha öyle değilse, bunu da ilan etsinler, biz de ona göre tutumumuzu belirleyelim. 

HALKA VE GENÇLERE ÇAĞRI

Mevcut savaşta en büyük gücümüzü halkımızdan almaktayız. Takip ediyoruz; her zaman özgürlük uğruna fedakarlıklarda bulunuyor halkımız. Bu halk için her şeyi yapmaya değer. Halkımızın da daha fazla bu mücadeleye dahil olması, bulunduğu her yerde genç kızlarının, oğullarının yanında olduğunu daha güçlü dile getirmesi, eylemsel karşılığını yerine getirmesini bekliyoruz.

Kürt gençliği silahını eline alıp bu saflarda yerini almalıdır. Her Kürt genci bu özgürlük savaşına katılmakla mükelleftir. Mevcut durum bütün gençliğe bunu dayatmaktadır. Zaten bu savaşı yürüten de Kürt gençliğidir. 

Tüm devrim şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum, kendilerine verdiğimiz sözü sonuna kadar tutacağız.”