'Gerilla gerilladır, ha dağda olmuş ha şehirde'

Rojava’da QSD güçleri DAİŞ’e karşı zaferden zafere koşarken, Suriye rejim güçleri de bu süreçte önemli başarılar elde etti.

Rojava’da QSD güçleri DAİŞ’e karşı zaferden zafere koşarken, Suriye rejim güçleri de bu süreçte önemli başarılar elde etti. Gözler artık DAİŞ’in merkezlerinin nasıl ve ne zaman düşürüleceğine çevrilmiş durumda. Irak’ta da benzer bir merakın ve beklentinin olduğu, Musul harekatının tartışıldığı bugünlerde, sıcak çatışmaların yaşandığı bölgeye gidiyoruz. Kerkük ile Musul arasındaki bölgede Kürt güçlerinin, gerillanın durumunun ne olduğunu sizlere ulaştırmak için. Çünkü olası bir Musul operasyonunda güçlerin ilerleyeceği iki hat var: Maxmur ve Kerkük...

Kerkük’ün güneyine doğru yol alıyoruz. DAİŞ ile Kürt güçlerinin çatışmalarıyla ve koalisyon güçlerinin bombardımanlarıyla adından sıkça söz ettiren, Kürt savaşçılarla DAİŞ’in karşı karşıya olduğu sıcak çatışma bölgesine gideceğiz ancak ilk uğrak yerimiz Kerkük şehir merkezinin hemen bitişiğinde, şehrin dışı bile sayılamayacak yakınlıkta bulunan Keyvan.

HPG gerillalarının Kerkük şehir merkezine en yakın konumlandıkları yer Keywan askeri karargahı. Karargah Saddam Hüseyin döneminden kalma askeri bir üs. Konferans salonlarından yemekhanelere, spor-eğitim alanlarından yer altı beton mevzilerine kadar tam teşekküllü büyükçe bir alan üzerine kurulu. Keywan askeri kampı, bir yandan ön mevziler için bir takviye rolü görüyor, öte yandan Kerkük merkezine yönelik olası bir saldırının ilk karşılanacağı yer olması açısından hayli önemli. Dahası, Kerkük’ün elektrik santralinin ve su depolarının güvenliğini buradaki birlikler sağlıyor.

Gerilla güçlerini ziyaret ederken hep yürümüş birisi olarak araçla gerilla kampına girmek tuhaf bir duygu benim için. Öyle ya yol yorgunluğuna, doyumsuz araziyi seyre dalarak yürümeye, arazide bulduğumuz savaş artıklarını fotoğraflamaya, karşımıza çıkan her çeşmeden su içmeye alışmışız. Yükü hafif tutarak ama bütün teknik ekipmanı tam takır alarak, aman bir aksilik çıkmasın diyerek her şeyin yedeğini almak bir refleks olmuş artık...

Şimdi bunların hiçbirisi yok. Bu sefer Kerkük’ten ticari bir taksiye atlayarak doğruca gerilla güçlerinin yanında buluyoruz kendimizi. Kapıda karşılıyorlar, selamlaşma ve kısa bir sohbetten sonra aracımızın hazır olduğunu ve istediğimiz zaman yola çıkabileceğimizi söylüyorlar. Bir süre kalıp gerillalarla sohbet ediyoruz. Gerillaların başlıca gündem konuları DAİŞ ve Kuzey Kürdistan’da yaşanan gelişmeler.

GERİLLA GERİLLADIR, HA DAĞDA OLMUŞ HA ŞEHİRDE

Gerillaların ilginç bir yönü vardır, şehirdeki de dağdaki de aynı ruh halini yaşar. Duyguları, ana gündemleri aynıdır. Kandil’deki bir gerilla birliğinde şahit olduğunuz diyalogların bir benzerine değil aynısına Maxmur’da olduğu gibi Kerkük’te de şahit olursunuz. YPG’li, YPS’li savaşçıların basına yansıyan mesajlarının aynısını Kandil’deki gerilla ile Kerkük’teki gerillalardan işitiyoruz. Aynı duyguyu yaşıyor, aynı şeyi hissediyor ve aynı çerçevede gelişmelere bakıyorlar. Kendileri bunu, “ruh ve duygu birliği” olarak tanımlıyorlar.

DÜN KOBANÊ BUGÜN SİLOPİ, SUR, CİZRE

Onun için Kerkük’te de, bir süre önce Kandil’de en sık duyduğum sözleri duymak şaşırtmıyor beni. Arap halkından olan YJA STAR gerillası Zilan, “DAİŞ Erdoğan’dır, Erdoğan da DAİŞ’tir. Yani YPG-YPJ’nin, bizim, YPS-YPS JİN’nin verdiği mücadele aynı düşmana karşıdır” derken, HPG gerillası Alişer ise bahara dikkat çekiyor ve gerillanın bu yıl kuzeyde ve Türkiye’de büyük başarılar elde edeceğini söylüyor.

Kerküklü olan genç gerillalardan Zana Kerküki, gerillayı büyütme çağrısı yaparken; doğu Kürdistanlı bir gerilla olan Mesut Çarçıra ise, dört parça Kürdistan’ın ortak direnişine dikkat çekiyor.

Kerkük’teki gerillalar, Kobanê vurgusu yapıyor ve “nasıl ki bütün Kürtler Kobanê için seferber olduysa şimdi de Kuzey için seferber olmalı” diyorlar.

Gerillalarla sohbet ederken dikkatimi çeken bir başka husus da, dört parça Kürdistan’dan gerillaların Kerkük mevzilerinde oluşu. Kürtçe (Sorani-Kurmanci) daha çok konuşuluyor ama Farsça, Türkçe, Arapça, İngilizce ve Almanca bilen çok sayıda gerilla ile karşılaşıyoruz.

BİR ZAMANLAR DAİŞ’İN İŞGALİ ALTINDA BULUNAN ALANLAR

Keywan’daki gerilla birliğinden ayrılıyoruz. Yolun bundan sonraki bölümünü gerillalara ait araçla devam edeceğiz...

Güzergahımız güney, Musul-Hewice yönüne doğru yol alıyoruz. Keywan’dan sonraki bölge askeri alan artık. Geçen yıl bu zamanlar DAİŞ’in işgali altında bulunan ve 2014 Şubat’ında gerillaların öncülüğünde Kürt güçlerin başlattığı hamleyle özgürleştirilen alanlardan geçiyoruz.

Yollar bozuk, yavaşça ilerliyor aracımız. Etrafı daha detaylı izleme şansımız oluyor böylece. Uçsuz bucaksız ovada Saddam döneminden kalma sulama kanalları var. Sulama kanalları tahrip olmuş. Su akmıyor artık. Tarım arazileri bom boş. Beş dakikada bir kontrol noktalarıyla karşılaşıyoruz, sıkı bir kontrol sözkonusu. Gerilla aracı olunca kontrol noktalarından transit geçiyoruz.

FİLM DEĞİL GERÇEK

Gördüğümüz kareler adeta bir film sahnesi gibi. Yolun kenarına dozerlerle toprak yığılmış. Olası bombalı araç saldırılarına karşı yola belli aralıklarla bariyerler konulmuş. Yol boyunca karşılaştığımız köyler boşaltılmış, in cin top oynuyor. Birçok köy ise ya koalisyon güçlerinin hava bombardımanlarında ya da DAİŞ’in evlere yerleştirdiği bomba düzeneklerini patlatması sonucu yerle bir olmuş. Tren yolu DAİŞ tarafından patlatılmış, köprüler yıkılmış. Adeta bir harabeyi andırıyor köyler. Bu bölgede dolaşırken hayalet şehirlerden geçiyor hissi ediniyor insan…

İKİNCİ KADEME SAVUNMA HATTI: DUVAR!

Bir saatlik yolculuğumuz boyunca kilometrelerce uzunlukta beton duvarlarla karşılaşıyoruz. Peşmergelerden, duvarın ‘ikinci kademe savunma hattı’ olduğunu öğreniyoruz.