Hasankeyf’in çobanı ‘baraja karşı’ 17 yıldır rehberlik yapıyor!
Hasankeyf’te 17 yıldır rehberlik yapan Ali Ayhan, ‘Çoban Ali’ tarihi kentin sular altında kalmaması için ilginç yöntemlerle mücadelesini sürdürüyor.
Hasankeyf’te 17 yıldır rehberlik yapan Ali Ayhan, ‘Çoban Ali’ tarihi kentin sular altında kalmaması için ilginç yöntemlerle mücadelesini sürdürüyor.
Hasankeyf’te 17 yıldır rehberlik yapan Ali Ayhan, ‘Çoban Ali’ tarihi kentin sular altında kalmaması için ilginç yöntemlerle mücadelesini sürdürüyor. Çobanlık yaptığı sırada Hasankeyf’e gelen turistlerden İngilizce öğrendikten sonra bu kez, tarihi kentin sular altında kalmaması için turistlere ‘gittiğiniz ülkelerde Hasankeyf’e sahip çıkın’ telkininde bulunuyor.
Tarihi kent Hasankeyf’in güvenlik barajının suları altında kalmaması için verilen tarih ve doğa mücadelesi devam ediyor. ‘Çoban Ali’ olarak bilinen Ali Ayhan, 17 yıldır tarihi kente gelen turistlere rehberlik yapıyor. Gerçek mesleği çobanlık olan Ayhan, koyun güderken karşılaştığı turistlerden İngilizce öğrenmiş. Hem çobanlık hem de rehberlik işini bir arada yapan Ali Ayhan, birçok belgesele konu oluyor.
Toplumda çobanlığın en alt meslek kategorisine konulmasına rağmen kendisini ‘çoban Ali olarak tanıtan Ayhan, Hasankeyf’in tarihçesini bir tarihçi edasıyla ezberinde tutmayı da başarmış. Kendisini tanıtan ve daha sonra Hasankeyf’in tarihçesini kısaca ANF’ye anlatan Ayhan, şunları söyledi: “20 yıldır çobanlık yapıyorum. İngilizce, Kürtçe, Arapça ve Türkçeyi Hasankeyf’te öğrendiğim için rehberlik de yapıyorum. Arkeolojik çalışmalar sonucunda Hasankeyf’in 12 bin yıllık tarihi gün yüzüne çıktı. Ancak son yıllarda kazılan bazı höyüklerde bu tarihin 17 bin yıla dayandığı ortaya çıkıyor. Dicle Nehri kıyısında bulunan bu uygarlık ticaret merkezi olması itibariyle nehir üzerinden Mısır ve Musul’a uzanan bir ticaret yolu olduğu da biliniyor. Burada yaşayan o dönemin insanları hem bu iklimin kuru soğuğuna karşı, hem de sıcaktan korunmak için bu kayalarda mağaralar yaparak yerleşim sorununu çözmüşler diğer yandan bu otantik bir kentin korunması için dik kayanın zirvesinde bir kale inşa etmişler. Zaten eski Hasankeyf’in bulunduğu yerleşim yeri büyük bir dağ kaya üzerinde inşa edilmiş ve etrafındaki kalenin iki kapısı var, o kapılar kapanınca içine girmek tamamen imkansız hale geliyordu. Üst kısımda 500 mağara ve 350 inanç merkezi bulunuyordu. Bundan 40 yıl öncesine kadar 10 bin insan o mağaralarda yaşamını sürdürüyordu.”
Hasankeyf’in sular altında bırakılması kararının 1950’li yıllara dayandığını söyleyen Ayhan, 40 yıl öncesine kadar 10 bin Hasankeyflinin mağaralarda yaşadığını belirtiyor. Dönemin başbakanı olan Süleyman Demirel’in talimatı ile ‘medeniyet’ adı altında mağaraların boşaltıldığını ifade ederek, “Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu dönemde Hasankeyf’te insanların mağarada yaşadığını görüyor. Güya, ‘insanların halen mağarada yaşadığını Avrupalılar görürse rezil oluruz’ sözlerini sarf ettiğini ve bir an önce halkı mağaralardan çıkartılma kararı verilerek günümüzdeki toplu kent siteleri oluşturulup insanlar binlerce yıllık yaşadığı mağara hayatından kopartılıyor. Zaten o günden buyana Hasankeyf’in o kadim kültürü yok olmakla yüz yüze kalıyor. Fakat şimdi anlaşılıyor ki devletin insanları medeniyetle buluşturmak değil, Hasankeyf’i baraj altında bırakma projesiymiş. Zaten ondan birkaç yıl sonra Hasankeyflilerin gündemine baraj konuldu. Onlarca yıldır Hasankeyfliler baraj korkusuyla yaşıyorlar. 40 yıl önce 10 bin nüfusa sahip olan bu tarihi kent, şimdi 3 bin kişi yaşıyor, bunun tek bir nedeni var hem kentin tamamı sit alanı ilan edildi hem de yaşam olanakları bırakılmadı. Oysaki devletin 40 yıl önce yerleşime açtığı şehir inşası sırasında binlerce mağara toprakla dolduruldu, birçok tapınak ve ibadethane dozerlerle dümdüz edilerek betonarme bir kent inşa edildi. Halk şimdi Batman’a yavaş yavaş göç etmeye başlamış. Oysaki Hasankeyf şehir iken, Batman köydü, Hasankeyf imparatorluk iken Mardin, Siirt ve çevre iller ona bağlıydı. İşte Hasankeyf böyle hazin bir kenttir. 17 yıldır baraj yapılmaması için gelen tüm turistlere barajın durdurulması için gittiğiniz ülkelerde dile getirin diyorum. Çünkü binlerce yıllık dünya halkların ortak mirasıdır, bu tarih sadece benim yani Çoban Ali’nin tarihi değildir. Hatta bu tarih sadece Arapların, Kürtlerin, Türklerin tarihi değildir. Burada izleri olun tüm dünya halklarının tarihidir” diye konuştu.