Kara Kuvvetleri Komutanlığı imzalı "Hizmete Özel" ibareli ve "Savcının karşısına çıkmaktan korkmayın, öldürün" talimatını içeren belge kamuoyu tarafından tartışılmaya devam ediyor. Skandal belgeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, devlet güçlerinin Şırnak, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Dargeçit'te abluka ve sıkıyönetim süresi boyunca aralarında 3 aylık Miray bebeğin ve anne karnındaki 7 aylık bebeğin de bulunduğu 77 sivili katlettiğini hatırlatarak, “Bu politikalara baktığımız zaman bu belgede yazılanlar bizleri şaşırtmıyor. Çünkü zaten yapılan şey budur görüyoruz. Sokağa çıkma yasağının başladığı günden beri onlarca yüzlerce sivil katledildi ama tek bir soruşturma açılmadı. Açılan soruşturmalardan da tek bir sonuç alınamayacağını Türkiye tarihinin çeşitli dönemlerdeki benzer uygulamalarından gayet iyi biliyoruz” dedi.
Hükümetin sınırsız ve kuralsız bir savaş anlayışı ile hareket ettiğinin altını çizen Sancar, siyasal iktidarın jandarma ve polis özel harekat timlerinin ellerini serbest bıraktığını söyledi. 90’lı yıllarda sayısızı faili meçhul ve karanlık cinayete imza atan JİTEM’i hatırlatan Sancar, “90’lı yıllarda JİTEM diye bilinen ve inkar edilen yapının eli serbest bırakılmıştı. Faili meçhuller o politikaların bir sonucuydu. Sayıları 15 ile 17 bin arasında ifade edilen insan bu şekilde katledildi. Bu şekilde sonuç almak istediler ancak sonuç almak bir tarafa Türkiye’nin bütün halklarına büyük bir acıyı miras bıraktılar” diye konuştu.
AKP Hükümetinin yürüttüğü iktidar savaşında en ağır faturanın yoksul halka kesildiğini ifade eden Sancar, 90’lı yıllarda açılan yaraların hala kanamaya devam ettiğini belirterek ifade etti. Sanca şunları söyledi: "PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan çözüm sürecinin açılan yaraların kapanması için hayati bir fırsat olduğunu söyledi. Geçmişte olduğu gibi bu gün de savaş politikalarının eninde sonunda kaybetmeye mahkum olduğunu savunan Sancar, “Biz bu ülkede halkların beraber yaşaması için elimizden gelen her şeyi yapmaya kararlıyız. Bu aynı zamanda sayın Öcalan’ın da en büyük hedefiydi. Çabasını da buna yoğunlaştırmıştı.”
AKP iktidarının tüm yargı organlarını ele geçirdiğini savunan Sancar, işlenen katliamlara dair hiçbir etkin soruşturmanın yürütülmediğini söyledi. Siyasal iktidarların geçici olduğunu da hatırlatan Sancar, suç pratiği içerisinde olan tüm devlet görevlilerini şu sözlerle uyardı: “Bir defa şunu söyleyelim; belki şu an hesap soracak bir yargı mekanizması yok. Fakat Türkiye’de durum böyle devam etmeyecektir. Sadece bu belgenin dağıtılması değil daha pek çok şey hukuksuzdur. Elbette gün gelecek ve tüm hukuksuzlukların hesabı tarafsız bir yargı önünde sorulacaktır” dedi.
İşlenen sivil katliamlar ve sıkıyönetim uygulamasının ‘Savaş suçu’ niteliğinde olduğunu vurgulayan Sancar, “Şu an olanlar insanlığa karşı suç kapsamına giriyor ve hatta savaş suçu kapsamına giriyor. Açık söyleyelim; şu an halka yönelik suç işleyenler, uluslar arası ceza mahkemesi başta olmak üzere başka uluslar arası kuruluşların önünde gideceklerdir” dedi.
Sözlerinin sonunda Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeleri hatırlatan Sancar, katliamlarda parmağı olan herkesin hesap vermesi için gerekli girişimlerde bulunduklarını söyledi.