Cizre ve Silopi'da katledilenlerin cenazelerine Şırnak Devlet Hastanesi'ndeki zulüm sürerken; söz konusu ilçelerde yaralandıktan sonra Şırnak'a sevk edilen yurttaşlar da hastanede fiili olarak gözaltında tutuluyor. Hastaneyi ablukaya alan polisler, yaralanan yurttaşları kimseyle görüştürmüyor. Polis, hiçbir hukuki dayanağı olmamasına rağmen hastane yönetimine baskı kurarak hiçbir bilgi vermesine izin vermiyor. 

Cizre'de dayısının evine giderken özel harekat polisleri ile korucu olduğu belirtilen bir grup tarafından taranan ve kolundan yaralanan Suat Evşin ile Silopi'nin Cudi Mahallesi'nde devlet güçleri tarafından vurulan Hasan Uysal'ın tedavileri polis gözetiminde sürüyor. Evşin'in babası Muhammed Evşin, tedavinin polis gözetiminde sürdüğünü, kendilerine herhangi bir açıklama yapılmadığını söyledi. 

Hastanede tedavisi süren Uysal ise Silopi'nin Cudi Mahallesi'nde telefonunu şarj etmek için jeneratörün olduğu yere gittiğinde keskin nişancılar tarafından vurulduğunu belirterek, "Beni zor bela çıkardılar. Ambulansla buraya getirdiler. 6 gündür buradayım. Beni buraya getiren arkadaşımı da gözaltına alıp tutuklardılar. Neden tutuklandığını ve nerede olduğunu da bilmiyoruz" dedi. 

Evşin ve Uysal'ın aileleriyle hastanede görüştüğümüz sırada odaya giren polisler söz konusu kişilerin gözaltı kararlarının olduğunu belirterek, herhangi bir bilgi veremeyeceklerini öne sürdüler. Gözaltı kararlarına ilişkin herhangi bir belge göstermeyen polisler, bu durumun Silopi ve Cizre'den gelen herkes için geçerli olduğunu söylediler. 

HASTANE YÖNETİMİ: HİÇBİR YETKİMİZ YOK

Şırnak Devlet Hastanesi'nde polis, ayrıca hastane yönetimi ile başhekimliğin de tüm yetkilerini fiilen devralmış durumda. Hastane morgunda kalan cenazeler ile yaralıların durumunu görüşmek isteğimiz başhekim ve hastane yönetimiyle yaptığımız görüşme sırasında polisin içeriye girerek, başhekimi çağırması ve yaptığı görüşme sonrası başhekimin "Hiçbir şekilde konuşamam. Valilikten izin almalısınız" demesi dikkat çekti. Öte yandan hastane yönetiminden bir yetkilinin de "Olağanüstü durum, abluka altındayız, hiçbir yetkimiz yok" demesi de bölgedeki hastanelerin durumunu bir kez daha gözler önüne serdi.