Dilimize sahip çıkarak ulusal birliğimizi sağlamalıyız

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'nı kutlayan Kuzey-Doğu Suriye Kürt Dil Kurumu Üyesi İzzettin Sileman, "Bizi bir arada toplayacak olan dildir. Dilimize ve kültürümüze sahip çıkarak ulusal birliğimizi sağlamalıyız" dedi.

Celadet Ali Bedirhan ve arkadaşları 15 Mayıs 1932 yılında Suriye’nin başkenti Şam’da ilk Kürtçe dergi olan Hawar dergisini çıkardı. Hawar dergisinin çıkarıldığı tarih olan 15 Mayıs günü 2006 yılından bu yana Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Kuzey-Doğu Suriye Kürt Dili Kurumu üyesi İzzettin Sileman, 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı’na ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

Hawar dergisinin çıkartıldığı dönemde yaşananlara değinen İzzetin Sileman, "1925-1936 yılları arasında özellikle Kuzey Kürdistan olmak üzere tüm Kürdistan’da Kürtlere dönük büyük katliamlar oldu. Çok sayıda Kürt yazar ile aydın o dönemdeki baskılar ve katliamlar nedeniyle Rojava'ya ve başka bölgelere göç etti. Rojava’ya geçen bu Kürt yazar ve aydınlar bölgede siyasi ve bilimsel çalışmalar yürütüyorlar. Bunlardan biri de Celal Bedirxan’dır. Celal Bedirxan tarafından 1932 yılında Şam’da çıkartılan Hawar dergisi Kürt dili edebiyatı ve kültürü için önemli bir gelişmedir. Rojava’da Cigerxwin, Osman Sabri, Reşidi Kurd, Seydaye Tirej gibi birçok kişi bu dergide çalışma yürütüyor" ifadelerini kullanıyor.

DİLE VE KÜLTÜRE DÖNÜK BASKILAR ANCAK MÜCADELE İLE KIRILIR

Kürdistan’da bulunan işgalci güçlerin Kürt halkına ve kimliğine dönük baskılarını aralıksız sürdürdüğünü vurgulayan İzzetin Sileman, şunları kaydetti: "Kürdistan’daki tüm işgalcilerin zihniyetleri birbirine benziyor. Kürt halkının gelişmesini engelleme ve Kürt kimliğini yok etmek için her türlü vahşeti yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Sadece Kürtlere de değil bu bölgede yaşayan tüm halklara (Ermeni, Süryani, Asuri, Arap) karşı yaptılar. Bölgede bulunan tüm işgalciler yaptı, ancak bunun başını Türk devleti çekti. Türk devleti kendisi dışında hiç kimseyi, hiçbir kültürü kabul etmedi."

Kürdistan’a dönük saldırıların sadece askeri ve siyasi olmayıp Kürt diline dönükte saldırıların olduğuna işaret eden İzzettin Sileman, "Türk devleti bilinçli ve zorla Kürt halkının kimliğini elinden almak istiyor. Kürtler dillerini öğrenmesinler, unutsunlar diye Kürt dili ve kültürünü yıllarca yasakladılar. Bu zihniyet Kürdistan’daki tüm işgalcilerde vardı. Kürt toplumun diline ve kültürüne dönük baskılar ancak mücadele ile kırabilir. Kürtler dillerini korumalı ve geliştirmelidir. Ortadoğu birçok halk bileşenini içerisinde barındıran renkli bir bölgedir. Bu bölgede yaşayan tüm halklar sadece kendi kültürlerini değil, diğer halkların kültürlerini de görmelidir. Böylece bölgede yürütülen milliyetçilik politikalarının önünü alınabilir" diye konuştu.

ROJAVA DEVRİMİ İLE KÜRT DİLİNDE DE DEVRİMSEL GELİŞMELER KAYDEDİLDİ

Rojava Devrimi’yle birlikte Kürt dilinin de devrimsel bir gelişme kaydettiğinin altını çizen İzzettin, şunları belirtti: "Suriye rejimi Kürt dili ve edebiyatının gelişmesine izin vermiyordu. Araplar dışında hiçbir halkın varlığını kabul etmeyen bir zihniyete sahiptiler. Rojava’da Kürt dil uzmanları, aydın ve yazarların bireysel çalışmaları vardı. Kürt dili sadece kişilerde, evlerdeydi. Yani gizliydi. Buna rağmen birçok aydın ve yazar tutuklanıyor, cezaevine atılıyor ve işkence maruz kalıyordu. Kürt diline ait belge ve kitaplara el konuldu.

Kürtler rejim döneminde büyük eziyetler çekti. Rojava Devrimi’nin başlangıcıyla siyasi ve askeri çalışmalar ile Kürt dili edebiyatı çalışmalarında da büyük gelişmeler oldu. Kürt Dil Kurumu çalışmalarına başladı ve okullarda Kürtçe olarak ders verilmeye başlandı. Kısa süre içerisinde büyük gelişmeler sağlandı. Şimdi 11’inci sınıfa kadar da dersler Kürtçe veriliyor. Binlerce öğretmen eğitime hazır hale geldi. Halkımız burada özgür bir şekilde kendini ifade edebiliyor. Artık herkes Kürtçe okuyup yazıyor. Herkes Kürt dil bilgisini öğrendi. Hatta bölgedeki büyük yaştaki kişiler bile severek dillerini öğrenmek istiyorlar. Rojava devrimi sonrası ve öncesi çok büyük farklar oldu."

TÜRKİYE ROJAVA’DAKİ GELİŞMELERDEN ÇOK RAHATSIZ

Rojava’da Kürt akademileri ile üniversitelerinin açıldığını böylece Kürtçenin büyük gelişmeler kaydettiğini söyleyen Kürt Dil Kurumu Üyesi İzzettin Sileman, burada elde edilen gelişmelerin gelecekte tüm Kürdistan için bir temel olacağına vurgu yaptı. Türk devletinin bu gelişmelerden çok rahatsız olduğuna vurgu yapan İzzettin, “Türk devleti Rojava’da Kürt dilinin gelişmesinden, Kürtlerin kimlik kazanmasından çok rahatsız. Rojava ve Güney Kürdistan’a dönük saldırılarıyla hem Kürtlere ait bölgeleri ele geçirmek hem de Kürt toplumunu teslim almak istiyor. Bu kirli planların önüne geçmek için dilimize, kültürümüze ve birbirimize sahip çıkmalıyız” diyor.

İşgal altında bulunan Kürt bölgelerinde yaşanan demografik soykırıma da değinen İzzettin, şu ifadeleri kullanıyor: “Türk devleti ve çeteleri işgal ettikleri Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de neden Türkçe eğitim veriyor? Türk devleti sözde o çeteleri bölgeye getirmiş ve ‘muhaliflere’ teslim edecek. Türk devleti bu politikalarıyla Osmanlı faşizmini yürütmek istiyor. Bölgede huzuru ve güvenliği bozmak istiyor. Bölge halklarının dili yerine Türkçe eğitim vererek demografik değişim yapmaya çalışıyor."

KÜRTLERE ÇAĞRI: DİLİNİZE SAHİP ÇIKIN

Kuzey-Doğu Suriye Kürt Dil Kurumu Üyesi İzzettin Sileman, tüm Kürt gençleri, halkına, Kürt kurumlarına ve Kürt siyasi partilerine seslenerek, "Kürtlerin çığlığının (Hawar) tarihi olan ve Kürt kurumları tarafından belirlenen 15 Mayıs Kürt Dil Bayramınızı kutluyorum. Kürt dili Kürtlerin kimliğidir. Kürt halkı olarak dilimize sahip çıkmalıyız. Bizi birlik yapacak ve bir arada toplayacak olan dildir. Düşmanın planlarının başarıya ulaşmasını engellemek için bütün Kürtler birbirini dinlemeli ve ulusal birliğini sağlamalıdır.

Kürt diline dönük baskılar ve yasaklar günümüze kadar da sürüyor. Türk devletinin bu siyaseti Kuzey Kürdistan’da bir aşamaya kadar ulaşmış durumda. Kürtçeyi geri bir dil olarak göstermek için konuşulmasına izin verilmiyor. Kuzey Kürdistan başta olmak üzere tüm Kürdistan’daki halkımız Türk devletinin bu kirli siyasetine karşı uyanık olmalıdır. Artık evinizde ve tüm alanlarda kendi dilinizi konuşun. Milliyetçi değiliz, Kürtçenin diğer dillere göre daha iyi olduğunu söylemiyoruz ancak bizim dilimizdir. Bütün dillere saygı duyuyoruz. Düşmanın bu konuda kazanmasını engellemek için dilimize sahip çıkmalıyız" dedi.