Cizre’deki vahşet bodrumlarında katledilenlerden 23 yaşındaki Erdal Şahin, Hakkari'nin Çaltıkuru köyünden Hakkari’ye göç eden Şahin ailesinin devlet zulmü ve baskısına karşı mücadele içinde yetişmiş onlarca ferdinden biriydi. Günlerdir Habur Sınır Kapısı’ndaki soğuk hava depolarında bekletilen yakılmış cenazesi, ancak DNA testi ile teşhis edilebildi. Cenazesi defnedilmek üzere Hakkari’ye götürülen Şahin’in, Sur’da devlet güçleri tarafından katledildikten sonra cenazesinin alınması 28 gün boyunca engellenen İsa Oran ile yakın arkadaş olduğu da öğrenildi. Mücadele dolu bir yaşam Hakkari’de başladığı eğitim hayatını okullarla sınırlı tutmayan Şahin, lise yıllarından sonra ilk olarak kazandığı Boğaziçi Üniversitesini bırakarak, tekrardan girdiği sınavda İzmir 9 Eylül Üniversitesi Felsefe bölümünde okumaya başladı. Okul hayatında sürekli gençlik çalışmaları içinde mücadele hayatını sürdüren Şahin, üniversiteyi bitirdikten sonra yine aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. Eğitim hayatının doruğuna ulaşmasına rağmen mücadelesini sahada sürdürmek isteyen Şahin, Rojava halkı ile dayanışmak için Suruç’ta gerçekleştirilen nöbet eyleminde durdu.
Kardeşi Ercan Şahin de Rojava’da YPG güçlerine katılan Şahin’in tek isteği kardeşi ile birlikte mücadele etmek olduğunu aktaran yakınları, amcasının oğlu YPG’li Mehmet Şahin’in (Zagros) de 2014 yılında DAİŞ çeteleri ile savaşırken yaşamını yitirmesi sonrası yerinde duramadığını söyledi. Yakınlarının, “Çok sakin ve sürekli öğrenme hevesi olan biriydi” diye anlattıkları Şahin’in, Botan halkına da ayrı bir bağlılığı olduğu belirtiliyor. Amcası Halil Şahin’in “Güzel insan tarifine uyan bir insan sorarsanız ben Erdal’dı derim” diye anlattığı Şahin’in, cesaretli biri olduğunu ve sürekli Rojava’ya gitmek istediğini söylüyor. Şahin, “Biz onun Cizre ya da Sur’da olduğunu tahmin ediyorduk. Düşündüğümüz gibi de oldu. Cizre halkının mücadelesine destek olurken katledildi” dedi.
Ailelerinde neredeyse devletin zulmüne maruz kalmayan ve devlet zulmüne karşı direnmeyen kimsenin olmadığını aktaran Şahin’in babası Halit Şahin de oğlunun halkla iç içe, çalışkan ve başarılı biri olduğunu vurguladı. Baba Şahin, oğlunun uzun zamandır siyasi faaliyetler içinde çalışma yürüttüğünü belirterek, kendisi ile 4 ay önceki görüşmesini şöyle aktarıyor: “6 çocuğum var. Biri Rojava’da DAİŞ’e karşı savaşıyor. Erdal, bana her zaman kendisinin de gitmek istediğini söylüyordu. Abisinin zaten orada olduğunu söyledim. O da ‘O zaman buralarda çalışayım. Hem zaten senin 4 tane daha çocuğun var. Bir çocuğun da halkın çocuğu olsun. Onlar sana yeter. Beni de halkına adamış say. Ben çalışmalara katılacağım. Mücadele edeceğim’ dedi.”
Kürt halkının mücadelesinin devam edeceğini vurgulayan baba Şahin, şöyle devam etti: “Bu halk daha kötülerini de gördü. Bu halk mücadeleden vazgeçmedi, vazgeçmeyecek de. Kürt halkının mücadelesi tek bir Kürt kalsa da devam edecek bir mücadeledir. Bu mücadele öğrenci hareketi olarak başlamış bir mücadele iken, bir halk hareketi olmuştur. Artık bitirilmesi imkansız bir harekete dönüşmüştür. Bu gençler kandırılmış gençler değil. Bunlar halklarına yapılan zulme karşı başkaldıran gençler. Bir Erdal giderse binlercesi gelecek. Her gün daha da büyüyecek bu hareket. Bunu herkes böyle bilsin.”