Ekranda ‘şefkat’ gösterdiklerini çocukları silah zoruyla cepheye sürdüler

Savaş medyasında “Askerden Silopili çocuklara şefkat eli” diye servis eden devlet güçlerinin, silah zoruyla girerek karargaha çevirdikleri insanların evlerinden çocukları zorla alıkoyduğu ortaya çıktı.

Silopi’de soykırım saldırısı sırasında çocuklarla verdikleri kurgu görüntüleri savaş medyasında “Askerden Silopili çocuklara şefkat eli” diye servis eden devlet güçlerinin, silah zoruyla girerek karargaha çevirdikleri insanların evlerinden çocukları zorla alıkoyarak, çatışma bölgelerine götürüp YPS güçlerinin yerlerini öğrenebilmek için ajanlık yaptırmaya zorladığı ortaya çıktı.

Silopi halkının öz yönetim iradesini ortaya koymasının ardından binlerce asker ve polisin sokularak sıkıyönetimin ilan edildiği ve 37 gün boyunca soykırım saldırılarının sürdüğü Silopi’de halkın direnişi kırılamayınca “yasak” esnetildi. 37 gün boyunca halkı, ortaya koyduğu öz yönetim iradesinden ötürü zorla göçertmek için kenti tanklardan yaptığı top atışları ile yıkmaya çalışan devlet güçleri, direnişi kırmak için her türlü yola başvurdu. Savaş medyasında çocuklara “şefkat eli uzatan” kurgu görüntüler servis eden devlet güçlerinin durumun aksine soykırım saldırılarında silah zoruyla girdikleri ve işgal ettikleri insanların evlerinden çocukları alıp zorla çatışma alanlarına götürerek öz savunma güçlerinin yerlerini öğrenebilmek için ajanlık yapmaya zorladığı ortaya çıktı.

‘OĞLUMU ALIKOYDULAR’

Soykırım saldırılarına rağmen Silopi’yi terk etmeyen Sadiye Ergin, her türlü vahşetin devreye sokulduğu saldırılardan Silopi’de oluşan yıkımın kendilerini üzmediğini kendilerini üzenin ise saldırılarda yaşamını yitirenler olduğunu söyledi. Saldırılar sırasında evine asker ve polis tarafından zorla girildiğini belirten Ergin, oğluna işkence edilerek, askeri elbiseleri giydirildiğini aktardı. Ardından çatışmaların yoğunlaştığı bölgelerde ön saflara götürüldüğünü belirten Ergin, "Askeri elbise giydirip ön saflara sürdüler. Oğluma ajanlık yaptırmaya çalışıyorlardı. Ev ev gezdirip YPS'nin yerlerini deşifre ettirmek amacındaydılar. Biz kimin kim olduğunu bilmiyoruz. Siviller üzerinden kendilerini her türlü kirliliğe başvurdular. Günlerce oğlum ellerinde esir kaldı" dedi.

‘BİZ KARDEŞ DEĞİLİZ’

Çocukların bu yolla katledilmeye çalışıldığını belirten Ergin, kendilerine yaşatılanın tam bir zulüm olduğunu vurguladı. Cenazelerinin günlerce sokakta bekletildiğine değinen Ergin, "Türk devleti şimdi de çıkıp biz kardeşiz diyor. Biz kardeş değiliz. Bizim onlardan da aman dileyecek bir şeyimiz yok. Biz Onun için devletten bir beklentimiz yok. Sonuna kadar direnip hakkımızı alacağız” diye konuştu.

'OĞLUMA İŞKENCE ETTİLER, ASKERİ ELBİSELER GİYDİRDİLER’

Saldırılar sırasında evlerinin tank ve toplarla bombardıman altına alındığı belirten Ayşe Ogün adlı bir diğer Silopili ise saldırıların bununla da sınırlı kalmadığını evlerinin saldırıların ardından asker ve polislerce basıldığını söyledi. Ogün, iki oğlunun devlet güçlerince alıkonulduğu ve işkence edildiğini ardından da öz savunma güçlerinin yerlerini deşifre etmesi için ajanlığa zorlandığını söyledi. Ogün şöyle konuştu: “Yenemedikleri YPS güçlerini yerlerini öğrenebilmek için çocuklarımızı kullanmak istiyorlardı. Aynı zamanda evimi işgal ederek, üç gün boyunca evimizde yatıp kalktılar. Üç günün sonunda bizi de evden attılar. Başka yere geçmek zorunda kaldık. Hendekleri bizim kazdığımızı söylüyorlardı. Evet dedim. 'Biz açtık. Çünkü siz çocuklarımızı öldürüyorsunuz, katlediyorsunuz, işkence ediyorsunuz' dedim."