KCK: İşgale karşı mücadele yükseltilmeli

KCK, Türk devletinin Güney Kürdistan'a askerlerini, tanklarını ve zırhlı araçlarını soktuğunu belirterek, başta Güney Kürdistan halkı olmak üzere Kürdistan'ın her parçasında ve dünyanın her yerinde bu işgale karşı mücadele yükseltilme çağrısı yaptı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devletinin Güney Kürdistan'a askerlerini, tanklarını ve zırhlı araçlarını soktuğunu belirterek, başta Güney Kürdistan halkı olmak üzere Kürdistan'ın her parçasında ve dünyanın her yerinde bu işgale karşı mücadele yükseltilme çağrısı yaptı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devletinin Türkiye halklarının ve parlamentonun bilgisi olmadan Güney Kürdistan'a askerlerini, tanklarını ve zırhlı araçlarını soktuğunu belirtti. KCK, “Türk devleti birkaç saniye sınırımız aşıldı diye Rus uçağını vururken, 2000 civarında askerini, tankını, topunu ne Irak, ne de Güney Kürdistan parlamentosundan izin almadan Güney Kürdistan'a göndermesi, Türk devletinin Ortadoğu'da yayılmacı bir savaş gücü haline geldiğini ortaya koymaktadır” dedi.

‘TÜRK DEVLETİNİN KAYGISI TÜRKMENLER DEĞİL’

Türk devletinin kaygısı ve amacının Tel Afer Türkmenleri olmadığının açık olduğuna dikkat çeken KCK açıklamasında, “Çünkü IŞİD’in Musul ve Tel Afer’e girmesi planı ve işgali içinde Türk devleti de bulunmuştur. Irak Şii hükümetine karşı Sünni güçlerin ve IŞİD'in Musul’u ve Tel Afer’i almasına Türkiye de destek vermiştir. Tel Afer Türkmenleri katliama uğrarken ve tümden göç ettirilirken Türk devletinin hiçbir tepki göstermemesi, kaygısının Türkmenler olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Amaç,  Güney Kürdistan'da Türk devlet varlığını güçlendirip KDP üzerinden baskı kurarak KDP ile PKK'yi karşı karşıya getirmektir. 2000’li yıllar öncesi gibi Kürt kavgası yaratarak Bakurê Kurdîstan’daki Kürt halkının mücadelesini zayıflatmayı amaçlamaktadır. Türk başbakanı Davutoğlu’nun “Bizim hiçbir güçle sorunumuz yoktur; biz sadece Suriye ve Irak’taki IŞİD ve PKK hedeflerine karşı mücadele içindeyiz” demesi, Irak’a gönderilen askerlerin de esas olarak Kürt halkının özgürlük mücadelesini hedeflediğini ortaya koymaktadır” denildi.

‘TÜRK DEVLETİ KÜRTLERİN GÜÇLENMESİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR’

“Türk devletinin bölgedeki tüm politikası, Kürtlerin güçlenmesini engellemeye yöneliktir.” Denilen açıklamada devamla şunları belirtti:

“Suriye'de de politikasını Kürt karşıtlığı üzerine kumuştur. Bu nedenle ABD ve Avrupa ile karşı karşıya gelme pahasına IŞİD ve El Nusra’ya açık destek vermiştir. Güney Kürdistan'a asker gönderilmesi kesinlikle Kürt karşıtlığı temelinde gerçekleşmiştir. Bunu böyle görmemek, Türk devletinin Kürt karşıtlığı politikasını anlamamaktır. Türk devleti Güney Kürdistan halkına da düşmandır. Bugün bu düşmanlığını açık göstermiyorsa, bunun nedeni Bakurê Kurdîstan ve Rojava Kurdîstan’da Kürtlerle savaş içinde olmasındandır. Yoksa Türkiye’yi Güney Kürdistan’ın dostu sanmak büyük bir gaflettir.

‘GÜNEY KÜRDİSTAN HALKI BU İŞGALE KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTMELİDİR’

Irak, Türk devletinin asker göndermesine şiddetle karşı çıkmıştır. Bu durum, Türk devletinin tamamen işgalci olduğunu göstermektedir. Güney Kürdistan halkının iradesi olan parlamento da Türk devletinin Güney Kürdistan'a girişine onay vermemiştir. Bu durum karşısında Güney Kürdistan’daki tüm Sivil Toplum Örgütlerinin, İnsan Hakları Kurumlarının ve tüm siyasi partilerin bu işgale karşı çıkmaları gerekir. Güney Kürdistan gerçek anlamda özgür ve demokratik yaşamına sahip çıkacaksa, bu işgale karşı çıkmakla mümkün olur. Yoksa yarın başka işgalci güçler de Güney Kürdistan’a girmeyi kendine hak görürler. “Türkiye Güney Kürdistan'a giriyorsa bizim de girmeye hakkımız var” derler. Bu durum en fazla da Irak ordusunun Kürdistan'ın her yerine girme hakkını doğurur. Türk devletinin işgali böyle tehlikeli durumlar ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan bu tür işgallerin normalleşmemesi ve meşrulaşmaması için Güney Kürdistan halkının derhal harekete geçerek bu işgale karşı mücadeleyi yükseltmesi gerekmektedir.

‘ÇIBAN BAŞINDAN KURTULMAK GEREK’

Gençliğin öncülüğünde iki yıl önce Türk askerinin Güney Kürdistan'dan çıkarılması için bir mücadele başlatılmıştı. Güney Kürdistan halkının bu girişiminin ne kadar doğru olduğu bu olayla daha iyi görülmüştür. Türk askerlerinin Güneyden çıkartılması mücadelesi bugün daha da yükseltilerek Güney Kürdistan'ın başına bela olacak bu çıban başından kurtulmak gerekmektedir. Bu mücadele temelinde Türk ordusunun Güney Kürdistan'dan çıkarılması Güney Kürdistan'ı daha özgür ve daha demokratik hale getirecektir.

Türk ordusunun Güney Kürdistan’dan çıkarılması, Güney Kürdistan federasyonunu da, Güney Kürdistan hükümetini de, Güney Kürdistan siyasetini de, Güney Kürdistan halkını da daha güçlü kılacaktır.

Güney Kürdistan hükümeti ve siyasi güçleri gücünü Kürt halkının birliğinden almalıdır. Kürt halkının birliği ve güçlerinin birleşmesi her türlü dış güçten daha güçlü bir güç ortaya çıkaracaktır. Bugün Kürt halkının her türlü gücü ve potansiyeli tarihteki en yüksek düzeyine kavuşmuştur. Kürtler bu gücüyle 21. Yüzyılda Ortadoğu'nun yükselen halkı haline gelecektir. Yeter ki ulusal çıkarlar temelinde güçlerini birleştirsinler.”

‘TÜRK DEVLETİNİN GÜNEY KÜRDİSTAN ÇIKARILMASI İÇİN HER YERDE MÜCADELE YÜKSELTİLMELİ’

Türk devletinin bugün Bakurê Kurdîstan’da halka en ağır zulmü yaptığını kaydeden KCK, “Şehirleri kuşatıp ağır saldırılarla yakıp yıkmaktadır. Rojava Kurdîstan halkının bir siyasi statü kazanmaması için de IŞİD başta olmak üzere her türlü Kürt düşmanı güçlerle ittifak yapmaktadır. Dün Kobanê’yi kuşatıp saldırtan Türk devleti, şimdi de başta Afrin olmak üzere her yerde çeteleri Kürt halkına saldırtmaktadır. Tüm Kürdistanlı siyasi güçler böyle bir devletin askeri güçlerinin Güney Kürdistan'a girişini kabul etmemelidir. Bunun için Kürt düşmanı Türk devletinin Güney Kürdistan'dan çıkarılması için Kürdistan'ın her parçasında ve dünyanın her yerinde mücadele yükseltilmelidir” diye belirtti.