KCK: Türk devleti İmralı'da psikolojik savaş yürütmektedir
Önder Apo'ya tecrit ve yanındakilerin sürgün edilmesi, mevcut savaşın şiddetlendirilerek sürdürülmesidir. Böyle bir politikaya karşı mücadele etmekten başka bir yol yoktur.
Önder Apo'ya tecrit ve yanındakilerin sürgün edilmesi, mevcut savaşın şiddetlendirilerek sürdürülmesidir. Böyle bir politikaya karşı mücadele etmekten başka bir yol yoktur.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu.
Öcalan’ın yanındaki diğer tutsakların sürgün edilmesini de hatırlatılan KCK açıklamasında, ‘’Önder Apo'nun AKP'ye yönelik değerlendirmelerinin kamuoyuna yansımaması için tecrit uygulanmaktadır’’ denildi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Öcalan’a yönelik 5 Nisan’dan bu yana devam eden tecride dikkat çekildi. Açıklamada, ‘’Önder Apo üzerinde 9 aydır ağır tecrit uygulanmaktadır. 5 Nisan’dan bu yana Önderliğimizden hiçbir haber alınmamaktadır. Ne ailesiyle ne de avukatlarıyla görüştürülmektedir. 27 Temmuz 2011’den beri avukatlarıyla görüştürülmemektedir. Bırakalım uluslararası yasaları, kendi yasalarını bile çiğnemektedirler. Keyfi olarak avukatları ve ailesiyle görüştürmemektedirler. Tek kişiye yönelik bir uygulama yapılmaktadır. Dünyada görülmedik biçimde açıkça suç işlemektedirler. Ailesiyle de, avukatlarıyla da görüştürmeyiz, hiç kimseye de hesap vermeyiz yaklaşımı içindedirler. Önder Apo'ya yönelik 17 yıldır böyle keyfi bir uygulama yapılmaktadır’’ denildi.
‘ÖNDER APO’YA YAKLAŞIM KÜRT HALKINA YAKLAŞIMDIR’
‘’Öcalan’a yaklaşım, Kürt halkına yaklaşımdır’’ diyen KCK, Öcalan’a uygulanan tecritle başlatılan savaşın şu anda İmralı’ya yansıtıldığını belirtti. Eşbaşkanlığın açıklaması şöyle devam ediyor: Önder Apo’nun yanındaki tutsakların sürgün edilmesi, Kürt halkına yönelik yürütülen kirli savaşın İmralı’ya yansıtılmasıdır. Ne zaman ki Önder Apo'ya tecrit başlatılmışsa, halka savaş açılmıştır. Ne zaman Kürt halkının özgürlük mücadelesine saldırılmış, o zaman İmralı’daki baskı da artırılmıştır. Bu gerçeklik, Önder Apo'nun özgürlüğü ile Kürt halkının özgürlüğünün nasıl iç içe olduğunu bir daha gözler önüne sermiştir. Önder Apo'nun yanındaki tutsaklar sürgün edildiği gibi, bu tutsaklarla avukat ve aile görüşmesi bile yaptırılmamaktadır.
AKP ÖNDER APO HAKKINDA YALAN HABER YAPMAKTADIR
AKP hükümeti uzun süredir Kürt halkının tepkisini çekmemek için Önder Apo hakkında yalan yanlış haberler iletmektedir. Kargaların bile güleceği biçimde Önderliğin Hareketimizi eleştirdiği yönünde haberler yapılmaktadır. Ancak Önder Apo düşüncelerini kamuoyuna yansıtır diye hiçbir görüştürme yaptırmamaktadırlar. Çünkü Önder Apo AKP politikalarını eleştirmekte, AKP'nin Kürt Özgürlük Hareketi'nin tasfiye etmek istediğini bilmektedir. Önder Apo kadar AKP'nin çözüm politikası olmadığını bilen başka bir siyasi aktör yoktur. Önder Apo, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için en makul yaklaşımı göstermiş, ama AKP bunu bile tekmelemiştir. Önder Apo'nun AKP'ye yönelik değerlendirmelerinin kamuoyuna yansımaması için tecrit uygulanmaktadır.’’
SRİ LANKA MODELİ ÇÖKÜNCE AKP ÖCALAN’IN AYAĞINA GİTTİ
Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünde en makul ve çözümleyici yaklaştığımı gösterdiğini ve bunun tüm kamuoyu tarafından bilindiğini vurgulayan KCK, ‘’bu nedenle Önder Apo'ya tecrit, Kürt halkı üzerinde kültürel soykırımcı inkar ve imha politikasının yürütülmesidir diyoruz. Önder Apo'nun makul yaklaşımla çözüme kavuşturamadığı bu sorunu başka bir aktörün çözmesi mümkün değildir. Bu açıdan AKP'den ya da mevcut devlet politikalarından çözüm beklemek, kendini kandırmak olur. Mevcut AKP politikaları geriletilmeden, AKP'nin bu saldırgan politikaları püskürtülmeden hiç kimse Türkiye'de yeni bir siyasal durumun ortaya çıkmasını beklemesin. Yeni bir siyasal durum ancak AKP'ye karşı demokrasi güçlerinin en geniş ittifakı temelinde yürütülecek mücadeleyle yaratılabilir’’ dedi.
Açıklamada, AKP’nin 2011 yılında Sri Lanka modeliyle Kürt Özgürlük Hareketini tasfiye etmek istediğini, ama bu savaş AKP'yi bitirecek biçimde sonuç vermeye başlayınca Öcalan’ın ayağına gittikleri belirtildi.
GÜN, KONUŞMA, HÜKÜMETTEN BİR ŞEY BEKLEME GÜNÜ DEĞİLDİRİ, MÜCADELE GÜNÜDÜR
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı İmralı’da devam eden tecride ilişkin şu hususların altını çizdi:
Önder Apo'ya tecrit ve yanındakilerin sürgün edilmesi, mevcut savaşın şiddetlendirilerek sürdürülmesidir. Böyle bir politikaya karşı mücadele etmekten başka bir yol yoktur. Bu açıdan Önder Apo'yla özgürlük mücadelesiyle özyönetim direnişlerini birleştirip mücadeleyi geliştirmek gerekmektedir. Bu mücadele Önder Apo'nun özgürlüğü, Kürt halkının demokratik özerk yaşamı yaratılana kadar sürdürülmelidir. Özgürlük Hareketi bu mücadeleyi Önder Apo ve Kürt halkı özgürleşene kadar sürdürecektir.
Türk devleti Kürt halkına karşı nasıl bir irade kırma savaşı yürütüyorsa, İmralı’da da bir psikolojik savaş yürütmektedir. Böyle bir hükümete karşı açık ve kararlı mücadele yürütülmeden sonuç almak mümkün değildir. Bu açıdan demokrasi güçleri mücadelesini gevşetmeden, AKP'den hiç bir şey beklemeden mücadeleyi yükseltmelidirler. Önder Apo'ya yönelik ağır tecride de, Kürt halkına yönelik saldırıya da ancak böyle cevap verilebilir.
Gün, konuşma, hükümetten bir şey bekleme zamanı değildir. Gün, mücadele ile AKP hükümetinin teşhir edilmesinin aynı zamanda yürütülmesi zamanıdır. Bu hükümet bilinçli ve planlı bir politika yürütmektedir; bu amacına ulaşana kadar saldırılarını sürdürecektir. Özgürlük ve demokrasi güçlerinin görevi ise bu saldırılara karşı direnip özgür ve demokratik yaşam mücadelesini yükseltmek olmalıdır. Özgürlük de, demokrasi de, barış da, istikrar da ancak böyle gelecektir.’’