KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Suruç'ta katliamının yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

KCK, “Düş yolcuları olarak adlandırılan 33 sosyalist gencin Türk devletinin yönlendirdiği katiller tarafından patlatılan bombalarla katledilmelerinin 6. yılına giriyoruz. Bu devrimci gençleri minnet ve saygıyla anıyor, onların düşlerini gerçekleştireceğimize dair sözümüzü yineliyoruz” dedi.

SURUÇ KATLİAMINI PLANLAYAN VE YAPTIRAN MİT’TİR

“Bu düş yolcularını DAİŞ değil, Türk devleti katletmiştir. Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının Rojava düşmanlığı bu gençleri katlettirmiştir. Bu katliamı planlayan ve yaptıran MİT’tir” denilen KCK açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:

“Bu dönem, AKP iktidarının kendisine muhalif olan siyasi güçlere DAİŞ örtüsü altında saldırı yürüttüğü dönemdir. Saldırıya uğrayanların bu iktidarın muhalifleri olması saldırının kimler tarafından yaptırıldığını tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. 5 Haziran 2015’te Amed’teki HDP mitingine aynı yöntemle saldırılmıştır. Yine bu dönemde 25 Haziran’da Türk devletinin desteğiyle DAİŞ Kobanê’ye saldırmış, yüzlerce sivili vahşice katletmiştir. 20 Temmuz’da Suruç’ta sosyalist gençler katledilmiştir. 10 Ekim’de Türkiye tarihinin en büyük katliamı AKP iktidarının savaş politikasına karşı çıkanlara yönelik gerçekleştirilmiştir. Yüzden fazla barış aktivisti katledilmiş, yüzlercesi de yaralanmış ve sakat kalmıştır. Akabinde AKP iktidarı Kürt şehirlerine saldırmış, yüzlerce genç, yaşlı, kadın ve çocuk katledilmiş; ondan fazla Kürt şehri yerle bir edilmiştir. Bu katliamların aynı döneme denk gelmesi ve AKP muhaliflerine yönelmesi tesadüfi değildir. Tüm bu saldırılar 2014 30 Ekim’inde MGK’da kabul edilen Çöktürtme Planının sonucu gerçekleşmiştir. Ahmet Davutoğlu’nun bir yıl önce asker ve polise hazır olun talimatı verdim, demesi de bu Çöktürtme Planından ayrı ele alınamaz.

BU KATLİAMIN HESABI ERDOĞAN VE AKP’DEN SORULMALIDIR

Bu katliamları DAİŞ yaptı, denilerek MİT’in bunları yaptırmış olması gerçeği örtülemez. Bu katliamlar için hesap vermesi gereken bir güç varsa o da Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıdır. Tayyip Erdoğan iktidarda kalamayacağını görerek DAİŞ ve MHP ile ittifak gerçekleştirmiştir. Zaten DAİŞ’in içine yüzlerce ajanını yerleştirmiştir. Bizzat MİT Türkiye'de DAİŞ'e eleman kazandırma şubeleri kurmuştur. Öte yandan dünyanın dört bir tarafından gelen DAİŞ sempatizanları içinden de yüzlerce ajan devşirmiştir. Böylece DAİŞ tamamen Türkiye'nin kontrolüne girmiştir. Bu gerçeği görmeyenler ne DAİŞ gerçeğini anlayabilir; ne de DAİŞ adına yapılan eylemlerin arkasındaki siyasi gücü ve sırrı çözebilir. Bu açıdan 33 düş yolcusunu katlettirenin AKP iktidarı olduğu görülmeli, bu eksende mücadele edilmeli, bu katliamların hesabı da Tayyip Erdoğan ve AKP’den sorulmalıdır.

33 düş yolcusu Kürt halkları ile Türkiye halkları arasındaki kardeşlik köprüsünü daha da güçlendirmişlerdir. Birleşik devrim hareketinin oluşmasında düş yolcularının özleminin de büyük katkısı bulunmaktadır. Tüm devrim şehitleri gibi bu şehitlerimiz de birleşik devrim hareketinin temelidirler.

Onların düşleri halkların kardeşliğiydi, onların düşleri sosyalizmdi, onların düşleri tüm insanlığın özgür ve demokratik yaşamasıydı, onların düşleri insanlığı sömürü, baskı ve kirli savaşta boğan otoriter faşist güçlerin yenilgiye uğratılmasıydı, onların düşleri Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye ve Demokratik Ortadoğu’ydu. Onların düşleri halkların geleceğiydi. Bu nedenle bu düşler kazanacak, tüm faşist, gerici ve despotik güçler yenilecektir. Onların düşleri tüm Ortadoğu’da kızıl güller olarak açacaktır.