Kürdistan’da yaptığı araştırma haberleri ile tanınan ve Amed’in Sur ilçesinde uzun süre yaşayan Hollandalı gazeteci Fredike Geerdink, Kürtlerin verdiği mücadele sonucunda Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı zor durumda bıraktığını aktararak, “Kürtler Erdoğan’ın en kötü kabusu” olarak yorumladı. ANF’nin sorularını yanıtlayan Geerdink, yeniden Sur ilçesine dönmek için çaba sarf ettiğini söyledi.
Uzun dönem Kürdistan’da gazetecilik yapan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, “Örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle ikamet ettiği Amed’in Sur ilçesinden Türk devlet yetkilileri tarafından sınır dışı edilmişti. Yıllarca Amed’in yoksul ve örgütlü toplumun yaşadığı Suriçi’nde yaşamayı tercih eden Geerdink, statüsüz yaşamanın karşısında mücadele eden Kürtlerin coğrafyasına geri döneceğini söylüyor. Suriçi, Kürtler dışında diğer farklı inanç ve kültürlerinin de korunaklı bir kenti olduğunu sözlerine ekleyen Geerdink, Kürtlerin verdiği mücadelenin dış basındaki yansımasını, sınır dışı edilme sebebi ve Suriçi’nde verilen direnişi konuştuk.
Bugün sınır dışı edilmeseydiniz Suriçi’nde olan direnişi takip etme şansınız olurdu ama Türkiye’de kalmanız artık sakıncalı görülmüştü…
Bugün Amed'te olsaydım Sur'da yaşananları kesinlikle takip ediyor olacaktım! Bazen kendime soruyorum: Eylül ayında canlı kalkan grubuyla gitmemiş olsaydım belki sınır dışı edilmezdim. Ama artık böyle düşünmüyorum. Beni istemediler, Eylül’de sınır dışı etme kararını vermeselerdi yine Ekim ya da, Kasım ayında yaparlardı. Bunu biliyorum, gerçekleri kamuoyuyla paylaşılmasını engellemek için Türk devleti orada hiç yabancı gazetecileri istemiyor. Şimdi Hollanda’dayım ve her an haber takip ediyorum. Twitter'da, radyoda ve gazetelerde yapabildiğim kadar Kürdistan’da olan bitenleri paylaşıyorum.
Oradaki direnişi sürdüren gençlerin talepleri yeterince genel kamuoyuyla paylaşıldığına inanıyor musunuz?
Dünya kamuoyunda da Kürdistan’da olan bitenden haberdar, ancak Türkiye’nin batısında halkı kendi medyası ile tamamen uyuşturulmuş. Batıdaki halk, olan bitenleri objektif göremiyor. Çünkü Türk devleti bunu çok iyi yapıyor. Devlet, Kürdistan’daki savaşın sürmesini istediği için durdurmuyor. Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılırsa zaten ortam sakinleşir, ama devlet ortamın sakinleşmesinden yana olmadığı için özerkliği ‘bölücülük’ olarak nitelendiriyor. Devlet şu an PKK’yi bitireceğini söylese de kendileri bile buna inanmıyor, ama inanan bir kesim var o da Türklerdir. Türklere bu konuda objektif olarak aydınlatılmadığı için haksızlığa uğruyor. Türk devleti halkına sürekli yalan söylüyor.
Tanklarla dövülen bu kadim kent ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Ağlıyorum, sadece Kürtleri öldürmek istemiyorlar, sadece Suriçilileri zorla göç etmek istemiyorlar, Sur'un tarihini yok etmek istiyorlar. Sur'un tarihi sadece Kürtlerin tarihi değil, kültürlü, çok dinli, çok dilli bir tarihi orada yatıyor. Devlet çök kültürlüğü hiç kabul etmedi ve etmeyecek.
Ama şimdi Suriçililieri TOKİ'ye gitmesi için özel çaba gösteren AKP hükümeti var. Ve Suriçi İstanbul'un Sultanahmet’i gibi olacak? Bu iğrenç bir şey gerçekten. Diyarbakır, Sur, Kürdistan’ın kalbi, bunu yok etmek çok büyük bir suçtur. Geceleri düşünüyorum; Amed'e geri dönersem (ve bir gün geri döneceğim!) Sur nasıl görünecek? Esnaflar hala var mı? Hala orada alışveriş yapabilir miyim, Suriçi’nde hala yolumu kaybedebilirim? Ve kaybedersem Suriçililier bana yardım edecek mi, yolumu bulmak? Lütfen, Suriçi'ni koruyun!
Gördüğünüz, tanıştığınız Kürtler bu saatten sonra Türkiye'de kimliksiz yaşamayı kabul eder mi? gözleminiz nedir?
Kesinlikle bunu kabul edemez. Kürtler kazanacak çünkü Kürtler haklı. Haklarınız var, uluslararası hukuk da bunu kabul eder. Ne zaman belli değil ama kazanacaksınız.
Sizce dağlarda bulunan PKK ya da kentlerde öz yönetim ilanında bulunan Kürtleri bu yöntemle bastırabilir mi?
Söylediğim gibi, Kürt halkının hakları var, öz yönetim de bir hak. PKK'nin silahları tabii ki zayıf ama halk PKK'nin arkasında.
Öncelikli kimlik sorunu için tüm alanlarda mücadele eden Kürtler, geçmiş başkaldırılarda bastırıldığı gibi bu kez de Türk devleti bunu başarır mı?
Hayır, Erdogan PKK'yi zayıflamak istiyor ve böylelikle YPG'yi de zayıflamak istiyor, ama belki şimdi daha fazla genç dağlara gidiyor. Bence bu şekilde PKK daha güçlü oluyor. Zaten PKK'nin arkasında milyonlarca bir halk var, halk haklarını bilip mücadele ediyor. Halk çok güçlü ve çok saygı duyuyorum.
Ortadoğu'da Kürtsüz bir çözüm arayışı sizce mümkün müdür?
Tabii ki değil. Erdoğan da bunu kabul etmesi lazım. Ama Kürtler Erdoğan’ın en kötü kabustur. 40 milyon Kürt var, 4 önemli ülkede yaşıyorlar, sadece Kürtler demokrasi için, herkes için mücadele ediyor, Ortadoğu’da Kürtsüz bir çözüm olmaz, ama daha güçlü söylemek istiyorum: Ortadoğu’nun tamamının bile Kürtleri ihtiyacı var.
Kürtler, önderi olarak kabul ettiği Abdullah Öcalan dışında çözüm arayışında olan AKP, sizce bununla neyi hedeflemek istiyor?
AKP çözüm istemiyor, bu belli zaten. O yüzden Öcalan tecrit altında…
Türkiye'de gazeteciler üzerindeki baskıya dönük dış basın nasıl değerlendiriyor?
Türkiye’de basın özgürlüğü yok, herkes biliyor, ama Erdoğan bunu başlatmadı, bunun bilinmesi lazım. TC'de asla basın özgürlüğü olmamıştır. Erdoğan biraz daha da basının özgürlüğünü kısıtladı. O yüzden bence Erdoğan ile bir Türkiye'de basın özgülük olmayacak. Sadece sistem tümden değiştirse gerçek demokrasi olabilir ve sadece gerçek demokraside basın özgür olabilir.
Sur'daki direnişçi gençlerin teslim olmayacağı bilinmekte ancak diğer yandan tanklar şehre inmiş, siz Sur'daki direnişi nasıl ele alıyorsunuz?
Kürtler ve Kürdistan, Kürtlerin toprağı değil mi? Gitmesi gereken varsa o yüzden, askerlerin gitmesi lazım, TC polisinin gitmesi lazım. Özerklik, öz yönetim gelirse - ve bu sistem gelecek bir gün, bunu kaçınılmaz - zaten devlet güçlerinin Kürdistan’da hiç işi yok, emaneten olarak duruyor. O yüzden YDGH değil, TC güçleri gitmesi lazım. Onlar Türkiye'nin sınırlarını sadece koruyabilir gelecekte, ama Kürtleri savunamaz, bunu gördük, zaten 1923'ten önce gördük, 1850'den sonrası gibi.
Amed'i özlüyor musunuz? Amed'te yapmak isteyip de yapamadığınız bir şey var mı? Amed ile bütünleştiğiniz yanlarınız da oldu. Bu konuda söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Of, çok özlüyorum, gazeteciyim, insan haklarına saygı duyuyorum ve Kürtlerin direnişine saygı duyuyorum. Silvan'da çekilen bir videoyu gördüm, askerler Silvan'ı terk etti ve siviller onlara hiç dokunmadı ve yaşlı bir adam, genç bir askeri korudu bile. O yüzden Kürtlerin direnişine saygı duyuyorum: Kürtler söylediklerini yapıyor, insanlığı saygı duyuyor. Zaten biliyordum tabii ki ve bunu dünya ile paylaşmak istiyordum. Türkiye'de terörizm soru yok (ama tabii ki şimdi tekrar devlet terörü görüyoruz) Türkiye'de insan hakları soru var. Bunu herkes bilmesi lazım bence. Amed'i çok özlüyorum. Bedenim Hollanda'da, kalbimi, aklımı Kürdistan'da bıraktım. Orada olan bitenleri çok yakından takip ediyorum ve Hollanda'da dışarıya gidersem şaşırıyorum hala: Ah, tabii ki, Hollanda'dayım, ama gerçekten! Geri döneceğim, avukatım (Ramazan Demir) çalışıyor. Söz Kürdistan’a tekrar döneceğim.