AKP/MHP iktidarının HDP'li Amed, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerinin gasp edilmesine yönelik eylemler aralıksız sürüyor. Kayyum gaspına tepki gösteren HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, kayyumların Kürdistan'daki tahribatlarına dikkat çekti. 2013-2015 yılları arasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmelerin sona ermesinin ardından 108 belediyeden 96'sının gasp edildiğini hatırlatan Coşkun, "Belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı, kadın kurumlarımız kapatıldı, binlerce parti yöneticimiz, önceki eşbaşkanlarımız ve milletvekillerimiz hala cezaevinde.

Daha sonra 31 Mart yerel seçimlerine geldiğimizde amacımız, bölgede kayyumu göndermek, batıda ise AKP/MHP ittifakına kaybettirmekti. En nihayetinde bölgede başarılı olduk. Kayyumları gönderdik. 31 Mart’ta İstanbul seçimleri ile yenilen AKP, 23 Haziran’da seçimleri yenileme kararı aldı. Bizim temel stratejimiz İstanbul’da AKP’ye kaybettirmekti. 23 Haziran’da AKP/MHP bloku orada da kaybetti. 3-4 aydan sonra 3 büyükşehir belediyemize kayyum atandı.

Bu da 23 Haziran seçimlerinin intikamının alınmak istendiğini gösteriyor. Çünkü HDP Türkiye’de kilit parti. Yani Kürtlerin oyu olmadan aslında hiçbir şeyin olmayacağını, herkes görmüş oldu, deneyimledi. 3 büyükşehir belediyemize hiçbir dayanağı olmayan ithamlarla, hukuksuz bir şekilde, siyasi bir karar ile bu kayyumlar atandı. Ellerinde hiçbir belge, resmi hiçbir şey yok" diye konuştu.

KAYYUMLAR SEÇİMDE KAYBETTİ

Seçimlerin ardından belediyeleri milyarlarca borçla devraldıklarını söyleyen Coşkun devamla şunları belirtti: "Eğer şu an bir hukuksuzluk dayanağı arıyorlarsa, daha önce atadıkları kayyumlardan bunun hesabını sormalılar, o zaman hukuk devreye girmeli. Bu tamamen bir siyasi bir karar ve darbedir. Buraya bir sandık konuldu ve insanlar şeffaf bir şekilde oylarını kullandılar, kimi seçmek istediklerini beyan etmiş oldular. Bazı yerlerde kayyum da aday gösterildiği halde tercih edilmedi. Bu da insanların kayyumu istemediği anlamına geliyor.

Bizim belediye eşbaşkanlarımız halkın iradesiyle seçildiler, o yüzden siyasi bir karardır. Daha önceden de belediyelerimize kayyum atandığında müfettişler görevlendirildi, günlerce, aylarca incelemeler yapıldı. Tek bir hukuksuz bir evraka dahi rastlayamadılar, çünkü yoktu.4 aydır belediye eşbaşkanlarımız göreve gelmiştir, şu anda incelemeler yaptıklarında hukuksuz bir şey göremeyecekler. Olan da kayyumdan kalandır.

Van'da ciddi bir saldırı söz konusu. Polis iki gün önceki yürüyüşümüze saldırdı, bazı danışman arkadaşlarımız gözaltına alındı, bazı arkadaşlarımız çeşitli yerlerinden yaralandı, vekil arkadaşlar tartaklandı. Halkımızla bir arada olmak istiyoruz, çünkü bu kentin iradesi gasp edilmiş, insanlar bunu dile getirmek istiyor, bizimle bir araya getirmek istiyor. Ama bu sürekli engelleniyor. Bu engellemeleri “halk size destek vermiyor” diyerek kapatmaya çalışıyorlar. Üç belediyedeki eşbaşkanımız görevlerine iade edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir."