KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, DTK’nin sunduğu Demokratik Özerklik belgesinin Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünde rolünü oynayacağına inandıklarını kaydetti.
KCK açıklamasında, “deklarasyonda ortaya konulan temel ilkelerin Kürt halkının baş müzakerecisi Önder Apo ile müzakere edilip bir çözüm projesi olarak Meclise taşınması gerekmektedir. Meclisin de bu yönlü demokratik bir çözümü anayasal ve yasal hale getirmesi önemlidir. Demokratikleşme temelinde bir çözüm ancak böyle mümkün olacaktır “ denildi. AKP’nin mevcut zihniyeti ve politikasını geriletmeden Türkiye'nin sorunlarını çözmenin mümkün olmadığını vurgulayan KCK, AKP'ye karşı mücadeleyi her alanda yükseltmeye çağırdı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, DTK’nin 26-27 Aralık tarihlerinde yaptığı toplantı sonucu Demokratik Özerklik belgesini kamuoyuna sunduğunu hatırlatarak, “Kürt halkının özyönetim direnişinin yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin demokratik birliğini sağlayacak böyle bir deklarasyonun yayınlanması, Türkiye'nin demokrasi mücadelesi açısından büyük anlam taşımaktadır. Türkiye'nin demokratik birliğinin demokrasiden ve bunun yerellere yansımasından geçtiğini ortaya koyarak, Türkiye'nin temel siyasi doğrultusunun ne olması gerektiğini göstermiştir. Bu açıdan Kürt sorununun çözümü ile Türkiye'nin demokratikleşmesini iç içe ele alan bu deklarasyonun, Türkiye'nin tüm halklarına ve topluluklarına hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.
DTK’NİN DEKLARASYONU ÇÖZÜMDE ROL OYNAYACAKTIR
“Türkiye'yi barış ve istikrar temelinde birlik içinde tutacak tek siyasi yönetim biçimi demokrasidir; bu demokrasinin yerelde ve tüm toplum içinde somutlaşmasıdır” denilen açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi:
“Zaten günümüz dünyasında demokratik yönetimler tüm meşruiyetlerini yerelden gerçekleşen demokrasilerden almaktadırlar. Egemenliğin meşruiyetinin silah zoruyla sağlandığı çağların sonuna gelinmiştir. Artık devletler hakimiyet alanı olarak düşündükleri coğrafyaların meşruiyetini yerel demokrasilerin varlığından almaktadırlar. Yerel demokrasinin olduğu ülkeler her bakımdan birliğini güçlendirmiş ülkeler haline gelmektedirler. Ayrılma eğilimleri yerel demokrasilerin varlığı ile ortadan kaldırılmaktadır. Biz DTK’nın yayınladığı deklarasyonun da bu karakterde olduğunu düşünüyor, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünde rolünü oynayacağına inanıyoruz.
TEMEL İLKELER ÖNDER APO İLE MÜZAKERE EDİLİP MECLİSE TAŞINMALIDIR
Kuşkusuz deklarasyonda da belirtildiği gibi bu deklarasyonda ortaya konulan temel ilkelerin Kürt halkının baş müzakerecisi Önder Apo ile müzakere edilip bir çözüm projesi olarak Meclise taşınması gerekmektedir. Meclisin de bu yönlü demokratik bir çözümü anayasal ve yasal hale getirmesi önemlidir. Demokratikleşme temelinde bir çözüm ancak böyle mümkün olacaktır.
Kürt halkının özyönetimleri ilan etmesi de esas olarak sorunun demokratikleşme temelinde çözümünü esas almaktadır. Müzakerelerle Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde bir çözüm Dolmabahçe Mutabakatı yok sayılarak reddedildi. Kürt halkına karşı bir savaş açılınca, Kürt halkı da yerelden demokratik hamleler yaparak Türkiye'nin demokratikleşmesinin temelini sağlama mücadelesi içine girmiştir. Deklarasyon, yerel demokrasiyi ve özyönetim hamlesini bu çerçevede ele aldığından çözümleyici bir karakter taşımaktadır.
AKP’NİN HEMEN SALDIRIYA GEÇMESİ ZİHNİYETİNİ ELE VERMİŞTİR
Türkiye'nin demokratik birliğini hedefleyen ve bu temelde tüm Ortadoğu’ya örnek olmak isteyen böyle bir önermeyi AKP iktidarının hemen bölücülük ve fantezi olarak görüp saldırıya geçmesi, zihniyetini ve politikasını tüm çıplaklığıyla ele vermiştir. Bırakalım Kürt sorununu çözmesini, demokratik zihniyetten yoksun ve sadece kültürel soykırımcı sömürgeci egemenlik peşinde koşan bir iktidar olduğunu ortaya koymuştur.
Şunu açıkça belirtmek gerekir ki, Türk devleti ve AKP hükümetinin mevcut zihniyeti ve amaçladıkları Kürtleri kültürel soykırıma uğratıp tek millet yaratma politikası artık günümüzde gerçekleşmeyecek bir fantezi haline gelmiştir. Gerçekleşebilir ve doğru politika ise bugün dünyada herkesin benimsediği özerklikler temelinde yerel demokrasinin gelişmesidir. Dünyada Türk devleti ve AKP'nin zihniyetini ve politikalarını savunan ve pratikleştiren tek bir ülke kalmamıştır. Ortadoğu'da bu yönlü zihniyet ve politikada olan ülkeler ayrıştırıcı olduklarından bir bir çözülmektedirler.
PKK karşıtı olduğu için devlet önerilerinde bulunanları yandaş basında konuşturan, ama Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde demokratik birliğini sağlayacak yerelden özyönetimlerini sağlamasını bölücülük olarak görüp mahkemelerini ve her türlü gericiliği harekete geçiren bir hükümetin Türkiye'de barışı da, istikrarı da sağlaması mümkün değildir. DTK’nın kamuoyuna sunduğu deklarasyondan sonra gösterilen tutum ve kullanılan dil Kürt halkına karşı nasıl bir savaş yürütüldüğünü bir daha ortaya koymuştur. Kürt halkına yönelik savaş açılmış ve iradesi her alanda kırılmak istenmektedir.”
HENDEK VE BARİKATLAR ARKASINDAKİ DİRENİŞ MEŞRU VE HAKLIDIR
AKP'nin bu saldırgan politikasının hendek ve barikatlar arkasında yürütülen direnişin ne kadar haklı ve meşru olduğunu bir daha gösterdiğinin dikkat çekilen açıklamada, “Kürt halkının kendi varlığı, kimliği, dili ve kültürüyle demokratik bir anayasa çerçevesinde kendi özyönetimine kavuşmasına tahammül edilmeyip ezilmek istendiği açıkça ortaya konulmuştur. Böylece Dolmabahçe Mutabakatının neden reddedildiği, en makul ve çözümleyici yaklaşım içinde olan Önderliğimize neden ağır tecrit uygulandığı şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. Hendekler ve barikatların bu inkarcı ve ezme politikasına karşı bir direniş olduğunu böylece tüm dünya görmüştür.
Bu gerçeklik Türkiye ve Kürdistan'daki tüm demokrasi güçlerinin bir araya gelerek AKP hükümetine karşı bir demokrasi bloku kurup mücadele etmesini daha da acil hale getirmiştir. Tüm dünyanın demokratik ülkeleri, kurumları ve çevreleri de DTK deklarasyonu karşısındaki AKP tutumunu görerek Türkiye ve Kürdistan'daki demokrasi mücadelesinin yanında yer almalıdırlar” dedi.
AKP’Yİ GERİLETMEDEN TÜRKİYE’NİN SORUNLARI ÇÖZMEK MÜMKÜN DEĞİL
KCK açıklaması, “AKP hükümetine karşı mücadele verilip mevcut zihniyeti ve politikasını geriletmeden Türkiye'yi demokratikleştirmek ve Türkiye'nin sorunlarını çözmek mümkün değildir. Bu temelde Türkiye halklarını Sur ve Cizre’de sembolleşen özyönetimlerin yanında yer almaya ve AKP'ye karşı mücadeleyi her alanda yükseltmeye çağırıyoruz” diye son buldu.