Hizbi Zehmetkêşan: Kuzey'e sahip çıkmak ulusal bir görevdir

Hızbi Zehmetkêşani Kürdistan Merkez Komite üyesi Hawrê Hesen, Erdoğan ve Türk devleti Kuzey Kürdistan'da açıktan bir katliam yürüttüğünü belirterek, “Bu katliama karşı durmak tüm Kürtler için ulusal bir görevdir” dedi.

Hızbi Zehmetkêşani Kürdistan Merkez Komite üyesi Hawrê Hesen, Erdoğan ve Türk devleti Kuzey Kürdistan'da açıktan bir katliam yürüttüğünü belirterek, “Bu katliama karşı durmak tüm Kürtler için ulusal bir görevdir. Herkes Kobanê direniş ruhuyla bu katliama karşı mücadele etmelidir” dedi.

Türk devletinin Kuzey Kürdistan’daki soykırım saldırılarını ANF’ye değerlendiren Hızbi Zehmetkêşani Kurdistan Merkez Komite üyesi Hawrê Hesen, bu katliamların inkar siyasetinin sonucunda ortaya çıktığını söyledi. Türk deletinin hiçbir zaman Kürt sorununun çözümünde samimi olmadığını da kaydeden Hesen, “Tarihsel olarak da öyle bir siyaseti hiç olmamıştır” diye konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1993 yılından bu yana defalarca ateşkes yaparak sorunu çözmek istediğine dikkat çeken Hesen, “Türk devleti buna karşı hep soykırım dayattı. AKP hükümetleri de bu siyaseti daha sinsi bir şekilde sürdürdüler” dedi. Hesen, diyalog sürecinde Türkiye’de demokrasi cephesinin güçlendiğini görünce AKP’nin yeniden savaş başlattığını da sözlerine ekledi.

‘DÜNYA KÜRT KATLİAMINA SESSİZ KALARAK ORTAK OLUYOR’

Türk devletinin Kürtlerin mezarlarını dahi bombaladığını kaydeden Hesen şunlara dikkat çekti: “Cenazeleri günlerce sokaklarda bekletiyor, halkın şehitlerini defnetmesine izin vermiyor, cenazeler askeri araçların arkasına bağlanarak yerlerde sürükleniyor, kadın, çocuk, yaşlı ve genç demeden keskin nişancılar ve topların hedefi yapılıyor. Kürt halkı bu saldırılar karşısında şehirlerini savunuyor. Ancak tüm vahşet dünyanın gözü önünde yapılıyor ve kimse tepki göstermiyor. Tabi bu sessizlik oldukça düşündürücüdür. Buna sessiz kalmak onaylamaktır, destek vermektir. Dolayısıyla suça ortak olmaktır.”

SOYKIRIMA KARŞI ULUSAL BİRLİK GELİŞTİRİLMELİ

Türk devletinin Kürtleri soykırımdan geçirerek, Ortadoğu’da Sünni bloğu içinde yer alıp mezhep savaşını körükleyerek hegemonya peşinde koştuğunu belirten Hesen, Kürtlerin de bu gelişmeler karşısında iç birliğini acilen sağlaması gerektiğini ifade etti.

Türk devletinin Sünni bloğun içinde yer alarak dengeleri kendi lehine çevirmeye çalıştığını belirten Hesen, “Rusya’nın alana gelmesi onu bu konuda daha hızlı hareket etmeye götürdü. Tabii buna karşı Kürtler de kendi iç birliğini sağlayıp düşmanlarına karşı böyle mücadele vermelidir. Arap, Fars ve Türk devletleri Kürtleri zaten düşman olarak görüyorlar. Sykes- Picot Antlaşması ile 4 parçaya bölünmemizde etkili rol oynadılar. Bir daha bunun tekrarlanmaması için Kobenê’de olduğu gibi Kürt halkı görkemli bir direnişi her yerde geliştirmelidir” diye konuştu.

‘KATLİAMLARA SESSİZ KALIRSAK TARİH BİZİ YARGILAR’

Kuzey Kürdistan’da yaşanan soykırım karşısında Kürtlerin onurlu bir mücadele verdiğini de belirten Hawrê Hesen, Güney Kürdistan’ın buna karşı yeterince duyarlı olmamasını ise şöyle değerlendirdi:

“Maalesef Güney Kürdistan halkı çok büyük krizler ile yüz yüze bırakıldı. Siyasi kriz kendisiyle ekonomik kriz getirdi. Aylardır memurlar maaşlarını alamıyorlar. Toplum yaratılan krizler ile canından bezdirildi. Dolayısıyla toplum iç sorunlarına hapsedilerek diğer parçalardan koparıldı. Oysa Güney Kürdistan halkı sömürgeciliğe karşı en çok mücadele eden Kürdistan parçalarından biridir ve bu uğurda on binlerce bedel vermiştir. Tabi bence bugünkü krizli durumun yaratılması da tesadüf değildir. Susturulmak, etkisiz kılınmak için bu krizler bilerek geliştirildi. Başkanlık krizi, ekonomik kriz yaratarak toplumu teslim aldılar. Yeni bir Sykes-Picot, Lozan yaratmak istiyorlar. Onun için de sistemli bir politika yürütüyorlar.”

Yaşananlara karşı parlamentoyu sessiz kalmakla eleştiren Hesen, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin örgütlenerek bu katliama karşı durmaya çağırdı.

Hükümet ve parlamentonun zaten işlemez durumda olduğu için işin siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına düştüğünü de kaydeden Hesen, “Toplumu kuzeydeki direnişlere ve Türk devletinin katliamlarına karşı duyarlı hale getirecek olan bu kurumlardır. Onun için herkes bir an önce harekete geçerek, bir an önce katliamlara izleyici pozisyonundan çıkmalıdır. Kuzey Kürdistan'da halkımız varlık yokluk mücadelesi verirken bize düşen ulusal birlik ruhuyla sahip çıkmaktır. ‘Kürtleri bitireceğim’, diyen Erdoğan’a Kobanê direniş ruhuyla karşı durmak gerekir. Bu artık ulusal bir görevdir, tarihi bir görevdir. Bu görevi yerine getirmeyen tarih karşısında suçlu durumuna düşecek ve yargılanacaktır” dedi.