Efsanelerin simgeleştirdiği dağ, Şehidan
Efsanelerin simgeleştirdiği dağ, Şehidan
Efsanelerin simgeleştirdiği dağ, Şehidan
Tepesine varıldığında Kürdistan’ın neredeyse üç parçasının yarısı görülürmüş! Yıllarca üst üste yağan kardan dolayı, kardan tepeler meydana gelmiş. En yüksek tepesinde ziyaretçiler için, kutusunda bir defter saklı dururmuş ve üç defa ziyaret edenler Müslümanların hac vazifesini yerine getirir olurmuş! Bu dağın ismi Şehidan'dır. Halk arasında bu dağın üzerine birçok hikâye, söylence ve efsaneler dilden dile aktarılarak günümüze kadar geldi.
Zagros dağ silsilesinin sivri uçlarından birisi olan Şehidan Dağı, Kuzey yönünde Çarçela ve Güney yönünde kalan Kârker Dağları ile üçgen şeklinde her birisi bir kaleyi andıran direnişin birer sembolü gibi duruyor adeta. Bu özelliklerinden olsa gerek egemen güçler Kürdistan coğrafyasını parçalarken Çarçela Dağı'nın Kuzey’de, Karker Dağı'nın Güneyde, Şehidan Dağı'nın ise Doğu Kürdistan coğrafyası içinde kalacak şekilde parçalamışlardır.
Kürdistan tarihindeki söylence ve hikâyelerinin yanında Şehidan coğrafyası son otuz yıllık Kürdistan özgürlük mücadelesi tarihinde de önemli bir mevzi ve sürekli devam eden bir direniş kalesi olma özelliğini taşıyor. İran, Türkiye ve Irak üçgeninde kalan Şehidan coğrafyasında gerillaların verdiği çok çetin mücadele ve büyük savaşların yaşandığı destansı direnişlere de tanıklık etti.
SARP DAĞLAR ÜÇ DEVLET SINIRINI OLUŞTURUYOR
Birçok yönü ile ilgi çeken Şehidan üç devletin askeri ve sınır güvenlik tedbirlerinden dolayı ulaşım imkanlarına sahip değil. Kürdistan ve bölge insanlarının ziyaretgâh olarak gittiği Şehidan Dağı'na yolculuğa çıktık. Kürdistan coğrafyasının genelinde olduğu gibi, direniş abidesini andıran dağların her birisinin bir hikâyesinin olduğunu gezdikçe öğreniyoruz. Karker ve Çarçella dağlarını bu konunun dışında tutuyoruz. Derin vadileri ve ‘göğe değen’ burçları ile Şehidan Dağı üzerinde bir birlerinden farklı hikayeler anlatılır.
İran, Irak ve Türkiye devletlerinin suni sınırlarının kesiştiği coğrafya içerisinde bulunan Şehidan'ın coğrafyasının büyük bir kısmı yayla yerlerinden oluşur. Dağları ise sarp ve serttir. Şehidan Dağı bu sert yerlerin en yüksekliklerinden oluşuyor. İran devleti gelişen özgürlük mücadelesi karşısında Kürtleri kontrol etmek için bu alana on yıl önce Şehidan'ın farklı alanlarına yol yaptı. Öncesinde araba yolu olmadığı için özellikle Şehidan Dağı'nın en yüksek yerine oluşmak oldukça zordu.
Gezimizin bir yerinde Şehidan'da karşılaştığımız bir gerilla anısını anlatırken, ‘hacı sayılırız’ esprisini anlayamamıştık. Anısında “Şehidan tepesinin altında bulunuyorduk. Yaz mevsimi harekete en elverişli zaman olduğu için Şehidan'daki mezarlığı ziyaret etmek isteyen doğu Kürdistanlı iki yaşlı saatlerce yürüdükten sonra yanımıza ulaşmışlardı. Dinlenmeleri için çay içmeye davet ettik. Yaşlandıkları için yorulmuşlardı. Öncülerine ‘ne kadar yolumuz kalmış’ sorusunu sordular. Alana hakim olduğumuz için onları izliyoruz, dağı gösteren öncüye yaşlı kadın doğal bir şekilde ‘ah be şeyhim şu aşağılarda ölseydin de, ne kendin nede bizi o kadar yorardın. Daha iyi olmaz mıydı” dediğinde herkesi bir gülme krizi tutmuştu.
ÜÇ DEFA ŞEHİDAN DAĞI'NI ZİYARET EDEN HACI OLUR!
Şehidan dağının üzerine anlatılan hikayelerden biri Şehidan dağının tam üstüne yakın bir yerde bulunan mezarın kutsallığı üzerine anlatılan hikayedir. Halk içinde bu mezarı üç kere ziyaret eden hacı sayılırmış. Bu olayın da bir hikâyesi vardır. Eskiden araba ve faklı imkanlar olmadığı için Müslümanlar hac ziyaretini yerine getirmek isteyen insanlar uzun yol yürümek zorunda kalıyorlardı. İşte böyle bir süreçte Doğu Kürdistan’dan Mekke'ye hac ziyaretinde bulunmak isteyen bir gurup Müslüman aylarca yol yürüdükten sonra Mekke'ye varırlar. Onları karşılayan Mekke’nin önde gelen yada dini liderlerinden biri guruba; “bu kadar yol yürüyüp buralara kadar zahmet edeceğinize Şehidan Dağı'ndaki mezarı üç defa ziyaret edin hac vazifeniz yerine gelmiş olur” der. Bu efsaneden sonra hacca gitme imkanı olmayan bir çok bölge insanı bu mezarı her yıl mevsim koşulları ev verdiğinde bu mezarı ziyarete geliyor. Gerillalar defalarca bu dağa inip çıktıkları için ‘hacı sayılırız’ esprisini yapmışlardı. İşin esprisi bir yana Zagros Dağı'nın en yüksek yerlerinden birisi olan Şehidan Dağı'nın tepesine ulaşmak kolay olmadığını söylemek için gerillalar böyle bir örnek vermişti.
SINIRLARIN KESİŞTİĞİ GERÇEKLER
Kürdistan’daki bir çok mitolojik hikaye gibi Şehidan Dağı'nın esas hikâyesi mezarın bulunduğu yüksek dağ üzerine söylenir. İslami yayılma akımları Arabistan yarım adasından dışa doğru iki koldan biçiminde yayılmaya başladığı söylenir. Bunlardan biri fetih amaçlı askeri güç ve savaş zaferi üzerine paralel diğer ayak ise insanları içten fethetmek için maneviyatlarına hitap edecek olan dervişlerin yaymaya çalıştığı ideolojik akımlar olmuştur. Dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Ortadoğu ve Kürdistan’a bu iki akım paralel girmiştir. Ancak İslamiyet Kürdistan’da Zerdüştlüğün inanç ve manevi değerleri karşısında yetersiz kalınca askeri zaferler daha ağır basmıştır. İslami akımlar ve yerel halkın meşru savunma savaşlarında çetin savaşlar yaşanmıştır. Şehidan'da Müslümanların iddia ettiği böyle bir mücadelenin sonucunda mı efsaneleştiğini bilemiyoruz.
Bilinen dilden dile anlatılarak günümüze ulaşan Şehidan ve mezarın varlığıdır. Hikâye şöyle; “İslamiyet’in bir akıncı fetih grubu Basra üzeri Güney Kürdistan’a girdikten sonra Zagrosların eteklerine geldiklerinde sonra yönlerini doğuya çevirirler. Ancak burada Pers savaşçıları ile karşılaşırlar. Çıkan savaşlarda Pers ve Kürt savaşçılarının nicel üstünlüğün yanında coğrafik üstünlüğü karşısında duramayan İslamiyet’in akıncıları geri çekilerek kaleleri andıran etraflarındaki hakim tepe ve dağlara sığınmaya çalışmışlar. Pers savaşçıları Arap savaşçılarına göre hem daha fazla araziye hakim, hem de daha atik olduklarından Arap savaşçılarından önce tepeye kendilerini ulaştırır. Arazinin en stratejik yerlerinde mevzilenirler. Tepede yapılan savaşta elli kişilik Arap savaşçılarından sadece iki kişi savaş meydanından kaçabilir. Kaçanlardan biri yaralı olduğu için fazla ilerlemeden tepenin yamacında düşüp orada ölür. Yaralı savaşçı hayatını kaybettiği yerde defnedilir. Daha sonra yörede İslamiyet’in hakimiyeti geliştikten sonra halk sahabelerin hayatını kaybettikleri yere Şehidan adı verir.”
İLGİNÇ MEZAR ŞÊXÊ ŞİL
Şehidan'daki savaşta yaralı olarak kurtulduktan sonra yamaçta hayatını kaybeden Müslüman savaşçı halk arasında bir efsaneye şeklinde anlatılmaya başlanır. Efsaneye konu olan mezarın orta yerinde duran yuvarlak nemli ve diğer mezar toprağına göre farklı bir toprak bulunuyor olmasıdır. Rengi kırmızı ve hafif nemli olan bu toprak nasıl dağılırsa, içinden ne kadar toprak alınırsa alınsın, sonraki gün aynen eski haline dönüyormuş! Bunu bir keramet olarak yorumlayan yöre halkı bu mezara bir kutsallık atfedilip ziyaret edilerek dilek dilemeye başlanmış. Nemli halka şeklindeki toprağın varlığından dolayı bu mezar halk arasında Şêxê Şil olarak anılmaya başlanmış.
İRAN GERİLLA ŞEHİTLİĞİNİ YERLE BİR ETTİ
Şehidan Dağı'nın mitolojik bir hikâyesi böyle sürüp gidiyor. Çağdaş Kürt hareketinin başlaması ile Kürt özgürlük Mücadelesi içinde de önemli bir yeri ve hikâyeleri vardır Şehidan'ın. Şehidan ve etrafındaki coğrafya yıllarca Zagros eyaleti içinde yer aldığı için hem Türk devlet güçlerine karşı, hem de son yıllarda İran devletine karşı yaşanan çatışmalarda büyük kahramanlıklar yaşandı, birçok gerilla bu çatışmalarda hayatını yitirdi.
Çatışmalarda hayatını kaybeden gerillaların mezarları burada arkadaşları tarafından kendi imkânları ile oluşturdukları bir şehitlikte toplandı. Bu gerilla şehitliği hem gerilla güçleri, hem de halk tarafından bir ziyaretgâh olarak sürekli ziyaret edilir oldu. Ancak Türklerde olduğu gibi İran gerici güçleri de Kürtlerin ölülerine bile tahammül edemedikleri için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın esir düştüğü 1999 sonbaharında İran’ın askeri güçleri getirdikleri iş makineleri ile gerilla şehitliğini yerle bir etti. Onlar şunu çok iyi biliyorlardı ki, maneviyatın olduğu yerde sadakat ve bağlılık da vardı. İşte Kürt halkının da en büyük gücünü ve maneviyatı şehitlerinden ve değer yargılarından alıyor.