Êzîdî Toplum Koordinasyonu, geniş katılımlı toplantısının yapıldığını açıkladı. DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik düzenlediği saldırını şiddetle kınayan Êzîdî Toplum Koordinasyonu, 3 Ağustos’un “dünya Şengal günü” ilan edilmesi için çalışmaların yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Yazılı bir açıklama yapan Êzîdî Toplum Koordinasyonu, Haziran ayında Kürdistan ve yurtdışındaki örgütlerin de yer aldığı genişletilmiş Êzîdî Toplum Koordinasyonu toplantısının yapıldığını belirtti. Toplantıda tüm alanların değerlendirildiği, Şengal’i merkez alan bir yaklaşım ve perspektifin esas alındığı belirtildi.
Faşist DAİŞ çetelerinin Kobanê’deki insanlık dışı uygulamalarla kadın, çocuk, sivil insanlara yönelik katliamının da şiddetle kınayan Êzîdî Toplum Koordinasyonu “Şehit ailelerine ve Kobanê halkına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Kobanê halkımızın acısı ve öfkesini; aynı acılara maruz kalan bir halk olarak anlayan ve hisseden durumda olduğumuzu belirtiyor. Kobanê halkıyla ortak mücadele ve dayanışma içinde olma kararlılığımızı bir kez daha belirtiyoruz” dedi.
7 Haziran seçimlerinin Êzîdîler açısından da seçimden öte bir anlamı ve başarı olduğunu belirten Êzîdî Toplum Koordinasyonu açıklamasında şunlara yer verdi: “Ötekileşen inançlar, kültürler, halklar, cinsler kısacası ötekileşmiş ve ezilmişlerin başarısı olup; tekçi ulus-devlet projesinin iflası ve demokratik ulus projesinin başarısıdır. Bu başarıyı İnancımız başta olmak üzere, kültürümüz, dilimiz ve ulusal varlığımızla herkesten daha fazla ötekileşmiş bir toplum olarak biz Êzîdîlerin zaferi ve başarısı olarak görüyoruz.
Yine toplantımızda Rojava’da faşist DAİŞ çetelerine karşı YPG öncülüğünde gelişen askeri hamleler çerçevesinde açığa çıkan başarı ve en son Girê Spî ve çevresinin özgürleştirilmesinin önemi belirtilirken, tüm bu gelişmelerin bölge siyasetinde dengelerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Yaşanan bu gelişmeler başta Şengalli Êzîdîler olmak üzere tüm Êzîdî toplumumuzda büyük bir heyecan ve umut yaratmıştır. Bu anlamda tüm bu gelişmelerin Şengal’in özgürleştirilmesi hamlesini de yakından etkileyerek hamlemizin zeminini güçlendirdiği açıktır. Şengal’i özgürleştirme hamlesi; Êzîdî toplumu olarak birlik ve bütünlüğümüzü sağlamak, başta askeri ve siyasi olmak üzere yaşamın her alanında örgütlememizi geliştirme ve öz gücümüze dayanarak büyümeyle gerçekleşecektir.
Bu toplantımızda da bir kez daha açığa çıkan bir yaklaşım olarak; Şengal’i özgürleştirme hamlesinde yer almak isteyen başta Kürdistani güçler ve partiler olmak üzere tüm güçleri siyasi ve dar parti çıkarlarını bir kenara bırakarak; bu hamlede yer almaya bu temelde ortaklaşma ya çağırıyoruz. Ulusal ve tarihi sorumluluk, insani, vicdani yaklaşım bunu gerektirmektedir. Êzîdî toplumu olarak biz de, bu süreçte hamleye ilişkin gelişecek tüm bu güçlerin yaklaşımlarını değerlendirip ona göre bir yaklaşım ve tutum içinde olacağız. Ancak her koşul ve yaklaşıma göre Şengal’in özgürleştirilmesini özgücümüzü esas alarak geliştirmenin iddia ve kararlılığı bir kez daha toplantımızda açığa çıkan bir yaklaşım olmuştur.”
Şengal’deki fermanla birlikte göç etmek zorunda bırakılan Êzîdîlerin yönünü Avrupa’ya çevirmenin Êzîdîlere “iyilik” adına DAİŞ’in başaramadığını tamamlama anlamına geldiğine de dikkat çeken Êzîdî Toplum Koordinasyonu, “Avrupa hayalleri ve girişimleri Êzîdî toplumunun kurtuluşu değildir. DAİŞ’in kırmızı katliamla yapamadığını, beyaz katliamla tamamlama anlamına gelecek olan Şengali bırakmak, özünden, köklerinden, kültürel ve inanç değerlerinden uzaklaşmayı ve erimeyi ifade ettiği çok açıktır. Bazı şebekelerin bu temelde iş başında olduğunu, çalıştığını biliyoruz. bunların içinde değerlerine ters düşmüş, Êzîdîlerin bu mağduriyetinden rant elde eden sözde Êzîdîlerde olabilir. Bu şebekeleri uyarıyor, hangi niyetle olursa olsun insanlarımızı topraklarından koparıp Avrupa’ya yönlendirmenin DAİŞ’in yapamadığını tamamlamak olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bu uyarılarımıza rağmen ısrar; Êzîdî toplumu ve inancına karşı bir düşmanlığı ifade eder.
Şengal soykırımıyla yapılmak istenen faşist DAİŞ çetelerinin eliyle Şengal’i boşaltmak, kutsal mekanlarımız yerle bir edilerek Şengal bir daha Êzîdîlerin olamayacak tarihe gömülecekti. Bugün Şengal’de Êzîdîlikten bahsedebiliyorsak bir direnişten bahsedebiliyorsak Şengal’in bu dağlarında büyük acı ve fedakârlıkla kalmayı başaran Şengal’li Êzîdîlerimiz sayesindedir. Sadece tek başına bu dağlarda kalmak bile çok anlamlı ve değerli olup direniş anlamına geliyor. Bu dağlarda kalan insanlarımıza başta Şengalli Êzîdîler olmak üzere biz tüm Êzîdîler minnet borçluyuz. Özgürlük savaşçıları buraya dayanarak direnişi başlattı. Bu zeminde direniş geliştirildi. Bu direnişi artık büyütüp geliştirmek Şengal’in özgürlüğüyle taçlandırmanın zamanı ve koşulları olgunlaşmıştır.
3 Ağustos Şengal’de Êzîdî soykırımına karşı dünyanın dört bir yanından başta Êzîdî toplumumuz olmak üzere, Kürt halkı ve dostlarımız büyük bir duyarlılık içine girerek maddi-manevi desteklerini esirgemediler, dayanışma içinde oldular. Bununla da kalmayarak Kürdistan’ın dört bir tarafından Şengal direniş saflarında yer alarak canlarını feda eden onlarca şehidimiz oldu. Bu şehitlerimizi de saygıyla, minnetle ve şükranla bir kez daha anıyor, mücadelelerini Şengal’i özgürleştirmeyle taçlandıracağımızı, tutuklularımızı özgürleştireceğimizin sözünü veriyoruz. Ve bu temelde Şengal’ deki direniş mücadelemizin yeni bir aşamaya girdiğini belirtiyoruz. Bundan sonraki süreç daha fazla Şengal’i, direnişi sahiplenme; özgürleştirme temelindeki direniş hamlesine karşıda daha fazla sorumluluk ve duyarlılıkla görev ve sorumluluklarınızı yapacağınıza inanıyoruz” dedi.
Êzîdî Toplum Koordinasyonu açıklamasında, başta Êzîdî toplumu olmak üzere, tüm demokratik kamuoyuna şu çağrı yapıldı:
“Êzîdî toplumu olarak her zamandan daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğunu belirtiyor.
Kürdistan ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Êzîdî toplumunun kendi örgütlemelerini birliklerini geliştirerek Şengal’in özgürlüğünü merkez alan bir çalışma ve eylemsellik içinde olmaya çağırıyoruz.
Şengal’in özgürleştirme hamlesine başta Şengal’den göçmüş Êzîdî gençlerimiz olmak üzere tüm Êzîdî gençlerimizin yönünü Şengal’e çevirmeye direniş saflarına katılmaya çağırıyoruz, bekliyoruz.
3 Ağustos’u daha önceki kararlaşmamız temelinde ‘dünya Şengal günü’ yapabilmek için dünyanın dört bir yanında yoğun eylem ve etkinliklerin geliştirilmesi temelinde şimdiden hazırlıkların yapılmasını bekliyoruz.
Bugün de halen halkımız Şengal’e zor koşullarda ve imkânsızlıklar içinde onurlu duruşunu korumakta, topraklardan, kutsal mekânlarından kopmamaktadır. Bu halkımızın halen yaşamsal, maddi ihtiyaçları, gereksinimlerinin olduğunu bilmemiz gerekiyor. Tüm alanlarda Êzîdî toplumumuz başta olmak üzere tüm dostlarımızı Şengal için yardım ve dayanışma kampanyalarını yeniden başlatmasını belirtiyoruz.
Erkek egemen zihniyetin vahşete ulaşan boyutu olan DAİŞ’in faşizan uygulamalarına en fazla Êzîdî kadınları maruz kaldı, acılar yaşadı. Bu temelde başta Êzîdî kadınları olmak üzere tüm kadın Hareketlerini, demokratik çevreleri Şengal’le, Şengalli kadınlarla dayanışma ve mücadele birliğine çağırıyoruz.”