KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsakların taleplerinin haklı ve gerçekçi olduðunu belirterek, AKP hükümetini bu talepleri karşılamaya çaðırdı. KCK, Hareket olarak, şahadetlere yol açmadan, direnişin makul taleplerinin karşılık bulması temelinde sürdürülen eylemliliðin sonlanabileceðine inanıyoruz dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalana uygulanan tecrit ve cezaevlerinde 12 Eylülden bu yana süren açlık grevlerine ilişkin açıklamada bulunan KCK, Öcalanın durumuna ilişkin şunları ifade etti:
ÖCALAN ÝNSANLIK DIŞI AÐIR TECRÝT ALTINDA
Kürt sorununun çözümü için büyük bir sorumluluk ve fedakârlıkla çaba sarf eden, çözüm için protokoller hazırlayıp AKP hükümetine sunan Kürt Halk Önderliði, AKP hükümetinden şimdiye kadar olumlu hiç bir karşılık almadıðı gibi, her türlü hukuk ve insanlık dışı aðır tecrit ve izolasyon altında tutulmaktadır
AKP hükümeti, ölümcül ve tamamen bir zulüm sistemi olan Ýmralı koşullarını daha da aðırlaştırarak, Kürt halk önderliðini bir yılı aşkın bir süredir ciddiyetten uzak koster bozuk gerekçesiyle avukatlarıyla görüşmesini engellenmektedir. Siyasi soykırım operasyonları sonucunda, cadı avı misali 10 bine yakın insan tutuklanarak ceza evlerine doldurulmuştur. Kürt halk önderliðinin saðlık, güvenlik ve özgür hareket etme koşulları yerine getirilmemiştir.
KCK açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: AKP hükümetinin böylesine açıktan uyguladıðı saldırı ve şiddet politikasına karşı halkımız ve Hareketimiz, An Azadi An Azadi şiarıyla direnişi hayatın her alanında yükseltme sürecini başlatmıştır. Kürt Halk Önderliðinin özgürlüðünü, yaşam ve mücadele eksenine oturtmuştur. Gelinen noktada sürecin iyileşmesi, ancak tahammül sınırlarını çoktan aşmış olan Ýmralı sisteminin aşılmasıyla mümkündür. Zira, hiç bir Kürt yurtsever, siyasetçi, kendisine insanım diyen hiç kimse Ýmralı hücre gerçeðini asla normal göremez.
GREVLER TUTSAKLARIN KENDÝ ÖZGÜR ÝRADELERÝYLE GERÇEKLEŞTÝ
Cezaevindeki yoldaşlarımız kendi iradeleriyle süresiz - dönüşümsüz açlık grevi eylemini başlatarak AKP zulmüne karşı sessiz kalmayıp onurlu bir duruş sergilemişlerdir. PKK tarihinden de bilinmektedir ki, cezaevlerinde ki tüm direnişler her zaman tamamen tutsak yoldaşlarımızın kendi özgür irade ve kararlarıyla gerçekleşmiştir. Zindanlardaki yoldaşlarımız geliştirdikleri direnişle özgürlük mücadelesinin tüm safhalarında yer almışlardır. Diyarbakır zindan direniş örneðinde görüldüðü gibi, özgürlük mücadelesine fiilen öncülük etme rolünü de yerine getirmişlerdir. PKK zindan direniş çizgisini ortaya çıkaran da bu soylu gelenek olmuştur. Mazlumlarla başlayıp, Kemaller, Hayriler ve Ferhatlarla devam eden direniş geleneði de böyle oluşmuştur. Hiç kimse bu gerçeði ters-yüz edip başka bir biçimde gösteremez. 12 Eylül 2012 tarihinde başlatılan son direniş kararı da tamamen tutsak yoldaşlarımızın kendi özgür iradeleri sonucu olmuştur. Hareket olarak bize ve halkımıza düşen ise, zindanlarda ki bu onurlu direnişi laikiyle sahiplenmektir.
TUTSAKLARIN TALEPLERÝ HAKLI VE GERÇEKÇÝ
Halkımız, demokratik kamuoyu, BDP yöneticileri, sivil toplum örgütleri, sanatçılar, yazarlar, aydınlar kamuoyu vicdanını temsil eden herkes harekete geçerek, zindanlardaki onurlu direnişi sahiplenmenin ahlaki ve vicdani gereklerini yerine getirmenin büyük çabası içerisinde olmuşlardır. Kuşku yoktur ki, bu, son derece anlamlı ve deðerli bir çabadır. Ne var ki, AKP devleti, zindan direnişçilerinin haklı ve meşru taleplerini görmezden gelen bir tutum içerisine girerek, şahadetlere adeta kapı aralayan, ölümleri bekleyen zihniyetinden ısrar etmektedir. Hareket olarak, tutsak yoldaşlarımızın taleplerini haklı, gerçekçi ve karşılanabilir talepler olarak görüyor ve destekliyoruz.
TALEPLER KARŞILIK BULURSA AÇLIK GREVLERÝ SONLANABÝLÝR
Ölüm sınırında seyreden tutsak yoldaşlarımızın direnişi, 56. gününe girmiş olup oldukça kritik bir noktaya gelmiştir. Halkımızı, direnişin bu kritik noktasında, meşru ve demokratik tepkilerini daha fazla yükseltemeye, cezaevi direnişlerini daha güçlü sahiplenmeye çaðırıyoruz. Sorunun çözümü için duyarlılık gösteren birçok sivil toplum örgütü ve şahsiyetin gösterdiði çabayı anlamlı buluyor, kamuoyu vicdanını temsil eden bu çabaların sonuç vereceðine inanıyoruz.
Hareket olarak, şahadetlere yol açmadan, direnişin makul taleplerinin karşılık bulması temelinde sürdürülen eylemliliðin sonlanabileceðine inanıyoruz. Bunun için, cezaevi direnişçilerinin makul taleplerinin karşılanması yönünde herkesin deðerli çabalarını yoðunlaştırmaya, AKP hükümetini de çözüme hizmet etmeyen üslup ve tutumundan vazgeçip, direnişçilerin taleplerini karşılamayı bir zafiyet ve geri adım atma olarak algılamadan, çözüm için çaba gösterenlere olumlu karşılık vererek, üzerine düşeni bir an evvel yerine getirmeye çaðırıyoruz.