Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Selma Irmak, Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı 10 maddelik "Terörle Mücadele ve Rehabilitasyon Eylem Planı"nı değerlendirdi.
Irmak, plan için '8 aydır devam eden savaşın bir devamı' diyerek, şunları belirtti: "Savaşın daha da derinleştirilmesi anlamına geliyor" dedi. "Master Planı"nın 1925'te Şark Islahat Planı'nın güncellenmiş hali olduğunu belirten Irmak, o dönemde de Kürtlerin katledilip ardından yerlerinden ve yurtlarından sürüldüklerini hatırlatarak, "Ardından da çok sıkı bir asimilasyon politikası uygulanıyor. Bu planla devlete biat etmeleri sağlanıyor. Şimdi burada çıkardığımız sonuç da böyle bir durumdur."
'İRADESİZLER MUHATAP YAPILMAK İSTENİYOR'
Söz konusu planın, Kürtlerin statü, temel hak ve özgürlük ile demokratik taleplerine verilen geleneksel bir cevap olduğuna vurgu yapan Irmak, devletin geleneksel kodlarını yeniden devreye koyduğunu ve AKP nezdinde devletin şiddet ve güvenlik eksenli politikalarına tekrar döndüğünü söyledi. Irmak, Davutoğlu ve hükümetinin çok istikrarsız bir tutum izlediğini söylerken, "Bir yandan çözüm sürecinin devam edeceğini söylerken, bir yandan da Sur, Cizre ve Silopi'de sivil yurttaşlar öldürülüyor" diye ekledi.
Davutoğlu'nun 'muhatap' tartışmasına da değinen Irmak, şöyle konuştu: "Şimdi bu başka bir çelişki. Hani derler ya; sen helva yapacaksın ama ne un var, ne yağ ve ne de şeker var. Ama sen helva yapacaksın. Peki, nasıl yapacaksın? Böyle bir şey mümkün değil. Kürtsüz, Kürt sorununu çözmenin imkansız olduğu defalarca görüldü. Bir kez daha denenecek öyle anlaşılıyor. Yeniden bir muhatap yaratılmaya çalışılıyor. Kürtlerin sorunlarını çözmek üzere, onların dışında ve onların iradesi olmayan birilerinin muhatap yapılması hedefleniyor. Bu zaman kaybından başka hiçbir şey değildir."
'KAMU DÜZENİ BU MU?'
"Master Planı"nda yer alan "kamu düzeni inşası" maddesine vurgu yapan Irmak, şunları ifade etti: "Kamu düzeni denilen uygulamayı gördük. Tankların, topların, askerin ve bordro bereliler ile özel harekatın mahallelere sokulması ve ülkenin bir bölümünün savaş alanına çevrilmesi, yurttaşların bir bölümünün düşman olarak tespit edilmesi ve onun imhasına yönelmesi midir bu kamu düzeni? Yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesi, yüz binlercesinin yerlerinden yurtlarından göç ettirilmesi kamu düzeni bu mudur?"
'AHLAKSIZLIK, VİCDANSIZLIK!'
Irmak, Davutoğlu'nun "Terör saldırıları nedeniyle mağdur olan yurttaşlara yardımlar yapılacaktır" sözlerine de şöyle tepki gösterdi: "Hem ortaya vahşet bir tablo çıkartacaksınız hem de bu vahşet tablosunu iyileştirecek bir melek rolüne soyunacaksınız. Sanırım bu ahlaksızlığın, vicdansızlığın ve hukuksuzluğun dip noktasıdır. Buna hiç kimse inanmaz. Önce öldüreceksiniz, sonra da öldürdüğün insanların yakınlarıyla beraber yas tutacaksın."
ABD İŞGALİ ÖRNEĞİ
Irmak, ABD'nin 2000'li yıllarda Irak'ı işgal edip, oradaki birçok insanı katletmesini ve ardından o bölgeyi "özgürleştirme" çabasına girmesini örnek gösterdi. Davutoğlu'nun "Master Planı"na ve onun merhametine ihtiyaç duymadıklarını aktaran Irmak, Kürt halkının bunlara ihtiyacı olmadığını ve halkın kendi yaşamlarını kurabilecek güçte olduğunu söyledi. Irmak, "AKP ve hükümeti, gölge etmesin başka ihsan istemez" dedi.
Irmak, Davutoğlu'nun "Millet ile devlet arasındaki farklar kalkacak ve insan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz" sözlerine de vurgu yaparak, hükümetin bu sözle zaten insan merkezli olmadığını kanıtladığını söyledi.
'CİZRE' ÇAĞRISI
DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, Davutoğlu'na şu çağrıda da bulundu: "Eğer insan odaklı bir devlet anlayışını yerleştirmek istiyorlarsa önce Cizre'de bodrum katında kendilerinden 8 gündür haber alınamayan yurttaşlara ulaşılsın ve onlara ambulans göndersin. 9 insan yanarak hayatını kaybetti. Onlar insan değil mi? Onların samimiyetine inanmamızı istiyorlarsa o insanları kurtarsınlar."