DAİŞ Kürdistan ve Kerkük’te kırıldı
Geçen bir yıllık süreçte Kerkük ve Maxmur alanlarında şiddetli bir mücadele yürüten Kürt ulusal güçleri, DAİŞ'in Güney Kürdistan yönetiminde bulunan yerleri denetimi altına almasına engel oldu.
Geçen bir yıllık süreçte Kerkük ve Maxmur alanlarında şiddetli bir mücadele yürüten Kürt ulusal güçleri, DAİŞ'in Güney Kürdistan yönetiminde bulunan yerleri denetimi altına almasına engel oldu.
DAİŞ’in Güney Kürdistan’a saldırısı birinci yılını geride bıraktı. Geçen bir yıllık süreçte Kerkük ve Maxmur alanlarında şiddetli bir mücadele yürüten Kürt ulusal güçleri, DAİŞ'in Güney Kürdistan yönetiminde bulunan yerleri denetimi altına almasına engel oldu. Özellikle Kerkük sürekli çatışmaların yaşandığı alan olarak dikkatleri üzerine çekti.
Artık Kerkük’ün dışarıdan göründüğü gibi terörün hüküm sürdüğü bir kent olmadığını belirten Kerkük Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Dış İlişkiler Sorumlusu Hoşyar Abdurrahman, "DAİŞ defalarca Kerkük’ü işgal girişiminde bulundu ancak Kürt güçleri her defasında bu saldırıları kırarak Kerkük’te güvenliği sağladı" dedi.
'DAİŞ'İN SALDIRILARI BOŞA ÇIKARILDI; GÜVENLİK SAĞLANDI'
Abdurrahman, şunları anlattı: "DAİŞ’in Kerkük’e saldırısıyla birlikte tüm güçlerimizi bölgeyi korumak için seferber ettik. Peşmerge güçleri, anti terör güçleri, özel güçlerimiz, asayiş güçlerimiz ve alanda bulunan tüm Kürt güçleri DAİŞ’e karşı etkin bir mücadele yürüttü. DAİŞ şimdiye kadar üç kez Kerkük’ü kuşatmaya çalıştı. Ancak güçlerimiz tüm bu saldırıları etkin mücadeleyle sonuçsuz bıraktı. 5. Taburun burada rolü çok önemliydi. Tabii eğer geçen süreçte DAİŞ’e karşı etkin bir mücadele verilmişse bu Kerkük’te bulunan ve DAİŞ’e karşı savaşan tüm güçlerin ortak başarısıyla gerçekleştirilmiştir. Kerkük'e saldırısının birinci yılını geride bırakan DAİŞ terörü istediği hiçbir saldırıyı başarıya ulaştıramadı."
Biz savunma komitesini oluşturduk. Bu komitenin geliştirdiği savunma tedbileri önemli sonuçlar aldı. DAİŞ Tikrit, Anbar gibi yerleri aldı, Diyalay’a dayandı. Ancak Kerkük’e yaptığı saldırılarının hepsinde kırıldı ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Saldırının bir yılını geride bırakırken DAİŞ’in Kerkük’te kırıldığını açıkça söyleyebilirim. Kerkük'te bulunan savunma güçleri şimdiye kadar Kerkük’ü çok güçlü bir şekilde savundular ve bundan sonra da savunacaklardır. Şunu da belirtmek isterim ki, dışarıdan gösterildiği ya da görüldüğünün aksine Kerkük’te terör olayları o kadar fazla değildir, sükunetin sağlandığı bir yerdir."
'KERKÜKLÜLERİN ORTAK YÖNETİMİ'
Kerkük statüsü üzerine sürekli spekülasyon yapıldığını belirten Abdurrahman, Kerkük’ün Kürdistan bölgesinde kalması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Şimdi Kerkük’ün kime ait olduğu, nereye bağlı olacağı çokça tartışılıyor. Bu durum netleşene kadar da kuşkusuz tartışılacaktır. Kürdistan bölge parlamentosunda yeni bir anayasa hazırlanıyor. Biz de kendi önerilerimizi sunduk. Bu yeni anayasada Kürdistan bölgesinde bulunan tüm inançlar, etnik yapılar eşit şekilde bu yer almalıdırlar. Biz YNK olarak bunu gerekli görüyoruz. Aynı durum Kerkük için de geçerlidir. Kerkük Kürdistan’ın bir parçasıdır. Kürdistan sınırları içinde yer almalıdır. Ancak tüm halkların, farklılıkların ön gördüğü bir yönetim şekline sahip olmalı. Kerkük kentinin yönetimini Kerküklüler belirlemeli. Ben böyle düşünüyorum. Bana göre en demokratik yapı da böyle sağlanmış olur."
'KIŞKIRTMA OLMADIĞI SÜRECE DEMOKRATİK KÜLTÜR SÜRÜYOR'
Kerkük'te uzun tarih boyunca birçok farklı inanç ve etnik yapının bir arada yaşadığına dikkat çeken Abdurrahman, bu farklılıklar şimdiye kadar kendi aralarında demokratik bir kültür yarattıklarını, kışkırtma olmadığı sürece bu demokratik tablonun devam edebileceğini söyledi.
Abdurrahman, Kerkük açısından tehlike arz eden hususlara ise şöyle değindi: "Kerkük’te Kürt, Arap, Türkmen, Süryani yıllar yılı bir arada yaşamışlar. Bu demokratik kültür Kerkük toplumunda oturmuştur. Ancak bu çoklu bir aradalık farklı çevrelerin Kerkük üzerine çeşitli hesaplar yapmasına ve içten karıştırmaya neden olmuş. Bu kadar çok müdahale etmelerinin, üzerinde hesap yapmalarının nedeni de Kerkük’ün petrol zengini bir kent olmasındır. Bugün de aynı durum yaşanıyor. Şayet dışarıdan bir müdahale, kışkırtma olmazsa Kerkük tüm farklılıklarıyla bir arada ve barışçıl bir şekilde yaşamaya devam eder. Fakat şunu da açıkça belirtebilirim ki, tüm müdahale ve kışkırtmalara rağmen şimdiye kadar Kerkük’te huzursuzluk çıkarılamadı. Halklar, dinler burada kardeşçe yaşıyor."
'HDP BAŞARISI ULUSAL KONGRE ZEMİNİ OLUŞTURDU'
Son olarak HDP’nin seçim başarısına da işaret eden Hoşyar Abdurrahman, şunları kaydetti: "HDP’nin seçim başarısı Kürtlerin ve Türkiye’nin geleceği açısından tarihsel bir kırılma noktasıdır. Bu başarı Kürtlere karşı DAİŞ terör örgütüne her türlü desteği veren, bu yönlü suçu tescillenen Türk devletinin diktatörlüğe evrilmesine engel olmuştur. DAİŞ işte Kürdistan topraklarına saldırısı için Türkiye topraklarını istediği gibi kullanıyordu, Türkiye’yi adeta kervansaraya çevirmişti. DAİŞ’in Kürtlere saldırı için her türlü silah sağlanıyordu. Bu durdurulmuş oldu. Kürtler ve Türkiye’deki tüm farklı halklar teröre destek veren bu zihniyeti boşa çıkarmışlardır. Bu Kürt halkı ile diğer halkların güç birliğinin ne kadar tarihsel olduğunu ortaya çıkardığı gibi, Kürtlerin kongreyle bir araya gelmelerinin de alt yapısını ve gerekliliğini göstermiştir. Biz YNK olarak Kürtlerin herhangi bir parçasındaki başarısını tüm Kürtlerin ortak başarısı olarak gördüğümüzden HDP’ye sonuna kadar destek verdik."