PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, AKP'nin 24 Temmuz saldırılarıyla tarihinin en büyük hatasını yaptığını belirterek "Bize karşı bir saldırı var. Karşı taraf "sizi imha ederim" diyor. Biz kendimizi savunuyoruz. Bizim savaşımız planlı ve kontrollü devam ediyor. Şunu belirtmem gerekiyor; Biz daha savaş planını devreye koymuş değiliz. Sadece misilleme eylemi yapıyoruz. Tabiki burada neler yapacağımızı anlatacak durumda değilim. Ama şunu söylemeliyim ki; bize yaptıkları bu saldırının hesabını çok ağır ödeyecekler" dedi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, dün akşam Sterk TV'de Rosida Merdin'in sorularını yanıtladı.
15 Ağustos 1984 atılımının 31. yıldönümünü değerlendiren Karayılan, Kürdistan gerillasının bugün Ortadoğu halklarının umudu haline geldiğini söyledi. Gerilla hareketinin bir çok zorlu dönemde geçtiğini belirten Karayılan, 31. yıllık süreç zarfında en amansız koşullar ve saldırılarla mücadele ettiklerini, tecrüde elde ettiklerini ve artık kırılamaz bir güce ulaştıklarını söyledi.
Murat Karayılan, "PKK gerillası olmasaydı Kürtlük diye bir şey kalmazdı. Halkımız en acımasız katliamlardan geçerdi. En son örneği Şengal. Evet orada vahşi bir katliam oldu ama gerillamız 150 bin insanı DAIŞ çetelerinden kurtardı ve yüzyılın en büyük katliamını önledi" dedi.

'TÜRK DEVLETİ BİZE SALDIRARAK DAİŞ'İ KORUYOR'

Türk devletinin 24 Temmuz'da başlattığı yeni savaş konseptine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Karayılan, 2013 Newroz'unda başlayan süreci özetleyerek şunları söyledi:
'Biz Önderliğimizin 2013 Newroz'undaki mesajına bağlıyız. Hala aynı konumdayız. Ama AKP bize saldırarak ateşkesi bitirdi. İşte Ceylanpınar'da tam olarak bize bağlı olmayan bir grubun iki polisi öldürmesini bahane olarak gösterdi. Oysa savaşı önceden başlatmışlardı. Suruç'de 31 gencin katledilmesi bizzat devletin yaptığı bir katliamdı. AKP, 2013'ten beri savaşı hiç durdurmadı. Biz Kuzey Kürdistan'da ateşkes ilan ettik ama onlar DAIŞ eliyle Rojava'da saldırdılar, savaş ilan ettiler.
Herkes biliyor, Rojava direnişinde gerillanın rolü var. Kerkük'ten, Şengal, Kobanê'ye kadar gerilla DAIŞ'e karşı verilen mücadelede rol oynamıştır. AKP gerillaya saldırarak DAIŞ'e karşı bizi zayıflatmak, DAIŞ'ı ise rahatlatmak istiyor. Bizim DAIŞ'e karşı savaşmamızı Türk devleti istemiyor. AKP ve DAIŞ ideolojik olarak akrabalar. Dünya'ya 'DAIŞ'e karşı savaşıyorum' mesajı vermek istiyor ama kimse buna inanmıyor. Herkes bunların DAIŞ ile neler yaptığını biliyor.
Özellikle Tel Abyad özgürlüğünden sonra hedefta Cerablus ve Rakka vardı. Rakka düşerse DAIŞ biter. AKP bunu bildiği için hemen müdahale etti ve YPG'nin Fırat'ın diğer tarafına geçmesini engellemeye çalışıyor. DAIŞ ile anlaşmaları var. Bize saldırarak DAIŞ'i korumak istiyor."

'BEDELİNİ ÇOK AĞIR ÖDEYECEKLER'

AKP'nin 24 Temmuz saldırılarıyla tarihinin en büyük hatasını yaptığını belirten Karayılan, "Erdoğan kumar oynuyor. Devlet heyeti üç aydır İmralı'da Başkan Apo ile görüşüyor. Başkan Apo'ya geri adım attırmak istiyorlar. Ama Başkan Apo direniyor. Bu bir irade savaşıdır. Bizi zayıflatıp İmralı'da Başkan Apo'dan taviz koparmak istiyorlar. Bizi de teslim almak istiyorlar. Ama biz acemi değiliz. Biz bir irade savaşı veriyoruz, tecrübemiz var ve ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Onlar, bize saldırarak büyük hata yaptılar. Başkan Apo'nun çözüm için verdiği emeği hiçe saydılar. Ve bunun bedelini çok ağır ödeyecekler" diye konuştu.

'19 GÜNLÜK SAVAŞTA TÜRK ORDUSUNUN 250'DEN FAZLA KAYBI VAR'

Türk devletinin gerilla alanlarına yönelik saldırılarına ilişkin bilgi veren Karayılan  "Tek kelimeyle diyebilirimki; saldırıları fiyaskodur. İşte bir gecede 400 noktayı vurduklarınıhı söylüyorlar. Bizim şimdiye kadar Medya Savunma Alanlarında 11, Bakur Kurdistan'da 11 arkadaşımız şehit oldu, ki bu arkadaşların çoğu fedai. Ve Zergele köyünde 8 sivil insanımızı şehit ettiler. Toplam 30 şehidimiz var, bir o kadar yaralımız. Ama Türk devleti kendi kayıplarını saklıyor. Biz öldürme meraklısı değiliz ama elimizdeki belgelerde göre bu 19 günlük savaşta 250'den fazla kayıpları var. Sadece 24 kayıp açıkladır, yalan söylüyorlar" dedi.

BİZE KARŞI BİR SALDIRI VAR
Şimdiye kadar devam eden savaşın savunma savaşı olduğunu söyleyen Karayılan, ateşkes çağrılarına da cevap verdi:
"Bize karşı bir saldırı var. Karşı taraf "sizi imha ederim" diyor. Biz kendimizi savunuyoruz. Bizim savaşımız planlı ve kontrollü devam ediyor. Şunu belirtmem gerekiyor; Biz daha savaş planını devreye koymuş değiliz. Sadece misilleme eylemi yapıyoruz. Tabiki burada neler yapacağımızı anlatacak durumda değilim. Ama şunu söylemeliyim ki; bize yaptıkları bu saldırının hesabını çok ağır ödeyecekler. Bize ateşkes çağrısı yapan tüm kurumlara ve ilgili güçlere, başta Amerika'ya şunları söylemek istiyorum; savaşı başlatan biz değiliz. İşte Erdoğan açıkladı, "son kişi kalana kadar devam ederiz" diyor. Biz çözüm için direniyoruz. Eğer samimi ve ciddi bir müzakere süreci başlarsa biz buna hazırız. Bunun için öncelikle, Önder Apo'nun müzakere edebilmesi için şartlarının düzeltilmesi gerekiyor. Mandella gibi özgür koşullarda müzakere edebilmesi lazım. Karşılıklı resmi, tahkim edilmiş ateşkes gerekiyor. Ve bu süreci izlemek için bir komitenin kurulması gerekiyor. İzleme heyeti o zaman kimin savaşı başlattığını takip edecektir. Ama yok eskisi gibi 'ateşkes ilan edin sonra bakarız' türünde bir sürecin anlamı yoktur."
Çözüm ve ateşkes için yapılan çağrılara değer verdiklerini belirten Karayılan, Erdoğan'ın barış çağrılarını reddettiğini, ve çözüm olacaksa öncelikle basıncın Ankara'ya olması gerektiğini vurguladı.

'HALK KENDİNİ SAVUNMALI'

Halka yönelik saldırıları da değerlendiren Karayılan; "halk kendini savunmalı. Gerilla gelsin bizi korusun dememeli. Gerilla misilleme eylemleriyle sizi korur. Ama sizde kendinizi koruyun. On bin kişi kendini koruyabilir. Gerilla şehirde değil dağdadır. Sadece Silopi'deki katliama misilleme amacıyla bir grup uzman gerilla girip bir eylem yaptı, 6 özel tim öldürüldü. Onun dışında gerilla şehirde yoktur. Halk polisleri kendi mahallesine, sokağına sokmasın. Çünkü polis gelip orada katliam yapıyor, çocukları öldürüyor" şeklinde konuştu.
Pozantı ve İstanbul Sultanbeyli'deki fedai eylemlerini değerlendiren Karayılan, '"Ölümsüzler Taburu'na bağlı birimlerle günlük iletişimimiz yok. Ama o tür eylemlerin olmaması lazım. Eylemler, sonuç almak ve kendini feda etmek üzerine planlanmamalı. Eylemler sonuç almak ve oradan sağlam çıkmak üzerine planlanmalı. Tabii Ölümsüzler Taburu çok farklı düzeyde fedailerden oluşuyor" dedi.