Kerkük'te insan hakları ne durumda?
Kerkük'te, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla seminer düzenlendi. Irak Umut İnsan Hakları Derneği tarafından düzenlenen seminere Arap, Kürt, Hıristiyan insan hakları savunucuları ve aydınlar katıldı.
Kerkük'te, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla seminer düzenlendi. Irak Umut İnsan Hakları Derneği tarafından düzenlenen seminere Arap, Kürt, Hıristiyan insan hakları savunucuları ve aydınlar katıldı.
Seminerde, ülke genelinde yaşanan savaş, hak ihlalleri, kadına yönelik şiddet ve insan hak ihlallerine ve şiddete karşı mücadele tartışıldı. Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü Irak Şubesi Başkanı Mesrur Esud Muhyeddin ve Irak Umut İnsan Hakları Derneği Kerkük Şube Başkanı Srud Mıhemed de birer konuşma yaptı.
MIHEMED: BİR YILDA 97 KADINI AKRABALARI KATLETTİ
İnsan hakları ihlallerinin önüne geçmek için komisyonların kurulduğu toplantı sonrası sorularımızı yanıtlayan Irak Umut İnsan Hakları Derneği Kerkük Şube Başkanı Srud Mıhemed, Kerkük’te son bir yılda 97 kadının akrabaları tarafından katledildiği bilgisini verdi. Ayrıca 22 kadının intihara sürüklendiğini, 49 kadının ise kendisin yakarak yaşamlarına son verdiğini söyleyen Mıhemed, bunların da aslında cinayet olduğunu kaydetti.
Her gün ölüm haberlerinin geldiği Kerkük kentinde savaştan kaynaklı hak ihlallerindeki artışa dikkat çeken Mıhemmed, "Böyle bir günde Kerkük’te yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek istedik. Kerkük’te bir yandan DAİŞ çetelerinin tehditleri söz konusu. Öte yandan mezhep temelli çatışmalar var. Günlük olarak silahlı guruplar insanları kaçırıyor, içkence yapıyor. Özellikle kadınlar çok zor şartlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. Binlerce Ezidi, Hıristiyan, Türkmen ve Arap kadını DAİŞ çetelerinin elinde köle pazarlarında satılıyor’’ şeklinde konuştu.
'1 BUÇUK MİLYON KİŞİ DAİŞ'TEN KAÇIP KERKÜK'E SIĞINDI'
Mıhemmed, Irak İnsan Hakları Bakanlığı'nın yanı sıra parlamentoda insan hakları komisyonunun olduğunu ancak ne bakanlığın ne de komisyonun konuya dair ciddi bir çalışma yaptığını söyledi. "Kerkük il genel meclisinde de insan hakları komisyonu var fakat insan haklarının en çok görmezden gelindiği yerlerden biri Kerkük’tür" diyen Mıhemmed, şunları ekledi: "İnsan hakları, çocuk hakları, kadın hakları hiçbir şekilde dikkate alınmıyor. DAİŞ’ten kaçıp Kerkük’e sığınan mülteci sayısı 1 buçuk milyon. Ama durumları hiç iyi değil."
'AYDINLARA, STK'LERE VE HALKA GÖREV DÜŞÜYOR'
İnsan haklarını savunma ve insan hakları ihlalleriyle mücadelenin sadece hükümetin ve bakanlığın görevi olmadığını söyleyen Mıhemmed, sivil toplum örgütlerine, kanaat önderlerine, STK’lara, aydınlara ve halka da görevler düştüğünü belirtti.
Mıhemmed, şöyle konuştu: "STK’ler olaya insan merkezli bakmalı. Evrensel kuralları ilke olarak benimsemeli ve böyle hareket etmelidir. Dini önderlere ve kanaat önderlerine tutuculuğun aşılmasında önemli bir görev düşüyor. Toplumsal iç barışın sağlanmasında dünyanın başka bölgelerinde olduğu gibi bölgemizde de ortak mücadele yürütmeliyiz. Ancak maalesef bizde kanaat önderleri siyasi çizgilerine ve mezheplerine göre hareket ediyorlar. Kerkük’te aydınlar da maalesef pasif bir pozisyon alıyor. İşte bütün bunlara dikkat çekmek ve rollerimizi hatırlatmak için böyle bir seminer organize ettik. Umarım amacına ulaşır."
MUHYEDDİN: DAİŞ İLE BİRLİKTE CİDDİ SIKINTILAR YAŞAMAYA BAŞLADIK
Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü Irak Şubesi Başkanı Mesrur Esud Muhyeddin ise, Irak genelinde insan hak ihlallerine ilişkin şunları söyledi: "Bugün insan hakları belgesinin ilan edilişinin 67. yıl dönümü. Kerkük’te böyle bir günde bu seminere katılmak önemliydi. Maalesef Irak genelinde insan hakları konusunda karnemiz çok zayıf. Ülke genelinde 3 milyon göçmen var. Kadın ve çocuk hakları çok kötü bir durumda. Irak'ta maalesef DAİŞ çetelerinin ortaya çıkmalarıyla birlikte insan hakları noktasında çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz."
'MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Örgüt olarak bütün hak ihlallerin raporlaştırıp BM’ye, Merkezi Irak ve Güney Kürdistan hükümetlerine ilettiklerini fakat sonuç alamadıklarını söyleyen Muhyeddin, Ezidi, Hıristiyan, Türkmen, Kürt bütün halkların savaştan çok büyük zararlar gördüğünü kaydetti.
Hükümetin bu konuda eşitlik ilkesine riayet etmediği bilgisini veren Muhyeddin, hükümetin bazı yerlerde insan haklarını koruma yönelik çalıştığını ancak genel bir yaklaşımının olmadığını söyledi.
Muhyeddin, "Hak ihlallerine karşı mücadele etmeye, olayların takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.