Güney Kürdistan'daki ekonomik ve siyasi krize halkın tepkisi sürüyor. Kandil'de peşmergelik yapan Mihemed ile Balayan da yetkililere sorumluluk çağrısında bulundu.

Güney Kürdistan'da ekonomik ve siyasi kriz devam ediyor. Kandil'de yaşayan Adnan Mihemed ve Peşmerge Salih Dola Balayan, krizin derhal çözülmesi gerektiğini, halkın artık dayanacak gücü almadığını belirtti.

'KÜRT HÜKÜMETİNİ DE KAYBEDERİZ!'

Mihemed, Kürdistan’daki siyasal krizin tüm halkta bir endişe sebebi olduğuna dikkat çekerek, "Güney Kürdistan’da partiler arasında bir uzlaşma ve dayanışma var ancak bu halka kazanç olarak yansımıyor. Bugün Kürdistan’da herkesin normal ve iyi bir yaşama ihtiyacı var. Yalnızca bölgemizde değil, tüm dünyada siyasi partiler arasındaki uzlaşma her zaman yoksulların zararına sonuç veriyor" dedi.

"Çağrımız tüm Kürdistan partilerinedir; bu krizi kırın. Bu kriz yalnızca yoksullara değil, tüm Kürtlere zarar verecek düzeydedir. Eğer biz bir ittifak kapısı bulamazsak, kardeş gibi el ele verip çalışmazsak, Kürt devleti değil Kürt hükümetini de kaybedebiliriz, Kürdistan da kalmaz" diyen Mihemed, şunları belirtti:

"Çok önemli bir kriz ile karşı karşıyayız ancak Kürtler zamanında kendine gelmezse daha büyük kriz yoldadır. Kürt halkının ve düşmanlarının da bildiği gibi şimdi ortada bir sonuç oluşmuştur, hem Rojava hem Rojhilat Kürtleri cesaret ve mertlikleri ile bir ürün yarattılar. Yekitiye (YNK), Parti (PDK), PKK ile PYD’ye Yekgirtu ve Komal kardeş olarak bir masada görüşsünler. Çünkü hepimiz Kürdüz. Bunu yapmazlarsa bir gün hepsinin pişman olacağını biliyorum. 

Eğer tüm partiler bir masada güzellikle, dosdoğru ve ihanetten uzak konuşmayı buluşmayı başarırlarsa bu kriz bizim için çok küçüktür. Böyle olursa çabuk atlatabiliriz. Özellikle de ricam, Mesut Barzani’dendir. Çünkü şimdi hükümette çoğunluk onun elindedir. En kısa zamanda bu duruma bir son verin, yürütme ve hükümranlığın büyüğü şimdi onların elindedir. Küçüklüğünden beri cephede peşmerge olanlar olarak ümidimiz vardır."

'MAAŞLARIMIZ ÖDENMİYOR; DAİŞ'LE SAVAŞIRKEN AKLIMIZ ÇOCUĞUMUZDA'

Balayan ise "Cephede halen aktif olan bir peşmerge olarak konuşuyorum" diyerek, ekonomik krize ilişkin tepkisini şöyle dile getirdi: "Binlerce kardeşimle birlikte cephedeyiz, aldığım maaş eski dinar ile 1000 dinardır. Yeni para ile 300000 dinara ev kiralıyorum. Üç aydan bu yana maaşlarımız ödenmedi. Şimdi insanlar, DAİŞ’e karşı nasıl cephedeyken bir taraftan da aklı evinde, ailesinin geçiminde çocuklarında nasıl cepheyi düşünsün?"

'PKK İLE İLGİLİ GERÇEĞİ SÖYLEMEK LAZIM'

"İster Mesut Barzani iktidarda olsun isterse de Celal Talabani gelsin; bu krize bir çözüm bulunsun" diyen Balayan, şöyle devam etti: "Halkın hepsi yüzünü Avrupa’ya döndü, böyle binlerce genç görüyorum. Maden ekonomik kriz var, o kadar petrol Türkiye’ye gidiyor, o petrolün parası nerede? Niye o petrol parasını getirmiyorsun! Türkiye’nin neyi var, hiçbir şeyi yok, açlıktan ölüyordu. Kürdistan’ın petrolü ile böyle yaşıyorlar. Cephede PKK’nin savaşçılarını görüyorum, bir küçük yardım yapmaya kalkınca Bölge Hükümeti yapmayın, diyor. Adamlar cepheyi tutmuşlar savaşıyorlar. Çok konuşmak istemiyorum ama cepheyi tutanların çoğu PKK savaşçıları. Yüreğim dolu ama konuşamıyorum. Başkan Barzani televizyonda konuşuyor, diyor ki; bizden başka kimse yoktu, cepheye varabilmek için PKK’nin elinde olan 3 kontrol noktasından geçerek gitti. Gerçeği söylemek lazım, PKK’nin kurtardığı köyleri PKK kurtardı, demek gerekir. Bunları o kadar çok söyledik ki artık söylemekten yorulduk. Kulaklarımızı, ağzımızı kapattık."

MEDYAYA TEPKİ

Balayan, medyaya da tepki göstererek, "Televizyonlardan da bıktım, seyretmiyorum artık. Hiçbir yararları da yok her gün aynı şeyleri tekrar edip duruyorlar, onları niye dinleyeyim... Bana yeni bir şeyler anlatmalı. Desinler ki, durum bundan ibarettir... Öğretmenler iş başı yapamıyor. Evet, öğretmenler haklı, onların da kiraları var, 500 -600 bin dinardır. 5 aydır maaş alamıyorlar, kaç aydır da yarım maaş alıyorlar. Şimdi öğretmenler ne yapsın? 200 bin dinarla ne yapsınlar, ihtiyaçları daha fazladır. Cephedeki peşmerge borç altında boğulmuş, ölmüş! 

Bunun için de Kürtlerin tüm başkanlarından talep ediyorum; bu krizi çözün, yeter artık, halk ölmesin. Burum böyle olursa halk iki ayı daha çıkaramaz."