Türkiye ile işbirliği içinde olan KDP’nin Rojava'daki temsilcilerinin, El Nusra ile ilişkilere ortaya çıktı. Olay ENKS’nin ve PDKS Genel Başkanı İbrahim Biro’nun Avusturya’da yaptığı toplantıya katılan birinin kimliğinin açığa çıkmasıyla ortaya çıktı. 

Biro’nun Avusturya'daki toplantısına katılan Usema Hilali’nin 2012 yılında Cephet El Nusra'nın Ğruba Şam ile birlikte Serêkaniyê’ye yönelik Kasım ayında gerçekleştirdikleri saldırılar sırasında, Nusra içinde olduğu o dönemde silahlı halk milisi olarak görev yapan Hejar İbrahim’in tanınmasıyla ortaya çıktı. 

NUSRA KONUSUNDA DA ORTAKLIK YAPILDI

Rojava topraklarına yönelik ikinci saldırı, Kasım 2012'de Serêkaniyê’ye yönelik gerçekleştirdi. Serêkaniyê’ye Cephet El Nusra, Ğuraba Şam, Ehfad-ı Resul başta olmak üzere çok sayıda grup tarafından saldırı gerçekleştirildi. Serêkaniyê saldırıları, ikinci Urfa toplantısı olarak bilinen ÖSO yöneticilerinin katıldığı bir toplantıydı. Urfa toplantısı bittikten sonra Berga Aşireti Reisi Navaf El Beşir ile diğer bazı yetkililer Hewler'e giderek A. Hekim Beşar, Fuat Aliko, Mustafa Cuma, İbrahim Biro, Siyabend Haco ile KDP istihbarat sorumlularıyla toplantı yaptı. Bu toplantıdan sonra Serêkaniyê’ye yönelik Aralık ayında ikinci saldırı başlatıldı. 

O dönemde Nusra’da yer alan Usema Hilal’in, İbrahim Biro’nun dün Avusturya’da gerçekleştirdiği toplantıya katılan ve Biro ile yalnız çekilmiş fotoğrafları yayımlanınca bu kişinin o dönemde Nusra içinde yer alanlardan biri olduğu ortaya çıktı. Fotoğraflardan Hilal'i  tanıyan Hejar İbrahim, Hilal’ın o dönemde Qamışlo’dan birkaç kişi ile birlikte Nusra’nın içinde yer aldığını  söyledi. İbrahim, Usama Hilal’i Biro’nun yanında ve toplantısına gördüğüne şaşırmadığını belirterek, Hilal ile birlikte Cephet El Nusra içinde yer alarak Serêkaniyê’de Kürtlere saldıranların geçmişten beri KDP’ye Mahmut Gergeri üzerinden bağlı olduğunu söyledi.

TEDAVİLER TÜRKİYE VE HEWLER'DE

İbrahim, Hilal ve arkadaşlarının, o dönemde Nusra’nın içinde yer alarak Serekani’ye saldıranların bugün İbrahim Biro’nun yanında yer almalarının KDP ile Nusra arasındaki ilişkiyi gösterdiğini belirtti. O dönemde Nusra içinde yer alanlardan bazılarının vurulduğunu belirten İbrahim, şunları aktardı:

"O zaman yine Qamışlolu olan birkaç kişi daha vardı, Nusra içinde. Hepsinin sorumlusu konumunda olan biri vardı. Adı Yaser Sabri El Muhtar'dır. Mıhelmidir. Bu şahıs Suriye’deki Mıhelmilerin lideri konumundaydı. Suriye’nin en büyük mafyalarından biriydi. Türkiye, Irak, Suriye istihbaratlarıyla çalışıyordu. Uyuşturucu, silah, araba kaçakçılığı gibi ne kadar gayrimeşru işler varsa hepsini yapıyordu. Ve hiç kimse de bir şey söyleyemiyordu. O zamanlar Esad Ailesi'ne yakın bazı kişilerle ortak çalıştığı da söyleniyordu. Bu şahıs Serêkaniyê’nin Aralık ayındaki ikinci saldırısı sırasında vuruldu. Cenazesini arkadaşlarımız ele geçirdi. Getirip Qamışlo’daki ailesine teslim ettiler. Vurulanlardan biri de Muhammed Şefaa adında biriydi. Usama da o zaman elinden yaralandı. Tedavi için Türkiye’ye geçti, oradan da Hewler’e geçip tedavisini devam ettirmişti."

KDP, TÜRKİYE GİBİ NUSRA İLE DE İŞBİRLİĞİ YAPIYOR

KDP’ye bağlı ENKS, KDP’nin isteği üzerine Suriye Ulusal Koalisyonu içinde yer alarak Kürtler adına hareket etmek istiyordu. Bu yüzden 1., 2., ve 3., Cenevre konferansına da bu oluşum içinde gitti. Konferanslarda Kürtler adına gittiklerini kabul ettirmeye çalıştılar. Ancak bunu başaramadılar. SUK içinde yer almaları siyasal bir oluşum içindeymiş gibi gösteriliyordu. Ama Suriye Ulusal Muhalefeti Nusra, Ehrar Şam gibi El Kaide kökenli gruplar başta olmak üzere hepsine birden 'ÖSO' diyerek bunların siyasal temsilcisi olduklarını belirtiyordu. ENKS de Azadi, Selahattin, Suxur Afrin, Suxur Kobani, Kürt İslami Cephe adıyla oluşturduğu gruplarla ÖSO ve SUK içinde yer alıyordu. Ancak Nusra ile bu kadar yakından ilişki içinde olduğu, bazı elemanlarının Nusra içinde yer alarak Rojava kentlerine saldırılar gerçekleştirdiği fazla bilinmiyordu. Usama Hilal ve KDP/ENKS’nin Nusra ile ilişkileri de açığa çıktı. Açığa çıkan bu gerçeklikle KDP’nin de tıpkı stratejik ortağı Türkiye gibi Nusra ile de bir işbirliği ve ilişki içinde olduğu kanıtlandı. 

Nusra içinde yer almasa da bazen Kürt İslami grubu adına da hareket eden, esasta ise Selahattin grubunun sorumluluğunu yapan, ilk pratikleri de Kürt Mahallesi Eşrefiye’ye 2012 Eylül ayında saldırı olan Bêwar Mustafa adında biri var. Bu saldırıdan sonra Afrin’in Şêrava nahiyesi ile Cindirês nahiyesi ve köylerine yönelik saldırı gerçekleştiren grupların içinde yer aldı. Mustafa 2013 yılında YPG’nin Tel Bırak ve Tel Hemis’e yönelik başlattığı ve bazı kayıplar verdiği operasyonda yaptığı açıklama ile Ehrar Şam ve Nusra ile birlikte hareket ederek YPG’ye bu kayıpları verdirdiklerini söylemişti. Bêwar Mustafa ile KDP ve ENKS’nin El Kaide gruplarıyla ilişkileri açığa çıksa da bu, Usama Hilal ile çok daha bariz bir şekilde kanıtlandı. 

EBU LEYS

Cephet El Nusra içindeki Usama Hilali’nin komutanlarından biri Ebu Leys adında Qamışlo bir Kürttü. Ebu Leys Serêkaniyê’ye saldıran gruplardan birine komutanlık yapıyordu. 2013'ün Şubat ayında Şeddad’ı almak için saldırı başlatan Ebu Leys’in grubuydu. Saldırılarda Baas rejimi Şeddad’dan çıkarılamayınca Ebu Leys 4 arkadaşı ile birlikte intihar saldırısı gerçekleştirerek Şeddad’tan Suriye Baas rejimini çıkardılar.