KCK: Kürt gençliði sessiz kalmayacak!

KCK: Kürt gençliði sessiz kalmayacak!

KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, Diyarbakır’da gerilla cenaze töreninde yapılan saldırılara sert tepki göstererek, “Bu alçakça zulüm karşısında Kürt gençliði sessiz kalmayacaktır” dedi. Öcalan’a yönelik devam eden tecrit ve BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönüne atılan adımlara da dikkat çeken KCK, “AKP uygulamaları Kürt halkının hiçbir hassasiyetini gözetmeyen, tüm köprüleri uçurmayı hedefleyen bir politika içermektedir” vurgusunu yaptı.

KCK’nin AKP’nin rejiminin Diyarbakır’da üç gün boyunca gerilla cenaze törenlerine yaptıðı saldırılar ve halkın gösterdiði direniş ardından yaptıðı açıklamada, halkın cenazeleri sahiplenmesinin AKP faşizmine verilmiş bir yanıt olduðunu kaydetti.

Sert mesajlar içeren KCK’nin açıklaması şöyle: “Partimiz PKK’nin kuruluş yıldönümü Kürdistan’ın 4 parçasında ve yurtdışında bu yıl çok daha büyük bir kitlesel katılım ve coşkuyla kutlanmıştır. Geleceðini özgürlük mücadelesinde gören halkımızın bu tutumu takdire şayan bir tutumdur. AKP sisteminin Kürdistan’da estirdiði devlet terörü, baskı ve zulüm politikalarına raðmen, halkımızın PKK’nin kuruluş yıldönümünü bu düzeyde karşılaması, yine 68 gün süren açlık grevi direnişi sürecinde kendi öncü evlatlarını yalnız bırakmaması ve her türlü faşizan uygulamalara raðmen serhildan hareketini ileri bir düzeye taşıması ile en son şehit evlatlarının cenazelerine sahip çıkmada Amed, Van, Dîlok ve Pîrsûs’da sergilediði kararlı kitlesel tutum AKP-Gülen Cemaati Koalisyonu tarafından KCK adı altında sürdürülen Siyasi Soykırım Operasyonları’nın hiçbir sonuç almadıðını, halkımızın serhildan direncinin daha da yükselmiş olduðunu gözler önüne sermiştir.

Kürt halkının Amed’de, kahramanca direnerek şahadete ulaşan, kendi öz evlatları Dijwar Amed (Hakan Ceylan) ve Axin Viyan (Hicran Gersiyor) yoldaşların naaşlarını törenle topraða vermek için 3 gün boyunca büyük bir azimle direniş sergilemesi ve AKP’nin faşist zulmüne raðmen bunu başarmış olması bir kahramanlık örneðidir. Aynı zamanda cesaretin simgesi, yılmaz komutan Gabar Faraşîn’in (Nazım Işık) Van’da, yiðitliðin ve onurun simgeleri Axîn Jiyan (Emine Oran) ve Delil Dilok ’in (Murat Bilgiç) Pîrsûs ve Dîlok’da halkımız tarafından büyük serhildanlarla sahiplenilmesi halkımızın AKP faşizmine karşı vermiş olduðu bir cevaptır.

BU ALÇAKLA SALDIRI KARŞISINDA SESSÝZ KALINMAYACAK

AKP hükümeti, Kürdistan üzerindeki sömürgeci amaçlarını gerçekleştirmek için bugün Kürdistan’da yaygınlaştırılmış ve gittikçe derinleştirilen insanlık dışı bir savaş yürütmektir. Kürt halkının en doðal talepleri karşısında zerre kadar hukuk ve demokratik yaklaşım taşımayan, tamamen sömürgeci-faşist özel savaş uygulamalarıyla Kürt halkını sindirme yöntemleri uygulanmaktadır. Ortadoðu toplumlarının ahlaki deðer yargılarını hiçe sayan, kadın, çocuk, ihtiyar demeden herkesi coplayarak, sokak işkencesine tabii tutan bu faşist zihniyetin amacı Kürt halkının gözünü korkutmak, halkımıza boyun eðdirmek ve teslim almaktır. Aynı anda binlerce gaz bombası kullanma, tazyikli su sıkma ile en iðrenç yöntemleri kullanarak halkımızın iradesine karşı her gün suç işlenmektedir. 70’lik Kürt analarını yere seren bu faşist zihniyet sahipleri bilmeli ki, yaptıkları bu alçakça zulüm karşısında Kürt gençliði sessiz kalmayacaktır.

HÝÇBÝR ŞEREFLÝ KÜRT GENCÝ SESSÝZ KALMAMALI

AKP’nin en son Amed’de sergilediði vahşet, halkımızın iradesine karşı göstermiş olduðu büyük saygısızlık, tabutlarımıza bile elini uzatarak arama yapan, halkımızın deðer yargılarıyla oynamak ve halkımızı rencide etmek için her türlü yöntemi kullanan bu sömürgeci, egemen ve ırkçı uygulamalar karşısında onurlu, haysiyetli ve şerefli hiçbir Kürt genci sessiz kalmamalıdır. Bu zulme dur demek, bu alçaklıða son vermek, anaların gözyaşını dindirmek ve Kürt halkının özgürlük hayallerini gerçeðe dönüştürmek için şerefli tüm Kürt gençliðini gerilla saflarına katılmaya, tüm halkımızı daha güçlü bir biçimde zulme karşı başkaldırmaya ve serhildanlarını yükseltmeye çaðırıyoruz.

ISRARLI BÝR ŞEKÝLDE TECRÝT SÜRDÜRÜLÜYOR

Zindandaki özgürlük mücadelesinin militanları, sergiledikleri büyük kararlılık ve direniş tutumuyla PKK militanlıðının neler yapabileceðini ortaya koymuşlardır. Önder Apo’nun çaðrısı ve müdahalesi temelinde sona erdirilen bu büyük direnişin ulusal ve uluslararası düzeyde yarattıðı büyük bir etkinin olduðu açıktır. Açlık grevlerinin yarattıðı bu etkiyle demokratik çözüm sürecinin zemini daha da uygun hale getirilmiş olmasına raðmen tam olarak 494 gündür Önder Apo üzerinde sürdürülen tecrit sisteminde herhangi bir gevşeme olmamıştır. Hiçbir hukuki ve ahlaki temeli olmamasına raðmen, hukuk dışı bir biçimde Türk Başbakanı Erdoðan’ın talimatı temelinde sürdürülen bu tecrit çeşitli biçimlerde gündemler oluşturularak kamufle edilmeye çalışılmaktadır. En son bugün bir gazetede, “Avukata gerek yok” biçiminde manşet atılarak gerçekler tamamen tersyüz edilmeye çalışılmıştır. Gerçek şu ki ısrarlı bir biçimde tecrit sürdürülmekte ve herhangi bir biçimde yumuşama ortamı bırakılmamaktadır.

AKP TÜM KÖPRÜLERÝ UÇURUYOR

Kürt Halk Önderi Başkan Apo yaptıðı çeşitli girişimlerle Türkiye’nin demokratik-özgür birliðinin gelişmesi için tüm köprülerin uçurulmaması ve var olan köprülerin muhafaza edilmesi için çaba göstermektedir. Ancak AKP uygulamaları Kürt halkının hiçbir hassasiyetini gözetmeyen, tüm köprüleri uçurmayı hedefleyen bir politika içermektedir. En son BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla var olan tüm köprüleri uçuracak ve Türkiye’de Kürt sorununun demokratik çözüm olanaklarını tamamen ortadan kaldıracak bir yönelime girmiş olmasını tüm kamuoyu dehşetle izlemektedir.

Filistin için özgürlük ve demokrasiden bahseden, dışarıda demokrasi havarisi kesilen AKP hükümetinin iş Kürtlere gelince tamamen kapkara bir yüreðe, faşist-ırkçı bir zihniyete sahip olduðu gerçeðini tüm dünya kamuoyu ibretle izlemektedir. Özellikle ABD ve AB gibi belli başlı uluslararası sermaye güçleri ekonomik ve siyasi çıkarları uðruna AKP’nin bugün Kürdistan’da uyguladıðı insanlık dışı vahşete, en doðal bir insan hakkı olan anadilde eðitim hakkına bile ırkçı politikalarla saldırıya geçmesine ses çıkarmamaktadır. Ýçeride basını bastıran, dışarıda ise uluslararası güçlerin çıkarları uðruna Türkiye’yi peşkeş çektiði için uluslararası basının da aðzını baðlayan bu faşist zihniyet Kürdistan’da dilediði gibi at oynatmakta ve her türlü çaðdışı vahşeti uygulayarak bunu meşru gibi gösterebilmektedir.

KÜRT HALKI BU VAHŞETÝ KABUL ETMEYECEK

Ancak bütün bu çifte standartlı uygulamalara, ikiyüzlü politikalara ve sömürgeci-faşist uygulamalara karşı halkımızın özgürlük mücadelesi kendi özgücüne dayanarak gereken cevabı verecek düzeye gelmiş bulunmaktadır. Kürt halkı artık, uygulanan bu insanlık dışı vahşeti hiçbir biçimde kabul etmeyecek, yurtsever Kürdistan gençliði ve özgürlükçü Kürt kadını daha fazla örgütlenerek tüm yurtsever halkımızın büyük fedakarlıðıyla özgürlük mücadelemiz tarihin bu önemli aşamasında bir insanlık davası olan Kürt halkının özgürlük davasını zaferle sonuçlandıracaktır.

Bu temelde tüm yurtsever halkımızı ve Türkiye’de zulme karşı çıkan bütün demokratik çevreleri AKP’nin Kürt halkına karşı uyguladıðı bu zalimce zulüm siyasetine karşı demokrasi, özgürlük ve kardeşlik mücadelesini yükseltmeye, saflarını daha fazla sıklaştırmaya, sömürgeci, ırkçı ve faşist uygulamalara dur demeye çaðırıyoruz.”