Demir arkasında özgürlüğe adanmış bir ömür bıraktı

Silopi’de devlet güçleri tarafından katledilen DBP PM üyesi Sevê Demir, geride halkının ve kadınların özgürlüğüne adanmış bir ömür bıraktı.

Silopi’de devlet güçleri tarafından katledilen DBP PM üyesi Sevê Demir, geride halkının ve kadınların özgürlüğüne adanmış bir ömür bıraktı.

Sıkıyönetim saldırılarının sürdüğü Silopi’de halkın öz yönetim direnişinin yanında olan ve bir an olsun Silopi’den ayrılmayan DBP PM üyesi Sevê Demir, mücadele arkadaşları Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ve KJA aktvisti Fatma Uyar ile birlikte devletten “vurun yargıdan korkmayın” talimatını alan devlet güçleri tarafından dün gece Silopi’de katledildi.

Katledilen Kürt siyasetçi Demir, arkasında kadın özgürlük mücadelesine adanmış bir ömür bıraktı. Gençlik yıllarından itibaren Kürt siyasetine ve kadın özgürlük mücadelesinde çalışma yürütmeye başlayan ve son olarak Şırnak ve ilçelerinde görev yapan DBP PM üyesi Sevê Demir, KJA’nın da öncü kadrolarından biri olarak kadın mücadelesine öncülük ediyordu. Görev yüklendiği her alanda önemli çalışmalar yapan Demir, DTK Kadın Komisyonu üyesi olarak çalışma yürüttüğü sırada 18 Nisan 2009’da “KCK” adı altında gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarında tutuklandı. Tutuklandıktan sonra mücadelesini Diyarbakır cezaevinde sürdüren Demir, anadilde savunma hakkı konusunda mahkemelerde dik duruşundan taviz vermedi.

5 yıl tutuklu kalan Demir, 2011’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki uygulanmaya başlanan tecridin kaldırılarak sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması, Kürt halkının anadilde eğitim ve savunma taleplerinin karşılanması için Türkiye cezaevlerinde başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine ilk günden itibaren katıldı. Demir, 12 Eylül'de başlattığı eylemi 68 gün sonra Öcalan’ın çağrısıyla sonlandırdı.

Demir, 23 Ağustos 2015 tarihinde gerçekleştirilen Demokratik Bölge Partisi (DBP) 3’üncü Olağanüstü Kongresi’nde PM üyesi seçildikten sonra Mardin ve Şırnak’ta görev almaya başlamıştı.

Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde açlık grevine öncülük eden 9 kadın tutsaktan biri olan Sevê Demir, açlık grevi eyleminin 2’inci yıldönümünde DIHA verdiği röportajda şunları belirtmişti: “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan o süreçte büyük bir tecrit altındaydı. Avukat görüşüne dahi izin verilmiyordu. Öcalan’ın Kürt iradesi olduğu gerçeğini yok etmek istiyorlardı. Ve biz bunu kabul edemezdik. Çünkü Kürt sorununda tek muhatap Öcalan’dır. Biz tecritle, zulümle geçen bu sürecin demokratik çözüme evirilmesi için bu eylemin vazgeçilmez olduğunu farkındaydık. Var olan sürecin çözüme evirilmesi için Kürt halkının iradesi ve vazgeçilmezi olan Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması gerekiyordu. Türk devletinin eylemin sonlandırılması için uyguladığı tüm baskılara rağmen cezaevlerinde Kemal Pir iradesinin ortaya konuldu. Bu eylemde Öcalan muhatap alındı. Eylemi sonlandıran da, müzakere kapılarını açan da Öcalan’dı.”