Kayyum atama değil darbe!-YENİLENDİ

Belediye gasbını protesto ederek denetçilik görevinden istifa eden ÖHP üyesi Avukat Sevda Aydın, "Bir hak savunucusu olarak halkımın hakkını savunmak boynumun borcudur. Bir hukukçu olarak buna atama değil darbe diyorum" diye konuştu.

Van Büyükşehir Belediyesi'nin gasp edilmesinin ardından belediyeye bağlı Van Su ve Kanalizasyon İşleri (VASKİ) Genel Müdürlüğü'nde denetçi olarak görev yapan Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Üyesi üç avukat görevlerinden istifa etmişti. Avukatlar Cahit Ertan, Medeni Gür ve Sevda Aydın, halkın iradesine yapılan bu saygısızlığı kabul etmediklerini söyleyerek kayyum zihniyetini protesto etti.

Kayyumu protesto ederek denetçilik görevinden istifa eden ÖHP Üyesi Avukat Sevda Aydın, "Anayasa’nın 'Yargı Güvencesi' başlıklı maddesine göre seçilmiş organların, organlık sıfatını kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olabilir. Görevleri ile ilgili bir soruşturması olmayan belediye başkanlarına kayyum darbesinin hukuki bir karar olduğunu kimse bize yutturmaya çalışmasın. Çünkü görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı’nın, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir" diye konuştu.

KÜRTLERİ YOK SAYANLARIN KARŞISINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİM

"Bir hukuki ya da idari yaptırımın bezirganlığını bir Cumhurbaşkanı nasıl aylar öncesinden henüz belediye seçimi dahi gerçekleşmemişken yapabiliyor" diye soran Aydın, seçimden önce Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 'seçilseler de kayyum atarız' tehditlerini hatırlatarak, "Bir hak savunucusu olarak halkımın hakkını savunmak boynumun borcudur. Hal böyleyken halkın olanın halkın parasının bu şekilde harcanmasına göz yumamazdım. Kısacası kayyumları Leviathana benzetiyorum.

Öncelikle bir hukukçu olarak buna atama değil darbe diyorum. Faşist bir siyasi yaptırımdır. Seçimle alamadığı yeri zorbalıkla almaktan öte bir şey değildir. Ayrıca bir önceki dönem kayyum pratiklerine bakarsak kayyum İle birlikte çalışmayı reddetme sebebimiz anlaşılacaktır. Gerek kadın kazanımlarına saldırması, gerek Kürtçeye saldırması ve Kürtçe isimleri silmesi, kültür merkezilerini kaldırması iradeyi yok saymanın da ötesinde bir anlam taşımaktadır. Kısacası hukuku kadın varlığını Kürt dili ve kültürünü yok sayanların yanında değil karşısında yer almaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.