HDK: Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın; kuşatmaya son verilsin

HDK, Türkiye'de insan haklarının AKP ve Erdoğan'ın saldırıları altında olduğunu belirtti. Kürdistan'da sivillerin katledilmesine, kadın ve iş cinayetleri ile cezaevlerindeki ihlallere tepki gösteren HDK, Öcalan'a tecridin sona ermesini istedi.

HDK Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle açıklama yaptı.

"İnsan hakları ve hukuk devleti kazanımları AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saldırıları altında" vurgusunda bulunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

'HER EV BİR CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR!'

"Çözüm ve müzakere sürecinin 30 Ekim 2014 MGK toplantısında alınan savaş kararı uyarınca Erdoğan’ın talimatıyla çökertilmesi ve 7 Haziran seçimlerinin ardından başlatılan darbeyle Türkiye, yurttaşların özgürlükleri ve yaşam haklarının özel harekât birliklerinin keyif ve insafına bırakıldığı, temel hakların tümünün her gün sistematik olarak çiğnendiği bir diktatörlüğe doğru dolu dizgin yol almaya başladı. Savaş ve insan hakları ihlallerinin hedefindeki Kürt halkı 7 Haziran’dan bu yana 160’tan fazla sivili “iç güvenlik” operasyonlarına kurban verdi. Nusaybin, Cizre, Silvan, Derik, Sur başta olmak üzere Kürdistan’ın birçok ilçesinin ağır silahlarla kuşatıldığı, ibadethanelerin dahi hedef alındığı bir yıkım altında, her evin bir cezaevine dönüştürüldüğü günlerden geçiyoruz."

Açıklamada, Türkiye'nin, 67. yıl dönümü olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni imzalamasına rağmen, halklarına ve dünyaya verdiği sözleri 67 yıldır inkâr ettiğine dikkat çekildi.

'SİVİLLER ÖLDÜRÜLÜYOR; KADINLARIN ÖLÜ BEDENLERİ MEYDANLARA ATILIYOR!'

"Sadece Suruç ve Ankara Barış Mitingi katliamlarıyla Temmuz’dan bu yana saldırılarda hayatını kaybeden sivillerin sayısı 130’un üzerinde. İnsan hakları savunucuları kameraların gözü önünde ensesinden kurşunlanarak öldürülüyor. Yaşayanlar kadar ölüler de bu şiddetin hedefinde. İsyan ettikleri gerekçesiyle öldürülenler polis araçlarına bağlanarak sürükleniyor, kadınların ölü bedenleri çırılçıplak soyularak meydanlara atılıyor, anneler öldürülen çocuklarını gömme hakkından bile mahrum, buzluktaki ölüleriyle aynı evde günlerce mahsur tutuluyor" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, gerçekleri yazan basına yönelik saldırılara da şöyle değinildi: "Halkın haber alma hakkı adına gerçeğin peşine düşen gazeteciler tutuklanıyor. AKP propagandası dışında her tür muhalif yayın cezalandırılıyor, kovuşturmaya uğruyor. 30’a yakın gazeteci halen tutuklu, 2015’te erişime engellenen internet sitesi sayısı 100 binin üzerinde. Onlarca öğrenci Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu gerekçe gösterilerek gözaltına alınıyor, tutuklanıyor."

'TUTSAKLAR REHİNE MUAMELESİ GÖRÜYOR'

Cezaevlerinde bulunan 10 bini aşkın siyasi tutsağın “rehine” muamelesi gördüğüne; savaşın şiddeti arttıkça mahpusların üzerindeki baskı ve şiddet de artırıldığına işaret edilen açıklamada, "300’ü ağır olmak üzere 750’nin üzerinde hasta mahpus tedavileri için infazlarına ara verilmediğinden cezaevlerinde ağır ağır öldürülüyor. Çocuklar, cezaevlerinde taciz, tecavüz ve kötü muamele altında tutulurken hiçbir köklü ve kalıcı önlem alınmıyor" denildi.

KADIN VE İŞ CİNAYETLERİ

Açıklamada, çalışma yaşamındeki hak ihlalleri ve kadına yönelik şiddet üzerine ise şunlar belirtildi:

"Çalışma haklarına ilişkin onlarca BM sözleşmesi ve İLO kararına karşın esnek üretim, güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma ve performans dayatmalarıyla çalışma koşulları acımasızca ağırlaşmaya devam ediyor. Sağlık ve iş güvenliği açısından etkin denetim mekanizmalarının işletilmemesinin yol açtığı iş cinayetleri ve meslek hastalıkları işçilerin sağlıklı yaşam haklarını ellerinden alıyor. Sadece 2015’te iş cinayetlerinde en az 1317 işçi hayatını kaybetti.

Kadınlara yönelik şiddet ve kadın haklarına dair sözleşmeler rafta dururken kadınlar AKP iktidarlarında dizginlenemez bir erkek şiddetinin kurbanı olmaya devam ediyor. Yalnızca 2015’te 280’den fazla kadın erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi, 130’dan fazla kadın ise taciz ve tecavüz mağduru oldu."

'ÖCALAN'A TECRİT KALDIRILMALI; KÜRDİSTAN'DAKİ KUŞATMAYA SON VERİLMELİ'

HDK Eşsözcüleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride de tepki göstererek, "Hükümeti Sayın Öcalan’a aylardır uygulanan tecridi kaldırarak bir an önce Öcalan ile barış ve müzakere görüşmelerini yeniden başlatmaya; Kürdistan’da kentlere yönelik kuşatma ve katliamlara son vermeye; sivillere yönelik yaşam hakkı ihlallerinin sorumlularını ortaya çıkartarak ağır cezalara çarptırılmalarını sağlamaya çağrıyoruz" ifadelerini kullandı.