Heftanin’de hakikatin izinde yürüyenlere

Heftanin’de direniş ve saldırıların olduğu her yerde haber takibi yapan gazeteciler, cepheden yaşananları, gerillaların direnişini, yaşamlarını her gün yeni bir haberle topluma ulaştırıyor.

Türk ordusunun "Pençe-Kartal Operasyonu" adıyla 16 Haziran’da havadan ve karadan yoğun bir saldırı dalgasıyla başlattığı Heftanin’deki işgal saldırısı gerillanın tarihi direnişine çarpıyor. HPG ve YJA Star gerillaları AKP-MHP’nin işgal hayallerini suya düşürmek için başlattığı direniş de birinci ayında büyüyerek sürüyor.

15 Ağustos Atılımı’nın ardından NATO'nun ikinci büyük gücü olan Türk ordusu tarafından "Sıcak takip" adıyla başlayan ardından "Süpürge", "Çekiç", "Murat" ismini verdikleri onlarca sınır ötesi operasyon gerilla karşısında bugüne kadar bir tek zafer dahi elde edemedi. Hatta "Mehmetçik" her operasyonda evine ağır yenilgi ve çökmüş moralle eli boş döndü.

Türk havuz medyası operasyonun ilk gününde yükseklerden uçan kartal gibi haberler yaparak askerlerinin başarılarını göstermeye dönük yüksek performansı, en fazla iki gün sürdü. İki gün sonra ise tepetaklak yere çakıldı. Bir balon gibi adeta ellerinde patladı yaptıkları haberler, oluşturmak istedikleri algı operasyonu ilk kez bu kadar hezimete uğradı. Bir ayı doldurmak üzere olan işgal operasyonu Türk medyasında, diğer operasyonlar gibi hak ettiği yeri bulamadı.

Güney Kürdistan'ın ne sınır kapısında ne de herhangi bir kentinde Ankara, İstanbul gibi yalan üreten haber merkezlerinden sözde spiker ve muhabirler mobil stüdyolar kurmaya cesaret edemedi. Anadolu Ajansı'nın haber merkezi toplantısında AKP bakanlarının operasyon hakkında algı yaratan toplantılar ise pek işe yaramadı.

Heftanin operasyonunu Efrîn, Serêkaniyê, Girê Sipî işgal saldırılarında Türk medyasının yalancı spiker ve muhabirleri sınıra gidip sözde çatışmaların içindelermiş gibi bir atmosfer oluştururken, günlerce sınırdan haber yapan sunucu ve gazeteciler nedense Heftanin operasyonunda hiç görünmedi. Sadece Türk medyasının yalancılarına bile baksak dahi Heftanin’deki gerillanın direnişinin ne kadar etkili ve sonuç alıcı olduğu hakikati görürüz.

Bu kez sınır ötesi operasyonda "Mehmetçik"lerin yerini İHA, SİHA, F-16, Kobra, havan, top ve adını sayamayacağım son model tüm teknik aldı. "Mehmetçik" olmayınca sözde Türk medyası da artık sahadan sıcak haber giremiyor, "destan"lar yazamıyor. Senaryolar uyduramıyor. Hatta öyle bir hale geldi ki yalana batmış Türk medyası, savaş meydanındaymış gibi muhabirler stüdyoda sanal çatışma ortamındaymış gibi aksiyonlu haber sunuyor. Açıkçası hiç bu kadar düşeceklerini düşünememiştim. ATV muhabirinin stüdyodan yaptığı bu "savaş" haberi rezaletin dibini gösteriyor. Yaptıkları yalan haberlerle çukurun dibine giren bu çamur medyası Heftanin’den unutamayacakları dersler alıyorlar.

Ölen hangi asker, hikayesi nedir, "üç günlük damat", "altı aylık nişanlı", "yeni doğan yetim kalan bebek", "gözü yaşlı anneler", "dul kalan eşler", "silahını kaldıran sevgililer" gibi duygu sömürüsü yapabilecek hikayelerde yazamıyorlar. Çünkü havuz medyasının yalancı sözde muhabir ve sunucularının gidebilecekleri ve haber yapabilecekleri hiçbir nokta yok. Anlaşılan bir hayalet gibi savaşa göre kendini mobilize eden gerillalar, Heftanin direnişinde en çok da havuz medyasının işini zorlaştırdı.

Heftanin’de direniş ve saldırıların olduğu her yerde haber takibi yapan gazeteciler ise cepheden yaşananları, gerillalar direnişi, yaşamları, hazırlıkları, şarkıları, halayları, hikaye ve şiirleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a bağlılıklarını her gün  topluma ve dünya kamuoyuna ulaştırıyor.

En zor şartlarda ama büyük bir moralle çalışan ve hakikatin izini ağır bedelleri göze alarak tarihe not düşürmeye çalışan gazetecilerin emekleri unutulmaz. Bulunduğumuz yerde eğer Heftanin’de ne olduğunu ve heyecan yaratan gerilladaki değişim ve dönüşümü, mevzideki eylemleri öğrenebiliyorsak Gurbeteli Ersöz, Halil Dağ, Kasım Engin gibi hakikat gazeteciliğini miras bırakan, özgür basın gazeteciler sayesindedir. Dağlarda, ovalarda, şehirlerde bir gerilla gibi çalışarak ve yaşayarak, cesur ve kahramanca bu dönemin zorlu sorumluluklarını ve görevini üstlenen gazeteciler var. Onları unutmayalım, tarih bugün onların yazdıklarını not ediyor.

AKP/MHP savaş koalisyonunun büyük umut bağladığı ancak çöküşlerini hızlandıran “Pençe-Kartalı Operasyonu”nda neler olduğunu aynı zamanda Cenga Heftanin’de gerillaların destansı direnişlerini yoğun hava saldırıları altında mevzi mevzi, cephe cephe, dolaşarak savaşçı ve komutanlarla yaptıkları röportajları yazan ve savaş görüntülerini kaydeden, savaşın analizini yazan gazeteciler var oldukça, bilginin en yalın ve en doğru haline ulaşacağımız kesin.