Güney halkı: Türk işgalciliğine karşı tek ses olmalıyız
Türk askerlerinin Güney Kürdistan'daki varlığına ve son olarak Musul’a girmeleri ile ilgili konuşan Güney Kürdistan'ın Germiyan bölgesine bağlı Kelar halkı, Kürtlerin Türk işgalci politikalarına karşı tek ses olmak gerektiğini söyledi.
GULAN AVREL
KERKÜK
Çarşamba, 9 Aralık 2015, 10:59
Türk askerlerinin Güney Kürdistan'daki varlığına ve son olarak Musul’a girmeleri ile ilgili konuşan Güney Kürdistan'ın Germiyan bölgesine bağlı Kelar halkı, Kürtlerin Türk işgalci politikalarına karşı tek ses olmak gerektiğini söyledi.
Türk askerlerinin Güney Kürdistan'a gelmelerinin hiçbir şekilde Kürt halkına hizmet etmediğini, tam aksine Kürtlerin zararına olduğuna vurgu yapan Kelarlılar; “Eğer Türkiye bu kadar Kürt halkının güvenliğini düşünüyorsa, neden en zor günlerinde Kobanê'de Kürt halkının üzerine kapıları kapattı? Neden her gün Kürdistan dağlarını bombalıyor? Kürt halkı ve siyasi temsilcileri bunları unutmadan ortak bir tavrın sahibi olmalıdırlar. Kürtlerin bu güce hiçbir ihtiyacı yoktur” dedi.
Konuya ilişkin ANF’ye konuşan Kelarlıların verdiği mesaj şöyle:
‘TÜRK DEVLETİ HİÇBİR ZAMAN KÜRTLERİN MENFEATİNİ SAVUNMAMIŞTIR’
Ressam Cemal Xettat: Tarihten beri sömürgeci devletler, Kürdistan coğrafyasını işgal ederek, adeta devletlerarası hesaplaşma alanı yaparak, her zaman bir savaş alanı haline getirmişlerdir. Türk askerlerinin Güney Kürdistan toprağına girmesi tehlikeli ve Kürtler için hiçbir kazanımı yoktur. Kelarlı bir aydın olarak Türk askerlerinin Güney Kürdistan toprağına girmesinin bizim kendi yönetimimizin hataları sonucu geliştiğini düşünüyorum. Türk devleti ve diğer sömürgeci devletler hiçbir zaman Kürt halkının menfaatlerini düşünmemiştir. Onun için Türk askerlerinin Musul’a gelmesinin kesinlikle Kürt halkına hiçbir faydası yoktur. Kürtler arasına ayrım yaparak, iyi Kürt kötü Kürt diye sınıflandırarak, Kürtler arası bir kopukluğu geliştirmek istiyor. Hükümet ve siyasi partiler bu soğuk işgale karşı gerekli ortak tutumu almalıdırlar.
‘O GÜÇ KÜRT HALKINA KARŞI BİR GÜÇTÜR’
Karker: Bir yurtsever halk olarak Türk askerlerinin Güney Kürdistan topraklarına girmesini kınıyorum. Hükümete çağrıda bulunuyorum. Türk askerlerini bizim topraklarımızdan çıkarsın. Çünkü o güç Kürt halkına karşı bir güçtür. O güç Kürt kazanımlarına karşı gelmiştir. Kürt kazanımlarına karşı bir tehdittir. Bütün Kürtler bu konuda bir olmalıdır ve Türk askerlerini Güney Kürdistan topraklarından çıkarılmalıdır.
‘KÜRTLERİN BU GÜCE HİÇBİR İHTİYACI YOKTUR’
Germiyan bölgesi Bilim Sanat Derneği Yöneticisi Sadullah Hesen: Eğer kendi tarihimize bakarsak; düşmanlarımızın bize darbe vurduğu zamanlar, bizim kendi içimizde parçalı olduğumuz zamanlardır. Faşist Türk askerlerinin Musul’a getirilmesi de bunu doğruluyor. Türk askerlerinin Musul’a getirilmesinde Kürtlerin hiçbir çıkarını göremiyoruz. Tam tersine Kürtlerin zararınadır. Bütün Kürt siyasi taraflarına çağrıda bulunuyorum; kendilerini geçmiş tarihte yaşanan hatalardan kurtarmışlardır. İlk yapılması gereken bütün Kürt partileri ortak bir bildiri yayınlayarak bu işgalci Türk askerlerini Kürdistan topraklarından atmalıdır. Çünkü Kürtlerin bu güce hiçbir ihtiyacı yoktur. Eğer Türkiye bu kadar Kürt halkının güvenliğini düşünüyorsa neden en zor günlerinde Kobanê'de Kürt halkının üzerine kapıları kapattı? Neden her gün Kürdistan dağlarını bombalıyor? Onun için Kürt halkı ve siyasi temsilcileri bunları unutmadan ortak bir tavrın sahibi olmalıdırlar. Bütün siyasi çelişkiler bir tarafa bırakılarak Türk işgalciliğine karşı tek ses olunmalıdır.
‘HİÇBİR DEVLETİN ASKERİ VARLIĞI KABUL EDİLMEMELİDİR’
Karzan İbrahim: Irak 2003 işgalinin ardından hala kendine gelememiştir. Irak coğrafyasında kirli çıkar planları olanlar istediği gibi hareket edebiliyor ve işgal hareketi başlatabiliyor. Irak sahasında birçok büyük gücün askeri varlıkları söz konusu. Irak artık kendi toprak bütünlüğünü bile savunamayacak bir durumdadır. Güney Kürdistan'da Irak’ın bir parçası olduğu için mevcut durumda bütün büyük devletlerin kapışma alanı olmuş durumdadır. Bu durum önümüzdeki süre zarfında bölgenin normalleşmesi açısından büyük bir tehlikedir. Bu güçleri arasındaki olası bir savaş öyle görünüyor ki Kürdistan toprakları üzerinde gerçekleşecek. Ya da gerçekleştirmek istiyorlar. Kürt halkının temsilini yapan siyasi güçler umarım bu sefer tarihte olduğu gibi kirli anlaşma ve çıkar ilişkilerinin peşine düşmeyip gerçek anlamda Kürt halkının çıkarlarını savunurlar. Sadece Türk askerleri değil diğer güçlerinde Güney Kürdistan topraklarındaki askeri varlıklarına izin verilmemelidir.
‘BÖYLE BİR İŞİ DE ANCAK KDP YAPABİLİRDİ’
Mihemmed Xelil: Bir yurtsever olarak Türk askerlerinin Güney Kürdistan topraklarına girmesini kabul etmediğimi belirtmek istiyorum. Bu gücün öncelikli hedefi Kürt halkının kazanımlarıdır. Kürdistan'ın bir parçasında işgalci olan bir gücü, kendi elinle Kürdistan'ın başka bir parçasına getirmek KDP için büyük bir ayıptır. Böyle bir işi de ancak KDP yapabilirdi. Bu sorun karşısında bütün toplum, Kürt medyası, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler ortak bir tavır alarak bu işgalci gücün kendi topraklarına gitmesi için çalışma yürütmelidir. Bu işgal kendisiyle birlikte büyük bir kaos getirebilir. Türk devleti 1514 te Çaldıran savaşında olduğu gibi kendi sınırlarını ve kazanımlarını genişletmek için savaşını Kürdistan topraklarında yürütmek istiyor. O zaman olduğu gibi yine bir kesim işbirlikçi Kürdü yanına alarak bu stratejisini uygulamak istiyor. Bu oyunlara karşı Kürt hareketleri ve Kürt halkı gerekli mücadeleyi vermelidir. Bu güçler Kürdistan toprağından atılmalıdır. Çünkü bunlar Kürdistan coğrafyasını kirletiyorlar.