HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Cizre'deki 'vahşet bodrumu'ndaki yaralı ve cenazelere ilişkin açıklama yaptı.
"Vahşet bodrumundaki yurttaşlarımızla beş buçuk günü aşkın bir süredir herhangi bir temasımız ve irtibatımız yoktur. Dün akşamdan beri hükümet ve devlet yetkilileri nezdinde yapmış olduğumuz görüşmelerden sonra heyetimize Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla yarın (Perşembe) bölgeye sağlık ekiplerinin gönderileceği, yaralı ve cenazelerin hastaneye nakledileceği bilgisi iletilmiştir" denilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
'HÜKÜMET ALGI OPERASYONU YAPTI'
"Bugün öğle saatlerinde belediyede hazır bulunan sağlık ekibi belediye ambulansıyla, binanın bulunduğu bölgeye 150-200 metre uzaklığa gidecek şekilde intikal etmiştir. Belediye ambulansının yanı sıra Sağlık Bakanlığı'na bağlı iki ambulansın da hazır bulunduğu bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Ambulanslar bir saati aşkın bir süre herhangi bir silah ya da patlama sesi olmamasına rağmen bulundukları yerde bekletilmiş, 'vahşet bodrumu'nun bulunduğu binaya sağlık ekiplerinin gidişine izin verilmemiştir. Daha sonra binanın bulunduğu sokağa yakın bir yerde konumlanan tanktan mahalle içerisine top atışları başlamıştır. İçişleri Bakanı ve Bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde tank atışının kesileceği yönünde bilgiler heyetimize aktarılmış olmasına rağmen üç saat boyunca mevcut tanktan mahalle içine doğru top atışlarına devam edilmiştir. Bu süre içerisinde sağlık ekiplerinin 'vahşet bodrumu'nun bulunduğu binaya geçişlerine de izin verilmemiştir. Daha önceki girişimlerden farklı olarak bugün ambulansların bulunduğu bölgeye basın emekçilerinin götürüldüğü, bu bekleme süresi içerisinde olay yerine intikal ediyormuş görüntüsü veren ambulansların basın emekçileri tarafından çekildiği, aynı anda binaya yönelik yaralıların alınacağına dair anonslar yapıldığı, basın emekçilerinin çekimi bittikten hemen sonra da ambulansların geri çekildiği bilgisi heyetimize ulaşmıştır. Saat 15:00 sularında heyetimizi arayan Bakanlık yetkilileri de bölgede sıcak çatışmanın olduğu bilgisini heyetimize aktarmış, bu nedenle de çalışmaların sonlandırılacağı, ambulansların Dörtyol bölgesine geri gönderileceğini ifade etmişlerdir."
Açıklamanın devamında, "Heyetimiz bugünkü çalışmaların yaralı ve cenazeleri hastaneye nakletme sonucundan çok, dezenformasyona dayalı yeni bir algı operasyonu için basına servis edilen bir çalışma yürütüldüğü izlenimini edinmiştir" denilerek, şöyle devam edildi: "Bu dezenformasyon arayışına karşı kamuoyunu şimdiden uyarıyoruz... İlk günden itibaren hükümet ve devlet yetkililerinin samimiyetsiz yaklaşımlarının altındaki nedenin 'vahşet bodrumu' ile ilgili gerçekleri kamuoyundan gizlemek, yaşanan bu insanlık trajedisini gündemden düşürmek, bir çaba içerisindeymiş algısı yaratarak kendini aklamaya çalışmak ve yaşananların sorumluluğundan sıyrılmak olduğu kanaatindeyiz. Kamuoyunun bilmesi gereken en önemli hususun bu dezenformasyon girişimlerine karşı tek gerçeğin 'vahşet bodrumu'ndaki yaralı ve cenazelerin on üç gündür alınmaması, son beş gündür de kendileri ile herhangi bir temasın sağlanmamış olması gerçeğidir."
'DERHAL AÇIKLASINLAR'
Başbakan ve İçişleri Bakanı'nın, derhal yaralı ve cenazelerin hastaneye neden nakledilmediğini açıklamasını isteyen HDP'li vekiller, "Başbakan’ın talimatlarına rağmen Cizre’nin en büyük ana caddesine iki yüz metre uzaklıkta bulunan binadan yaralı ve cenazelerin taşınmıyor olması Ankara’da ve Cizre’de iki ayrı devlet aygıtının olduğu kanaatini uyandırmıştır. Eğer böyle değilse, ya Başbakan ve hükümet heyetimize aktardığı görüş ve bilgilerde samimi değildir, Cizre’deki yerel devlet aygıtı ile danışıklı dövüş içerisindedir ya da ortada Başbakan ve hükümetin bir devlet açısından açıklaması gereken son derece vahim bir durum söz konusudur" diye kaydetti.
HDP'li Baluken, Beştaş ve Baydemir, açıklamalarının sonunda, şunları belirtti: "Tüm bu gelişmelere ve yaşananlara rağmen bizler parti olarak 'vahşet bodrumu'ndaki bu insanlık trajedisi ortadan kalkıncaya kadar çalışma ve temaslarımıza devam edeceğiz. Bu konuda iç ve dış kamuoyunda duyarlılık ve net tutumlar geliştirilmesi beklentimizi bir kez daha bütün aciliyetiyle hatırlatır, bu insanlık suçunun bir an önce kaldırılması gerektiği çağrısını yinelemek isteriz."