Batı Kürdistan, petrol kuyuları ve uzun kuyruklar… -Amed Dicle

Batı Kürdistan, petrol kuyuları ve uzun kuyruklar… -Amed Dicle

Derik yakınlarında bir köyde gece konaklandıktan sonra sabah bir araçla yönümüzü Qamışlo'ya çevirdik.

Bir kaç noktada Halk Savunma Birliklerinin kontrol noktalarından geçiyoruz. Kontrol noktalarında Kesk, Sor u Zer bayrakları dalgalanıyor. Dönüşümlü olarak gruplar 24 saat orada nöbet tutuyorlar. Gelen giden araçları kontrol ediyorlar, şüpheli bir durum varsa aracın bagajını açıyorlar.

Bir kontrol noktasında bekletiliyoruz. 25 yaşlarında bir genç elinde silahıyla bizi durdurup selam verdikten sonra nereden gelip nereye gittiðimizi soruyor. Derik'ten gelip Qamışlo'ya gittiðimizi, gazeteci olduðumuzu ve Halk meclisi onayıyla seyahat ettiðimizi anlatıyoruz. Aracı kenara çekmemizi rica ediyor.

Bulunduðumuz kontrol noktası sınıra çok yakın. 2-3 Km. ötede Türk askerlerine ait kulübeler görünüyor. Türk askerlerinin de bulunduðumuz noktadaki dev bayraðı görüyorlardır diye söylüyor nöbetçilerden biri.

Kontrol noktalarında nöbet tutan insanlar çevre köylerden. Kendi aralarında bir planlanma yapmışlar. Ýnsanlar gönüllü olarak bu çalışmaya katılıyor. Tecrübeli olanlar, yeni katılanları eðitiyor. Şehir girişlerindeki rutin noktalarda 6'şer saatlik nöbet tutuluyor. Sonra başka bir grup nöbeti devralıyor. Ancak kritik yerlerdeki karakollarda ise durum farklı. Bu tür noktalarda gruplar 5'er günlük nöbet tutuyor.

Bekletildiðimiz bölgedeki asayiş görevlilerin bir kısmı nöbet saatleri olmadıðı halde orada bulunuyorlar. En genci 19, en yaşlısı 55 yaşında. 18 yaşından küçüklere silah verilmiyor. Bir çoðu daha önce bu tür noktalarda gözaltına alınmış, eziyet görmüş, yıllarca cezaevlerinde kalmış insanlar. Ve günün birinde kendi güvenliðimizi saðlayacaðımızı biliyorduk, ama şimdi bu duygu bize tuhaf geliyor diyorlar.

Ýlginç olaylar da olmuyor deðil. Örneðin Kobane'de Halk Meclisinden Ahmet isimli bir yetkili 2004 yılında şehir girişindeki Baas güçlerine ait kontrol noktasında gözaltına alınıyor. 3 yıl Halep'te tek bir hücrede tutuyor. Sorgulamasına Türk subaylar katılıyor. Defalarca işkence görüyor. 'Suriye vatandaşı olmasam Türkiye'ye verilecektim' diyor.

Ve 19 Temmuz 2012'de Kobanê'de halk yönetime el koyarken şehir girişinde güvenliði saðlayan Kürt güçleri kaçmaya çalışan bir Baas subayını yakalayıp Halk meclisine teslim ediyorlar.

Halk meclisi yetkilisi Ahmet, "Subayı görür görmez tanıdım, beni tutuklayan, işkence eden adamdı. O'da beni tanıdı. Çok korktu. Korkmana gerek yok dedim, su verdim. Biz intikam peşinde deðiliz dedim. Subay bana, bu davranışınız benim için ölümden beterdi dedi..."

Yaklaşık yarım saat bekletildiðimiz nöbet noktasındaki yetkililer Halk Meclisi yöneticileriyle telefon görüşmesi yaptıktan sonra gidebileceðimizi ve çekim yapabileceðimiz belirtiyorlar.

Derik'ten başlayan, Qamişlo, Amûdê ve Serêkaniyê'ye kadar devam eden ve Cizîr bölgesi olarak tanımlanan bu dümdüz ovada binlerce petrol kuyusu, gaz santrali, henüz biçilmiş binlerce hektar buðday, mercimek, nohut tarlalarından geçiyoruz.

Bölge tam olarak bir petrol ve tarım bölgesi. Zaten bu özelliklerinden dolayı şimdilik ve gelecekte potansiyel sorunları bünyesinde taşıyor. Bölgeden çıkarılan Petrol Suriye kentlerine götürülüp orada rafine ediliyor. Bazı kuyular şimdi çalışmıyor. Hesekî civarındaki kuyular aktif. Savaştan dolayı bölgeye gaz ve benzin geri gelmediði için sorunlar şimdiden başlamış durumda.

Nitekim yol güzergahında ve şehir merkezinde uðradıðımız onlarca benzinlikte uzun araç kuyruklarıyla karşılaşıyoruz. Bir kaç litre benzin alabilmek için en az 5 saat kuyrukta beklemek gerekiyor. Hava gündüz 47-48 derece. Bu aşırı sıcaklık insanların gerilmesine ve olası kargaşaların çıkmasına zemin olabilir diye düşünüyoruz.

Halk meclisleri bu duruma tedbir geliştirmişler. Her benzinlikte dönüşümlü olarak iki halk meclisi üyesi görevli bulunuyor. Bunlar benzin fiyatına, sıraya, olası sorunlara müdahale ediyor.

Sırada bekleyenlere soruyoruz; sıkıntı oluyor mu? Haksızlıðı uðradıðınız oluyor mu? "Sorun var, zorlanıyoruz ama herkese eşit davranıldıðı için, şimdiye kadar bir sorun yaşamadık" diyorlar.

Aynı durum kent merkezlerindeki gaz, ekmek ve temel gıda maddeleri için de geçerli.

Bir diðer potansiyel sorun ise daha önce Baas rejiminin oluşturduðu Arap kuşaðı.

Derik'ten Serêkaniyê'ye yani kuzey Kürdistan sınırını düşündüðümüzde Cizre'den Ceylanpınara tekabül eden bölgede her iki Kürt köyünün arasına bir Arap köyü kurulmuş. Rejim Kürtlere ait binlerce hektarlık araziyi zorla alarak Güney Suriye'den getirdiði Araplara vermiş.

Tek geçim kaynakları tarım olan bu insanlar şimdi arazilerini alacaklar mı? Bölgeye yerleştirilen Araplar ne olacak. Yüksek Kürt Konseyi bu konuda ne düşünüyor?

Bu soruları Qamışlo'da Yüksek Kürt Konseyi üyeleri Salıh Müslüm, Ahmet Sileman ve Sinem Mihemed'de soruyoruz...

Yarın...